(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2012/3262 E. , 2012/5997 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, bir adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Satış bedelinin dağıtılma şekline yönelik temyiz itirazlarına gelince; Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Olayımıza gelince; Davaya konu taşınmaz üzerinde davacı ve davalılar taşınmazdaki muhdesatların, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, bir kısım paydaşlara ait olduğu kabul etmişler, mahkemece, muhdesatlara isabet eden satış bedelinin, muhdesat sahibi paydaşlara, bilirkişi raporunda belirtilen oranlarda verilmesine karar verilmiş ise de, 05.04.2011 tarihli bilirkişi raporunda, paydaşlar haricindeki üçüncü şahsa ait bina ve muhdesatlar, taşınmazın toplam değerine dahil edilmenden oran kurulduğundan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Paydaşlar dışındaki üçüncü kişilerin davaya dahil edilmesi ve satış bedelinden kendilerine pay verilmesi mümkün değilse de, muhdesatın arza tabi olması nedeni ile, taşınmazın toplam değerinin hesaplanmasında, paydaşlar dışındaki üçüncü kişilere ait
muhdesatların da nazara alınması zorunludur. Bu nedenle tarafların bilirkişi raporlarına itirazları da gözetilerek, yukarıdaki ilkelere göre, yeniden alınacak bilirkişi raporu ile taşınmazın üzerindeki taraflara ve üçüncü kişilere ait muhdesatların değeri belirlenerek, taşınmazın toplam değeri ile paydaşlara ait muhdesat değerlerine göre oran kurdurularak, muhtesat sahibi paydaşlara, satış bedelinden isabet edecek miktar hesap edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde, yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru değildir. Ayrıca HMK"nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğinden, hükümde muhtesat sahibi paydalara, satış bedelinden isabet eden oranlar gösterilmeksizin, bilirkişi raporuna atıfta bulunulması da usul ve yasaya aykırıdır.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 2 no"lu bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 16.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.