18. Ceza Dairesi 2018/7388 E. , 2019/2067 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Göçmen kaçakçılığı, 6136 sayılı Kanun"a muhalefet
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine göre ve sanık ...’a gerekçeli kararın öncesinde Tebligat Kanunu"nun 10 ve 21. maddelerine göre tebliği yapılmadan, doğrudan anılan Kanun"un 21/2. maddesine göre tebellüğ ettirilmesi nedeniyle yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmakla, bu sanığın temyiz istemi süresinde kabul edilerek, müsaderesi talep olunan ... ile ... plakalı araçlar hakkında da bir karar verilmemiş ise de, zamanaşımı süresi içinde mahkemesi tarafından bu hususta karar verilebileceği öngörülerek, yapılan incelemede;
A) 06/11/2009 tarihli eylemde sanıklar ..., ... ile ..., 13/11/2009 tarihli eylemde sanıklar ..., ... ile ..., 31/12/2009 tarihli eylemde sanıklar ... ile ..., 30/01/2010 tarihli eylemde sanık ... hakkında göçmen kaçakçılığı eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı
Anlaşıldığından, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., sanıklar ..., ..., ... ile ... müdafilerinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden tebliğnameye kısmen uygun uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
B) Diğer hükümlerin temyizinde;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanık ...’nun 30/01/2010 tarihli göçmen kaçakçılığı eyleminde TAPE’lere yansıyan bir konuşmasının olmaması, atılı suçlamayı reddetmesi, diğer suç failleri ile kaçak göçmenlerin sanığın suça iştirak ettiğine dair anlatımlarının bulunmaması, TAPE’lerde ... ile ... arasında geçen konuşmanın sadece bir yerinde “Neco” isminin geçmesi ve bu konuşmada geçen “Neco’nun”, sanık ... olduğunun dosya kapsamından anlaşılamaması karşısında sanık ...’nun 30/01/2010 tarihli göçmen kaçakçılığı suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve cezalandırmaya yeterli delillerin nelerden ibaret olduğu açıklanmadan CMK"nın 230/1-b maddesine aykırı olarak mahkûmiyet kararı verilmesi,
2- İddianame ile sanık ...’nun konutunda ele geçen kurusıkı tabanca ile iki adet fişek nedeniyle eylemine uyan 6136 sayılı Kanun"un 13/1. maddesi uyarınca cezalandırılması talep edildiği halde, mahkemece sadece fişekler nedeniyle sanığın anılan Kanun maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi, 29/12/2009 tarihli İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü"nce düzenlenen ekspertiz raporunda, “ses ve gaz fişeği istimal eden ve namlusu içerisinde ateşli silah fişeklerinin istimalini engelleyen parçası bulunmayan yarı otomatik tabancanın el yapımı çekirdekli fişekleri atabilecek durumda olması nedeniyle 6136 sayılı Kanuna göre yasak niteliğe haiz silahlardan olduğunun” belirtilmesi, buna karşın kurusıkı tabancayla ilgili olarak suçun sübutuna dair hükmün gerekçesinde bir tartışılmaya yer verilmemesi, fişeklerin ele geçirilmesinden kaynaklanan sanığın eyleminin ise anılan Kanun"un 13/4. maddesinde daha az cezayı gerektiren bir hal olarak düzenlenmesi karşısında, Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu"nun 2012/8-1540 E, 2013/606 K sayılı ve 10/12/2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere, “...İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı"nca düzenlenen raporda; sanıktan ele geçen silahın namlu içerisinde bulunan gaz ayırıcı parçasının halkavi yapıda olması nedeniyle, yapılan deneme atışlarında uygun çapta özel şekil ve nitelikte saçma, kurşun, metal küre gibi cisimleri atabildiğinin tespit edildiği, dolayısıyla 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak niteliğini haiz ateşli silahlardan olduğu sonucuna ulaşıldığı belirtilmiş, ancak ele geçen silahın mevcut hali ile mi üretildiği, yoksa sonradan teknik özelliklerinde değişiklik yapılarak anılan kanun hükümlerine tâbi silah vasfına mı dönüştürüldüğü noktasında bir açıklama yapılmamıştır. Şu halde öncelikle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı"ndan silahın üretim tarihi, marka ve modeline göre mevcut şekilde üretilmesine ve ithaline izin verilip verilmediği sorulup, doğrudan mevzuatta öngörülen usul ve esaslara aykırı olarak 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfında mı üretildiği, yoksa 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülebilecek şekilde üretilmesi ve bilaharede bu imkandan yararlanılarak teknik özelliklerinde değişiklik yapılması sonucunda 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfına mı dönüştürüldüğü tespit edilmeli, silahın teknik özelliklerinde sonradan bir değişiklik yapılmışsa bu değişikliğin sanık tarafından mı, yoksa bilgisi dahilinde mi yapılıp yapılmadığı belirlenmeli, ayrıca silah mevcut hali ile üretilmiş ise üretim tarihi, bu tarih itibariyle üretim ve ithalinin tabi olduğu usul ve esaslar, mekanik yapısı, görünümü, silahla birlikte çapına uygun ateşli silah fişeği ele geçip geçmediği gibi hususlar üzerinde durularak niteliğinin 6136 sayılı Kanun kapsamında olduğunun sanık tarafından bilinip bilinmediği araştırılmalı ve sonucuna göre sanığın hukuki durumu takdir ve tayin edilmelidir.”, gerekli araştırma ve değerlendirmenin yapılması gerektiği, bunun neticesinde kurusıkı tabancanın 6136 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi halinde, “tabanca ile iki adet fişek” nedeniyle 6136 sayılı Kanun"un 13/1. maddesi, kurusıkı tabancanın anılan Kanun"a göre yasak niteliğe haiz bir silah olmadığının değerlendirilmesi halindeyse, “iki adet fişek” nedeniyle sanığın anılan Kanunun 13/4. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Kısmi kabule göre de;
Sanıklar ... ile ...’ın TCK’nın 79/1-b ve 43. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarının talep edildiği yargılamada, sanık ...’e 06/11/2009 ile 13/01/2010, sanık ...’a 31/12/2009, 14/01/2010 ile 30/01/2010 tarihli göçmen kaçakçılığı eylemleri nedeniyle ek savunma hakkı verilmeden her bir eylemlerinden dolayı ayrı ayrı mahkumiyet kararı verilmek suretiyle CMK"nın 226. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı ve sanık ..., sanıklar ..., ... ile ... müdafilerinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.