22. Hukuk Dairesi 2016/30616 E. , 2016/29677 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ile davalılar ... ile ... Mad. ve ... A.Ş. vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 30.11.2014 tarihinde iş sözleşmesinin fesih edildiğini, ancak söz konusu feshin geçersiz olduğunu, müvekkilinin her ne kadar ... kayıtlarında davalılardan ...."nin işçisi olarak gözükse de aslında bu durumun muvazaalı olduğunu, .... Genel Müdürlüğü ... Müessese Müdürlüğünün muvazaalı bir alt işverenlik ilişkisi kurduğunu, ... Kömür İşletmelerinin asıl işinin tamamının kanunda öngörülen şartlar olmaksızın, kendisini ihale sözleşmesi ile perdeleyerek alt işverene devrettiğini iddia ederek feshinin geçersiz olduğunun tespiti ile müvekkilinin işine iadesine, müvekkilinin çalıştırılmadığı süre için dört aylık brüt ücret ve diğer haklarının, işe iade kararı verilmesine rağmen işe başlatılmaması halinde sekiz aylık brüt ücretinden az olmamak üzere iş güvencesi tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı .... Genel Müdürlüğü ... Müessese Müdürlüğü, husumetin yanlış yöneltildiğini savunarak davanın reddini istemiştir
Yargılama sırasında husumet yöneltilen davalı, ... Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü, dava konusu olayda 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/VI. maddesindeki şartların oluşmadığı için müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, zira müvekkili kurum ile diğer davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığını, müvekkili kurumun ihale makamı konumunda olduğunu, bu sebeple davacı ile müvekkili kurum arasında iş sözleşmesi bulunmadığı için davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Tilaga Madencilik A.Ş. ve dava dışı ... Kömür İşletmeleri A.Ş ; davalı işyeri ile diğer davalı kurum arasında muvazaa bulunmadığını, 13.05.2014 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle ... ..., Maden İşleri Genel Müdürlüğü ve ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan adli soruşturma sebebiyle söz konusu maden ocağının kapatıldığını, halen çalışmadığını ve ocağın açılmasının yakın zamanda mümkün olmadığını, işyerinde çalışan işçilerin toplu olarak işten çıkartıldığını, sadece davacıya karşı yapılan herhangi bir uygulama bulunmadığını, müvekkili şirketin bu dönemde 2.800 işçinin iş sözleşmesini feshetmek zorunda kaldığını, müvekkili şirkete ait 13.05.2014 tarihi itibariyle ... sınırlarında 3 adet maden ocağı mevcut olduğunu, bu 3 ocakta toplam 5.800 kişi çalıştığını, kaza sonrası ... ... İş Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından ..., ... olarak bilinen 3 ocağında geçici olarak kapatılmasına karar verildiğini, bu 3 işletmeden sadece Işıklar Ocağının açıldığını işyerinin kapanmış olması sebebiyle müvekkilinin davacıyı işe iade edebileceği herhangi bir işyeri bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, davalı şirketin toplu işçi çıkarma yöntemine uymadığı, bu sebeple feshin geçersiz olduğu gerekçesiyle davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ile davalılar ... ile ... A.Ş. vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Davalı şirketin yaptığı feshin geçerli sebebe dayalı olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık vardır.
Mahkeme tarafından davalı şirketin toplu işçi çıkarma yöntemine aykırı davranarak fesih işlemini gerçekleştirdiği gerekçesiyle davalı şirket açısından işe iade kararı verilmiş ve işe iadenin mali sonuçlarından taraf sıfat yokluğundan red kararı verilen davalı ... Kömür İşletmeleri AŞ davalı şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur.
Öncelikle 4857 sayılı Iş Kanunu"nun 29. maddesinde toplu işçi çıkarma yöntemi düzenlenmiştir. Söz konusu hükme göre, “İşveren; ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin gerekleri sonucu toplu işçi çıkarmak istediğinde, bunu en az otuz gün önceden bir yazı ile, işyeri sendika temsilcilerine, ilgili bölge müdürlüğüne ve ... İş Kurumuna bildirir.
İşyerinde çalışan işçi sayısı:
a) 20 ile 100 işçi arasında ise en az 10 işçinin,
b) 101 ile 300 işçi arasında ise en az yüzde on oranında işçinin,
c) 301 ve daha fazla ise en az 30 işçinin,
İşine 17. madde uyarınca ve bir aylık süre içinde aynı tarihte veya farklı tarihlerde son verilmesi toplu işçi çıkarma sayılır
Birinci fıkra uyarınca yapılacak bildirimde işçi çıkarmanın sebepleri, bundan etkilenecek işçi sayısı ve grupları ile işe son verme işlemlerinin hangi zaman diliminde gerçekleşeceğine ilişkin bilgilerin bulunması zorunludur.
Bildirimden sonra işyeri sendika temsilcileri ile işveren arasında yapılacak görüşmelerde, toplu işçi çıkarmanın önlenmesi ya da çıkarılacak işçi sayısının azaltılması yahut çıkarmanın işçiler açısından olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi konuları ele alınır. Görüşmelerin sonunda, toplantının yapıldığını gösteren bir belge düzenlenir.
Fesih bildirimleri, işverenin toplu işçi çıkarma isteğini bölge müdürlüğüne bildirmesinden otuz gün sonra hüküm doğurur.
İşyerinin bütünüyle kapatılarak kesin ve devamlı suretle faaliyete son verilmesi halinde, işveren sadece durumu en az otuz gün önceden ilgili bölge müdürlüğüne ve ... İş Kurumuna bildirmek ve işyerinde ilan etmekle yükümlüdür. İşveren toplu işçi çıkarmanın kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde aynı nitelikteki iş için yeniden işçi almak istediği takdirde nitelikleri uygun olanları tercihen işe çağırır.
Mevsim ve kampanya işlerinde çalışan işçilerin işten çıkarılmaları hakkında, işten çıkarma bu işlerin niteliğine bağlı olarak yapılıyorsa, toplu işçi çıkarmaya ilişkin hükümler uygulanmaz
İşveren toplu işçi çıkarılmasına ilişkin hükümleri 18, 19, 20 ve 21 inci madde hükümlerinin uygulanmasını engellemek amacıyla kullanamaz; aksi halde işçi bu maddelere göre dava açabilir.”
Görüldüğü gibi toplu işçi çıkarma yöntemi geçerli sebeple veya feshin geçerliliği ile ilgili bir durum değildir. Dolayısıyla bu yönteme aykırı davranılması feshi geçersiz kılmaz. Bu yönteme aykırı davranılmasının yaptırımı idari para cezasıdır. Mahkemenin bu konudaki gerekçesi yerinde değildir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
Somut olayda davacının iş sözleşmesinin maden kazası sonucu yaşanan süreç, maden ocaklarının kapatılması ve bunun şirkete çok büyük ekonomik yük getirmesi gerekçesiyle 30.11.2014 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır. Davalının dayandığı sebep geçerli neden ağırlığında bir sebepdir. Nitekim maden kazası sonucunda çok sayıda dava açıldığı, ... ocağının iş güvenliği kapsamında yapılan denetimler neticesinde ... ... tarafından kapatıldığı, yine fesih tarihinden önce ... ocağının kesin kabulünün davalı ... Kömür İşletmeleri A. Ş. tarafından yapıldığı ve fesih tarihinde işyerinin ... Kömür İşletmeleri A. Ş."ye sözleşme hükümleri uyarınca devredildiği, davalının ekonomik güçlük içerisinde olduğu görülmektedir.
Davalının iş sözleşmesinin feshi için geçerli sebebi bulunmaktadır. Bundan sonra davalının bu feshi usulüne uygun kullanıp kullanmadığı üzerinde durulmalıdır. Somut olayda; Dairemizce incelenen emsal dosyalara göre yaklaşık ikibinaltıyüz işçinin iş sözleşmelerinin feshedildiği ve üçyüzyetmiş işçinin ise Işıklar ocağına nakledildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafından toplu işçi çıkarımında bulunduğu, bu konuda sahip olduğu takdir yetkisini kötüye kullandığı da iddia ve ispat edilemediğinden davalının yaptığı feshin geçerli sebeple yapıldığı kabul edilmelidir. ... halde davacının davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesinin 3.fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkeme kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 31,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 04,00 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı ... A.Ş."nin yaptığı 19,80 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı .... A.Ş."ye ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.800,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 29.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.