21. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/11995 Karar No: 2014/15564 Karar Tarihi: 30.06.2014
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/11995 Esas 2014/15564 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Antalya 4. İş Mahkemesi'nin 17/03/2014 tarihli kararına göre, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 321. maddesine göre, kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı hallerde, gerekçeli karar bir ay içinde yazılarak taraflara tebliğ edilmelidir. Kararın gerekçesi tefhim edilmediği durumlarda temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlamaktadır. Ancak hüküm ve gerekçesi birlikte tefhim edildiği takdirde temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. Temyiz süresinin başlama tarihini belirleyen tefhim kavramı, hüküm ile gerekçenin birlikte açıklandığı durumlarda söz konusu olur. Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz dilekçesi sunmaları halinde bile gerekçeli kararın taraflara tebliği gereklidir. Bu şekilde davanın tümden kabulü veya reddi söz konusu olsa bile kararın gerekçesi temyiz edilebilir ve tarafların hukuki yararları bulunabilir. Kanun maddeleri olarak da bahsedilen Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 321 ve 5521 sayılı Kanun'un 8. maddeleridir.
21. Hukuk Dairesi 2014/11995 E. , 2014/15564 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya 4. İş Mahkemesi TARİHİ : 17/03/2014 NUMARASI : 2013/502-2014/136
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir). Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal“ olarak anlaşılması zorunludur. Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde dahi, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanmaları mümkün olduğundan, bu gibi hallerde bile gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir. Davanın tümden kabulü yada reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur. Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda; 1-Gerekçeli karar tebliğ edilmeyen davacılar vekili ve davacılara gerekçeli kararın yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten sonra ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432 ve 433. maddelerindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek, 2-Temyiz eden davalılar vekilince sunulan temyiz dilekçesinin, HUMK"nun 433. maddesi gereğince davacılar vekili ve davacılara yöntemince tebliğ edilerek, tebligat parçası eklendikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.