Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/4041 Esas 2015/6850 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/4041
Karar No: 2015/6850
Karar Tarihi: 08.10.2015

Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/4041 Esas 2015/6850 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Elbistan(Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 22/01/2013 tarihli 2011/20 (E) ve 2013/75 (K) numaralı dosyasında hakaret suçlamasıyla yargılanan sanığın beraat yerine mahkumiyeti kararının bozulmasına karar verilmiştir. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı üzerindeki hakları olup, bu suçun oluşabilmesi için fiilin gerçek bir kişinin belirtilen kişilik haklarını rencide edecek şekilde işlenmesi gereklidir. İncelenen dosyada, sanık tarafından gönderildiği kabul edilen 28.07.2007 tarihli elektronik postadaki sözlerin, Anayasal şikayet hakkı kapsamında olduğu düşünülmemiş ve bu nedenle sanığın beraatı yerine mahkumiyetine karar verilmiştir. Ayrıca, mahkeme kararında CMK'nın 231/5. maddesi uygulanmamış, hapis cezasının kısa süreli olması nedeniyle TCK'nın 53/1. maddesinde belirtilen hak yoksunlukları tatbik edilmemiş, hapis cezası ertelenen sanık hakkında belirlenen denetim süresinin TCK'nın 51/3. maddesi gözetilmeden belirlenmiştir. Kanuna aykırı işlemler nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise şu şekildedir: Anayasa'nın
18. Ceza Dairesi         2015/4041 E.  ,  2015/6850 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 4 - 2013/170864
    MAHKEMESİ : Elbistan(Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 22/01/2013
    NUMARASI : 2011/20 (E) ve 2013/75 (K)
    SUÇ : Hakaret

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1- Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı üzerindeki hakları olup, bu suçun oluşabilmesi için fiilin, gerçek bir kişinin belirtilen kişilik haklarını rencide edecek şekilde işlenmesi gerekmektedir. Hakaret suçu, Anayasanın 24 ila 30. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 9 ve 10. maddelerinde düzenlenen ifade hürriyetinin sınırlarını oluşturmaktadır. Suçu oluşturan eylem bakımından failin ifade hürriyeti, mağdur yönünden ise onur, şeref ve saygınlığı ile din, vicdan ve kanaat hürriyetine ilişkin temel kişilik hakları çatışmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü, sözü edilen karşılıklı hakların dengelenmesini gerektirmektedir. Ancak, ileri sürülen bir düşünceyle bağlantısı bulunmayan, esasında düşünce açıklaması vasfında da görülemeyen sövme niteliğindeki fiillerin ifade özgürlüğünden yararlanamayacağı açıktır.
    İncelenen dosyada; sanık tarafından gönderildiği kabul edilen 28.07.2007 tarihli elektronik postadaki sözlerin, Anayasal şikayet hakkı kapsamında olduğu düşünülmeden, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
    2- Kabule göre de;
    A- Sanığın, talimat yolu ile alınan 01.12.2011 tarihli savunmasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine muvafakatinin olduğunu belirtmesine rağmen, müdafiinin, aksi yönde talepte bulunduğunun anlaşılması karşısında, beyanlar arasında oluşan bu çelişki giderilmeden, müdafiinin talebi üstün tutulmak suretiyle, CMK"nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    B- Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının kısa süreli olmaması karşısında, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanması gerekirken, cezanın kısa süreli olduğu gerekçesiyle, aynı Kanun maddesinde belirtilen hak yoksunluklarının tatbik edilmemesi,
    C- Hapis cezası ertelenen sanık hakkında belirlenen denetim süresinin, TCK"nın 51/3. maddesine göre, mahkum olunan ceza süresinden az olamayacağının gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı ve sanık A.. T.. müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/10/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.