Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3262
Karar No: 2012/5997
Karar Tarihi: 16.04.2012

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2012/3262 Esas 2012/5997 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2012/3262 E.  ,  2012/5997 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, bir adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Satış bedelinin dağıtılma şekline yönelik temyiz itirazlarına gelince; Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
    Olayımıza gelince; Davaya konu taşınmaz üzerinde davacı ve davalılar taşınmazdaki muhdesatların, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, bir kısım paydaşlara ait olduğu kabul etmişler, mahkemece, muhdesatlara isabet eden satış bedelinin, muhdesat sahibi paydaşlara, bilirkişi raporunda belirtilen oranlarda verilmesine karar verilmiş ise de, 05.04.2011 tarihli bilirkişi raporunda, paydaşlar haricindeki üçüncü şahsa ait bina ve muhdesatlar, taşınmazın toplam değerine dahil edilmenden oran kurulduğundan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Paydaşlar dışındaki üçüncü kişilerin davaya dahil edilmesi ve satış bedelinden kendilerine pay verilmesi mümkün değilse de, muhdesatın arza tabi olması nedeni ile, taşınmazın toplam değerinin hesaplanmasında, paydaşlar dışındaki üçüncü kişilere ait
    muhdesatların da nazara alınması zorunludur. Bu nedenle tarafların bilirkişi raporlarına itirazları da gözetilerek, yukarıdaki ilkelere göre, yeniden alınacak bilirkişi raporu ile taşınmazın üzerindeki taraflara ve üçüncü kişilere ait muhdesatların değeri belirlenerek, taşınmazın toplam değeri ile paydaşlara ait muhdesat değerlerine göre oran kurdurularak, muhtesat sahibi paydaşlara, satış bedelinden isabet edecek miktar hesap edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde, yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru değildir. Ayrıca HMK"nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğinden, hükümde muhtesat sahibi paydalara, satış bedelinden isabet eden oranlar gösterilmeksizin, bilirkişi raporuna atıfta bulunulması da usul ve yasaya aykırıdır.
    Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda 2 no"lu bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 16.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi