10. Hukuk Dairesi 2015/2610 E. , 2015/9356 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, 2926 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun"un 4,b/4. maddesi kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile 6111 sayılı Kanun kapsamında prim borçlarının yapılandırılmasından yararlandırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma üzerine, ilamında belirtildiği şekilde, sigortalılık talebine dair konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Mahkemece, Dairemizin 2012/16351 – 2012/ 20698 sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de;
Davanın konusuz kaldığından bahsedilebilmesi için, dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle dava konusu uyuşmazlığın ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafın da davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir. Bu nedenle; davacının yargılama sırasında tesis edilen Kurum işlemiyle talebine konu sürelerin ne kadarında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 25.12.2013 gün 10 - 1350 / 1740 sayılı kararı.)
Eldeki dava dosyasına konu somut olayda, Kurumca, 01.5.1995 tarihinden itibaren sigortalı olarak tescil edilen davacının, 5 yılı aşan prim borcu bulunması nedeni ile 5510 sayılı Yasanın Geçici 17. Maddesinin “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. …” hükmü gereğince 30.4.1997 tarihi itibariyle sigortalılığının durdurulduğu, 01.05.2008 tarihinden itibaren yeniden başlatıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, Mahkemece öncelikle, anılan maddenin “…Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. …” hükmü gereği, davacının Kurumca kabul edilen ancak durdurulan sigortalılık süreleri Kurumdan sorularak belirlenmeli, talebe göre Kurumca kabul edilmeyen dönem tespit edilmeli, ihtilaf konusu olan bu döneme yönelik, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde, davacının 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı hususları ayrıntılı olarak araştırılarak, yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.
2- 6111 sayılı Kanundan yararlanma talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O hâlde, taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 12.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.