
Esas No: 2014/6366
Karar No: 2014/8725
Karar Tarihi: 23.10.2014
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/6366 Esas 2014/8725 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... İlçesi, ... Köyü ... ada ... parsel sayılı 10.057,77 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile davalılar adına tespit edilmiştir.
Davacı vekili, ... Köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 1992 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde olduğu halde, 2007 yılında 4999 sayılı Kanuna göre yapılan çalışmalarda orman sınırlarına uyulmadığını ve 30.04.2007 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosunda da orman sınırları daraltılacak şekilde gerçek kişi adına tapu kaydı oluştuğunu ileri sürerek, davalı adına kayıtlı tapunun iptali istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulü ile ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, 29/04/2009 tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 7.742,04 m2 yüzölçümlü taşınmazın orman vasfı ile tesciline kararı verilmiş, Hazine ve davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin, 27/10/2010 tarih, 2010/9306 - 13157 karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; [Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki hükme esas alınan uzman bilirkişi raporunda, 1992 yılına ait orman kadastro haritasında gösterilen 149 numaralı orman sınır noktasının farklı yerde olduğu belirtilerek, asıl olması gereken yer mavi renkle işaretlenmiştir. Orman kadastro tutanağının 21. sayfasında 149 numaralı orman sınır noktasının yeri "148 numaralı noktadan kuzeybatı yönde düz hatla ... evinin doğusundaki yol üstündeki yerli kaya" şeklinde tarif edilmiştir. Uzman bilirkişi raporunda memleket haritası ve hava fotoğraflarına dayalı bir uygulama yapılmadığından, orman kadastro tutanağındaki tarif ve bilirkişi raporlarının doğruluğu denetlenemektedir.] denilerek daha önce yapılan orman kadastro ve 2/B tutanaklarına göre dava konusu taşınmazın konumunun belirlenmesi yönünde araştırma yapılması istenmiştir.
Mahkemece, Yargıtay bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne ve dava konusu 442 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 16/092011 tarihli bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen toplam 8089,07 m2 yüzölçümlü kısmın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptaline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 21.05.1992 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu vardır. Daha sonra 18.01.2007 tarihinde ilân edilip kesinleşen 4999 sayılı Kanunun 9. maddesi gereğince fennî hataların düzeltilmesi çalışması yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdıkları temyiz harcının istek halinde iadesine 23/10/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.