Esas No: 2013/21111
Karar No: 2014/6932
Karar Tarihi: 19.03.2014
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/21111 Esas 2014/6932 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat
Hüküm : 126,50 TL maddi ve 8.000 TL manevi tazminatın davalıdanalınarak davacıya verilmesine.
Davacı vekilinin 11.11.2011 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının 14.11.2010 tarihinde gözaltına alındığını ve aynı gün serbest bırakıldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK"nın 141-144. maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Davacı ... vekilinin dava dilekçesiyle; müvekkilinin hali hazırda Uşak Askerlik Şubesi Başkanlığı"nı binbaşı rütbesi ile sürdürmekte olduğunu, 19 yıllık asker olduğunu, aynı zamanda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde yönetim ve organizasyon bilimleri alanında doktorasını tamamladığını, evli ve iki çocuk babası olduğunu, müvekkil hakkında hüvviyet cüzdanı, pasaport gibi belgelerde sahtecilik suçundan dolayı Kartal 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/280 esas, 2008/767 karar sayılı kararı ile mahkumiyet hükmü tesis edildiğini, esasen tesis edilen mahkumiyete konu eylemi gerçekleştiren faillerin müvekkil ile uzaktan yakından bir ilgisinin olmadığını, mahkumiyeti gerektirir eylemi gerçekleştiren kişinin ... ve ... oğlu, 1966 İstanbul doğumlu Kartal - İstanbul nüfusuna kayıtlı ... olduğunu, Kartal 6.Ceza Mahkemesinin kararında hüküm giydiği ifade edilen müvekkilinin ise ... ve ... oğlu, 1971 ... - Sivas doğumlu, Kartal - İstanbul nüfusuna kayıtlı ... vatandaşlık nolu ... olduğunu, mahkeme kalemi ve hakiminin en azından ihmalinden kaynaklanan bir sebeple kayıtlara hüküm aşamasında yargılanan ...’in değil, müvekkilinin TC kimlik numarasının işlendiğini, oysa yargılama sırasında gerçek ..."in kimliğini gizlemediğini, sanık ..."in gerçek kimlik bilgilerinin mahkemece bilindiğini, sahtecilik suçundan verilen bu kararın usulü işlemler sonrası kesinleştiğini, hükümde geçen para cezasının ödenmediğinden bahisle gerçek sanık ... yerine yukarıda bahsedilen olay nedeniyle müvekkili ... hakkında infaz işlemlerinin başlandığını, bu sırada müvekkilinin eşi ve çocukları ile ...den 14/11/2010 " da kurban bayramı için tatile gittiğini, tatilinin ikinci günü hükmün infazı amacıyla gözaltına alındığını, yapılan yazışmaların infaz evraklarında müvekkilinin ismi yazılı olduğu için sonuç doğurmadığını, müvekkilinin serbest bırakılmadığını, hükümde geçen 2.925 TL adli para cezasını ödemek suretiyle serbest kalabildiğini, müvekkilinin binbaşı olması nedeniyle yakalanması, gözaltına alınması, hatta yargılanmasına ilişkin özel hükümler bulunduğunu, tüm bu kurallar gözardı edilerek astları olan uzman çavuşlar ve ast subaylar tarafından gözaltına alındığını, gözaltı işleminin yapıldığı karakolda sahtecilikten hükümlü bir binbaşı olarak bulunmanın dahi büyük bir ızdırap nedeni olduğunu, serbest bırakıldıktan sonra dahi otel görevlilerince sahtecilikten yakalanan bir binbaşı olarak tanındığını, üzerine gelen her bakıştan rahatsızlık duyup tatilini tamamlayamadığını, müvekkilinin tüm gün boyunca gözaltına alındığını, aile yapısı, işi, titri, sosyal çevresi ve özellikle mesleki konumu nedeniyle uğradığı manevi zararının bulunduğunu, tatilini yapamadığı gibi kaldığı otelde sahtecilikten dolayı gözaltına alınmasının olay olduğunu, binbaşı olmasından dolayı herkesin gözünün müvekkilinin üzerinde olduğunu, müvekkilinin olayı eşi ve çocuklarına dahi açıklamakta zorluk çektiğini, haksız eylemin müvekkilde giderilmesi olanaksız derin bir elem ve kedere yol açtığını açıklanan bu nedenlerle haksız tutukluluktan doğan maddi ve manevi zararların davalı hazine tarafından tazmin edilmesini sağlamak amacıyla davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, adli sicil kaydının dahi henüz silinmediğini, bundan doğacak sair tazminat haklarının saklı kalmak şartı ile tazminat davasını açtıklarını, sonuç olarak 750 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 15.750 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Davacı ... yazılı ve sözlü beyanlarında özetle; gözaltına alındığı ilk andan itibaren gerçek sanığın kendisi olmadığını beyan ettiğini, bu sürecin kendisi için çok yıpratıcı olduğunu, muteakip süreçte de davanın yenilenmesi noktasında adliyeye sanık olarak çağrıldığını, yargılanmanın yenilenmesi için de ifadesinin alındığı, bu esnada mahkemeye celbinin sanık sıfatıyla yapıldığını, sanık sıfatıyla çıkartılan tebligatların kendisinin yokluğunda başkanlığını yaptığı askerlik şubesi çalışanlarına yapıldığını, sahtecilik suçunun bulunduğu ortamda küçük düşürücü suç olduğunu, olayı anlayabilmek ve kendisi ile nasıl bir bağlantısı olduğunu anlamak için günlerce düşündüğünü, bunun psikolojisi içerisinde olumsuz bir şekilde yaşadığını, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun ilgili maddesine bakıldığında sabıka kaydının bulunması ve hakkında bu suçtan soruşturma olması halinde bile silahlı kuvvetlerden ilişiğinin kesilmesine neden olabileceğini, bunu saklamanın, bu süre içerisinde bunu çözmeye çalışmanın kendisinde ciddi derecede psikolojik rahatsızlık yarattığını, yargılamanın yenilenmesi aşamasında amiri olduğu kuruma ifade alınması için mahkeme celbi gönderildiğini, bu nedenle mahkemeye gitmek zorunda kaldığını, adli sicilinde kendisine ait olmayan bir sabıka kaydı nedeniyle önemli mesleki sorunların çıkacağını ve mesleki olarak yapacağı müracaatlar için engel teşkil edeceğini anlatmasına rağmen yargılamanın yenilenmesi sürecinin 14 Haziran 2011 tarihine kadar sürdüğünü, hali hazırda dahi söz konusu adli sicil kaydının silinmediğini, hiçbir kusuru veya hatası olmadığı halde adli ve idari işlemlerle muhatap olduğunu beyan ederek tazminat talebini yinelemiştir.
Tazminat davasına dayanak olarak gösterilen Kartal 6. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 11/09/2008 tarih ve 2005/280 esas, 2008/767 karar sayılı ceza hükmünün incelenmesinde; sanık ..."in ... doğumlu) sahte sürücü belgesini kullanmak eyleminden 765 sayılı TCK"nun 350/1-3 , 59 maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın daha önceden Kadıköy 2.Asliye Ceza Mahkemesince verilen 16/11/1999 tarih ve 1999/323 - 820 esas / karar sayılı ilamı ile mahkum olduğundan cezasının 765 sayılı TCK"nun 81/1 maddesi uyarınca tekerrür nedeniyle 1/12 oranında artırılarak 10 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın 647 sayılı yasanın 4.maddesi uyarınca günlüğü 9 TL hesabı ile 2.925 TL adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, verilen kararın sanık ..."in bildirdiği, Hürriyet Mahallesi, ... Kartal - İstanbul adresine tebligat kanunun 35. maddesine göre 25/02/2009 tarihinde tebliğ edildiği ve
05/03/2009 tarihinde kesinleştiği bildirilerek 14/03/2009 tarihinde infaz için Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edildiği, 15/11/2010 tarihinde tazminat davasının davacısı ..."in başvurusu neticesi ilamat evrakının geri istendiği, davacının kimlik ve askeri kimliğinin fotokopileri ve fotoğraflarının alındığı, Kartal 6.Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/280 esas, 2008/767 karar sayılı ek kararı ile hükmün infazının durdurulmasına ve yeniden yargılama yapılmasına karar verildiği, bu kez dosyanın 2010/703 esas sırasına kayıt edildiği, 25/11/2010 tarihinde Uşak Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesine talimat yazıldığı, Uşak 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 31/01/2011 tarih ve 2010/673 talimat nolu talimat duruşmasında davacı ..."in sanık sıfatıyla savunma ve beyanlarının tespit edildiği, iadeyi muhakeme olarak yeniden yapılan yargılama sonucu Kartal 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/06/2011 tarih 2010/703 esas, 2011/477 karar sayılı hükmü ile (davacı) sanık ..."in beraatine, mahkemenin 2005/280 esas , 2008/767 karar sayılı kararının adli sicil kayıtlarından çıkarılmasına, gerçek sanık olan ... ve ... oğlu 1966 doğumlu ..."in 765 sayılı TCK"nun 350/1, 59, 81, 647 sayılı yasanın 4.maddesi uyarınca 2.925 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına hükmedildiği, bu beraat kararının 24/06/2011 tarihinde kesinleştiği,
Davacı ... hakkında 14.11.2010 tarihinde, saat 11.15 de düzenlenen kolluk tutanağına göre; davacının 14.11.2010 tarihinde saat 06.00 sıralarında .... otelde gözaltına alındığı ve 14.11.2010 tarihli ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/904 ilamı ile ilgili olarak saat 14.52"de düzenlenen teslim ve tesellüm tutanağına göre de ilama konu olan 2.925 TL’nin gözaltına alınma tarihinin hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle tutanak karşılığı davacı ...’den alındığı,
Dosya arasına 03.04.2012 tarihinde alınan, davacıya ait adli sicil bülteninin incelenmesinde; Kartal 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.09.2008 tarih ve 2005/280 esas, 2008/767 karar sayılı, 765 sayılı TCK"nun 350/1-3, 59, 81/1 ve 647 sayılı yasanın 4.maddelerine göre hükmedilen 2.925 TL adli para cezasına ilişkin ilamın görüldüğü, bu cezaya ait hükmün 05.03.2009 tarihinde kesinleştiği bilgilerinin kayıtlı olduğu, sabıka bülteninde gözüken kaydın halen silinmediği anlaşılmıştır.
Dosya arasında mevcut, dava dilekçesi, davacının yazılı ve sözlü beyanları, Kartal 6.Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/280 esas ve 2008/767 karar sayılı mahkumiyet kararı, aynı mahkemenin 10/06/2011 tarih ve 2010/703 esas ve 2011/477 karar sayılı iade-i muhakeme sonucu verilen beraat kararı, bu beraat kararının 24.06.2011 tarihinde kesinleştiğine ilişkin kayıt, davacının binbaşı rütbesi ile Uşak Askerlik Şubesinde şube başkanı olarak görev yaptığına ilişkin kayıt, davacının evli ve iki çocuklu olduğuna ilişkin tam aile nüfus kaydı, adli sicil kaydı, otel rezervasyonu, tanık beyanları, otele giriş ve çıkış tarihleri, emniyet nezdinde görülen otel kayıtları, 14/11/2010 günü saat 06:00 da ... jandarma ekipleri tarafından yakalanıp saat 11:15 de Kemer Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilip sonrasında aynı gün ilama konu 2.925 TL para cezasının tutanakla teslim etmesi sonrası saat 14:52 de serbest bırakılması, ödediği paranın ertesi günü Cumhuriyet savcısının talimatı ile kendisine teslim edildiğine dair tutanak ve mahkemece toplanan tüm bilgi ve belgelere göre; olay tarihinde Binbaşı rütbesi ile Uşak Askerlik Şubesi Başkanı olarak görev yapan ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa tabi olan davacının 13/11/2010-18/11/2010 tarihleri arasında eşi, iki küçük çocuğu ve tanıdıkları olan 3-4 aile ile birlikte tatil yapmak üzere ..."e 13/11/2010 günü gece saatlerinde giriş yaptığı, otel görevlilerince kişi bilgileri sisteme kaydedildikten sonra jandarma ve polis tarafından da kullanılan sistemde görünmesi nedeniyle ertesi gün sabah 06:00 da hakkında hapisten çevirme 2.925 TL adli para cezasına ilişkin Kartal 6.Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/280 esas ve 2008/767 karar sayılı mahkumiyet kararına dayalı olarak sisteme kaydedilen ve infazı bekleyen ilamın görünmesi nedeniyle kendisinden daha düşük rütbeli uzman çavuş ve astsubay tarafından otelden gözaltına alınarak jandarma komutanlığına götürüldüğü, 14/11/2010 gününün pazar gününe denk gelmesinin etkisiyle saat 11:15 e kadar gözaltında kaldığı, saat 11:15 de Kemer Cumhuriyet Başsavcılığına götürüldüğü, saat 14:52 de ilama konu 2.925 TL adli para cezasını ödeyerek serbest kaldığı, yakalandığı ilk andan itibaren bu olayda bir yanlışlık olduğunu yazılı ve sözlü olarak ifade ettiği, ancak görevli personelin inisiyatif kullanma yetkilerinin bulunmaması ya da kullanamamaları nedeniyle ödeme yapmak suretiyle ilam infaz edilerek serbest kalabildiği, bu olayda yanlışlığın Kartal 6.Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/280 esas sayılı dosyasında gerçek suçlu olan ... ve ..... oğlu 1966 doğumlu ... iken 11/09/2008 tarihli mahkumiyet hükmü kurulup gerekçeli karar yazım aşamasında UYAP sisteminin yürürlük ve fiili uygulama tarihine göre eski sayılabilecek bu dosyanın gerekçeli karar numarası alımı için taraf bilgileri güncellendiğinde T.C. kimlik numarası olmayan eski gerçek sanığın kimlik bilgileri silinerek yeni T.C. kimlik numarası girilirken ad ve soyadı benzerliği dışında konu ile uzaktan yakından ilgisi olmayan davacının T.C. kimlik numarasının UYAP sistemine girildiği, gerekçeli kararda da sanık kimlik bilgilerinin ... ve ... oğlu, 22/05/1971 ... doğumlu, ...nüfusuna kayıtlı ... T.C. kimlik numaralı ... olarak yazıldığı, bu bilgilerin de davacıya ait olduğu, gerçek sanığın adresi olarak bildirilen Hürriyet Mahalles...l adresine Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebligat yapılıp kesinleştirildikten sonra infaz için Kartal Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, 2009/10-2295 nolu ilamat numarasını aldığı, sonrasında Kemer Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/904 ilamatına kaydedildiği, yanlışlığın bu şekilde cereyan ettiği anlaşılmıştır.
Gerekçe ne olursa olsun, bir kamu hizmeti sayılan adalet hizmetini yürüten kamu görevlilerinin başta Anayasa ve temel hukuk kurallarına göre kişi hak ve özgürlüklerine azami oranda dikkat edecek ölçüde eylem ve işlemlerini yürütmesi gerekmektedir. Sonuçta davacı konu ile uzaktan yakından bir ilgisi olmadığı halde, gerçek sanık kimlik bilgilerininin dosyadan UYAP ortamına kaydedilmesinden ibaret bir adliye işlemi sırasında yapılan hata sonucu 14.11.2010 günü saatlerce hürriyetinden yoksun kalmış ve yasal tazyik karşısında para cezasını ödeyerek saat 14:52"de serbest kalabilmiştir.
Davacı hiç beklemediği bu olay sonrasında travma yaşamış ve manevi olarak büyük ölçüde etkilenmiştir. Yakalandığı ilk andan itibaren çeşitli kurumlar ile yazışma yapılmış, bu arada görev yaptığı Uşak Askerlik Şubesi ve askeri bağlantı nedeniyle Kemer ve Uşak Jandarma Komutanlıkları tarafından durum öğrenilmiş, aleniyet kazanıp dava konusu olduktan sonra iadeyi muhakeme sırasında sanık olarak çağrılmış, davacının T.C. kimlik numarası sisteme girilip karar kesinleştirilip adli sicil kaydına da işlendikten sonra ve mahkumiyet kararının sahtecilik suçuna ilişkin olması nedeniyle, davacının tabi olduğu 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihracı düzenleyen 50. maddesinde sahtecilik suçunun sayılması, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve ilgili diğer mevzuatın değişik maddelerinde düzenlendiği üzere "sahtecilik suçunun memuriyete engel teşkil eden suçlardan olması" karşısında davacı idari olarak ihraç, açığa alınma, kademe ve terfi ilerlemesinin durdurulması, rütbede bekleme süresinin uzatılması gibi olumsuz idari olasılıklarla karşılaşma tehlikesi yaşamıştır.
Teorik olarak hiç bir parasal miktar, kişinin yaşadığı manevi olumsuzlukları tam olarak giderme imkanına sahip değildir. Bunları net olarak ölçme imkanı da bulunmamaktadır. Ancak tazminat kurumunun düzenlenme amacı oluşan manevi zararı tam olarak gidermese de bir ölçüde bunu giderme ve tatmin amacı güderken, öbür taraftan da kişinin haksız zenginleşmesinin önüne geçme amacı gözetilmektedir.
Manevi zarar; tutuklanan şahsın sosyal çevresinde itibarının sarsılması, hürriyetinden yoksun kalınması nedeniyle duyulan elem ve ızdırap ve ruhi sıkıntıların bir nebzede olsa giderilmesi amacına yöneliktir. Manevi zararın tümüyle giderilmesi olanaksız ise de, tayin edilecek manevi tazminat kişinin acı ve ıstıraplarının dindirilmesinde, sıkıntılarının azaltılmasında etken olacaktır. Bu nedenle manevi tazminata hükmedilirken kişinin cezaevinde kaldığı süre, sosyal ve ekonomik durumu, toplumsal konumu, atılı suçun niteliği, tutuklamanın şahıs üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler dikkate alınarak, zenginleşme sonucu doğurmayacak, adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşır bir miktar olmasına özen gösterilmelidir.(C.G.K. 11.05.1999, 1999/9-102, 1999/115)
Tüm bu açıklamalar ışığında adli işlemin hatalı uygulanması sonucu olarak suç işlemediği halde sisteme kimlik bilgileri sanık sıfatıyla kayıt edilen ve hükmün infazı çerçevesinde tatil için gittiği otelde beraberinde ailece görüştüğü diğer aileler de olduğu halde, rütbe olarak astlarınca yakalanan ve gözaltına alınan davacı için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 141 ve devamı maddelerine göre öngörülen manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında geçirdiği süre ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiğinden tebliğnamenin 1 nolu bendindeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre; davalı vekilinin miktara ve eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna, davacı vekilinin hükmedilen tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 gün ve 2-63 sayılı kararında açıklandığı üzere: haksız tutuklamadan kaynaklanan tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı hazine lehine vekalet ücretine hükmedileceği, davanın kısmen kabulü halinde davalı hazine lehine vekalet ücretine hükmolunmayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin davalı tarafa vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca, isteme uygun olarak, BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasından davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin 4. bendin hükümden çıkartılması, suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/03/2014 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ:
Davacıya 8.000 lira manevi tazminat ödenmesine dair mahalli mahkeme kararını onayan sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki gerekçelerle katılmıyoruz.
Şöyle ki:
1. Davacının kimlik bilgilerinin kullanılması ile hakkında 765 sayılı TCK"nın 350/1. maddesi gereğince 2.925 lira para cezasına hükmedilmiştir. 14/11/2010 günü kaldığı otelden sabah saat 06.00"da alınarak Jandarma Karakoluna getirilmiş ve hakkındaki para cezası tatil olması nedeniyle emanete alınmış ve aynı gün 14.52"de serbest kalmıştır.
Bir sonraki gün, olan 15.11.2010 tarihinde, yargılamanın yenilenmesi talebiyle ilam evrakları mahal mahkemesine geri istenince davacıdan alınan 2.925 lira da kendisine iade edilmiş, daha sonra da yargılamanın yenilenmesi yoluyla davacı beraat etmiştir.
2- Dairemiz çoğunluğunca da kabul edilen ortak uygulamaya göre de bir ay tutuklu kalanlar için 1.000-1.500 lira tazminat ödenirken bizce sabah kahvaltısını Jandarma Bölük Komutanlığında yapan davacı askerlik şubesi başkanı için ödenmesine karar verilen 8.000 lira manevi tazminat emsal uygulamalara göre fazladır. Bu miktar neredeyse istikrar kazanmış daire uygulamalarına göre 5 ay cezaevinde kalıp beraat eden davacılar için kabul edilen orandır. Nitekim zimmet suçundan 4 ay cezaevinde kalan davacı için hükmedilen 10.000 lira tazminat miktarı dairemizce fazla kabul edilerek mahalli mahkeme kararı bozulmuştur. (12.CD 11.04.2013/7218-9632) Dairemizin bu yönde yüzlerce kararı vardır.
3- Dava dilekçesinden başlamak üzere yargılama sürecinde öyle bir mağduriyet ileri sürülmüş ki, bunun ispatlanması için tanıklar bile dinlenmiştir. Bu durum koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davaları için alışılagelen bir uygulama değildir. Kaldı ki dosyadaki yazılardan da anlaşılacağı gibi askeri personel olan davacı için gözaltı işlemi bile uygulanmamıştır.
4- Herkes bilir ki adli ve idari işlemler sırasında buna benzer yanlışlıklar yapılmaktadır. Nitekim, herkesin bildiği, askerlik şubesi başkanı olduğu için davacının daha çok vakıf olduğu gibi, askerlik yoklamasını yaptırdığı halde, defterlere kayıtların işlenmemesi nedeniyle insanlar karakollarda, nezarethanelerde birkaç gün geçirmektedirler. Nitekim bu mağduriyetlerin çok artması üzerine, hakkında hiçbir adli işlem olmayan kişilerin idarenin istemi doğrultusunda saklı, yoklama kaçağı, bakaya veya iltihak bakayası nedeniyle kişilerin yakalanıp gözaltına alınmamaları için Adalet Bakanlığı 03.07.2008 tarih ve 38574 sayılı yazıyla Adli Teşkilatı uyarmıştır.
Dosyaya konu olay bakımından baktığımızda meydana gelen haksızlık benzerlerindeki mağduriyetlerle karşılaştırıldığında çok hafif kalmaktadır. Tabiki haksız uygulamalar nedeniyle oluşan zararlar giderilmeli, ancak hakkaniyet ve emsal uygulamalarda nazara alınmalıdır. Açıkladığımız bu nedenlerden dolayı sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılmıyoruz.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.