17. Ceza Dairesi 2018/818 E. , 2019/3311 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanık ... Kuşçu, sanık ...
TEBLİĞNAMEDEKİ İSTEK : Bozma
Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık suçundan verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçların sanık ... tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık ..."nun tüm aşamalarda alınan savunmalarında, diğer sanık Hakan"dan olan alacağına karşılık olarak sanığın babasına ait peynirleri vermeyi teklif etmesi üzerine, birlikte Kızıldağ yaylasına giderek mağaradan aldıkları peynirleri götürerek sattığını, daha sonradan bu peynirlerin başkalarına ait olduğunu öğrendiğini beyan etttiği, sanık Hakan"ın da sanık ..."in savunmasını doğrulaması karşısında, sanık ..."nun suç işleme kastının bulunmadığı göz önüne alınarak atılı suçlardan beraati yerine, delillerin takdirinde hataya düşülerek mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre;
2-Sanıkların her bir yakınana yönelik eylemleri nedeniyle ayrı ve bağımsız biçimde değerlendirme yapılarak, uygulama maddeleri ayrı ayrı gösterilip denetime olanak sağlayacak biçimde ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, katılanlar ..., ...,..., ..., ... ve ..."e yönelik kurulan hükümlerde toplu uygulama yapılması suretiyle 5271 sayılı CMK"nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
3-Her bir katılana karşı ayrı ayrı suç oluştuğundan bahsedilebilmesi için sanıkların çalınan eşyaların farklı kişilere ait olduğunu bilebilecek durumda olması gerektiği dikkate alındığında, sanıkların suça konu peynirlerin farklı kişilere ait olduğunu bildiğine dair delillerin nelerden ibaret olduğunun karar yerinde açıklanıp tartışılmadan hüküm kurulması,
4-Katılanlar ..., ..., ... ve ..."in duruşmada alınan beyanlarında zararlarının kısmen karşılandığını belirtmiş olmaları karşısında, katılanlardan zararlarının hangi aşamada giderildiği ve kısmi iadeye rızalarının bulunup bulunmadığı sorularak sonucuna göre sanıklar hakkında TCK"nun 168/4. maddesi delaletiyle aynı Yasa"nın 168/1 veya 168/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Katılan ..."in mahkemede alınan beyanında, nakliyecilik yaptığı için uzun süredir evine gitmediğini, bu nedenle zararının karşılanıp karşılanmadığını bilmediğini belirttiği halde, sanıkların ise savunmalarında, zararları giderdiklerini savunmaları karşısında; katılanın zararının karşılanıp karşılanmadığının açıklığa kavuşturulmadan eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
6-Mağdur ..."in mahkemede alınan beyanında, zararının giderildiğini belirttiği anlaşılmakla, mağdurdan zararının hangi aşamada giderildiği sorularak sonucuna göre TCK"nun 168/1 veya 168/2 maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeksizin zararın yargılama aşamasında giderildiğinden bahisle sanıklar hakkında TCK"nun 168/2. maddesinin uygulanması,
7-Sanık ... hakkında tekerrüre esas kabul edilen ilamın birden fazla suça ilişkin ceza içermesi ve bu cezalardan en ağırının tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden,hangi cezanın tekerrür uygulamasına esas alındığının belirtilmemesi suretiyle infazda tereddüde sebebiyet verilmesi,
8-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ..."ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 13.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi