8. Hukuk Dairesi 2010/3755 E. , 2011/757 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi ve yıkım
... ile ... ve dahili davalılar ... ve müşterekleri aralarındaki elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulüne dair Sultanbeyli Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 17.03.2010 gün ve 931/175 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ve dahili davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, satın aldığı arsaya inşa ettiği binaya geçiş için arsası dahilinde bıraktığı yola davalıların beton direk dikmek ve tel çekmek suretiyle elatmalarının önlenilmesi ile yıkıma karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... ve dahili davalılar vekili, halen vekil edenleri zilyetliğinde bulunan taşınmazın doğusunda yer alan dava konusu taşınmaz bölümünün de içinde bulunduğu bir kısım taşınmazın zilyetliğinin vekil edenlerinin miras bırakanı... tarafından dava dışı 3.kişiye devredildiğini, devralan şahsın da ifraz ve birbiri ardına satışlarla halen bina inşa edilen taşınmaz bölümünü davacıya aktardığını, murisin zilyetliğinde bulunan taşınmazın doğu kısmından kuzeydeki sokağa çıkış için yaya yolu bıraktığını, bunun haricindeki bölümün tel örgüyle çevrili halde olup, vekil edenlerinin miras bırakanlarından intikalen zilyetliklerinde bulunduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 1155 parselde bulunan dosya içinde mevcut teknik bilirkişinin rapor ve krokisinde gösterilen Tavır Sokağa çıkış sağlayan mevcut yola ilaveten 2 metre genişliğindeki kısma davalıların elatmasının önlenilmesine; A harfi ile gösterilen ve mevcut hale ilaveten yolun genişletilmesi için zeminde bulunan beton direkli çitin kaldırılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ile dahili davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz bölümü ve tarafların zilyetliğinde bulunan taşınmaz bölümleri Hazine adına hükmen kayıtlı ve 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı şerh verilen 1155 parsel dahilinde bulunmaktadır. TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde, uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerinde henüz mülkiyet hakkı doğmamış zilyetliğin bulunması veya taşınmazın hukuki niteliği itibariyle zilyetlikle kazanıma elverişli olmadığı durumlarda, zilyet olunana müdahale edilmesi halinde zilyetliğin korunmasının istenebileceği düzenlenmiş bulunmaktadır. Davacı, dava dışı zilyetliğinde bulunan taşınmaz bölümünü 10.4.2003 tarihli senetle satın ve devraldığını,
taşınmazının ifraz edildiği, kuzeyinde bulunan taşınmaz bölümünden sonra gelen Tavır Sokağa bağlantısını sağlamak üzere mevcut ve zilyetliğinde olan 6-7 metre genişliğindeki yola davalıların elattığını açıklayarak elatmanın önlenilmesi isteğinde bulunmuştur. Dosya muhtevasına ve toplanan delillere göre, dava konusu yol olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz bölümünün doğusu ve batısında yer alan taşınmaz bölümleriyle öncesinde bütün halde davalılar miras bırakanı Ömer Ordu zilyetliğinde bulunduğu, bilahare uyuşmazlık konusu bölümün doğusunda yer alan kısmın zilyetliğinin devredildiği, devralan şahsında aldığı bölümü kuzey güney yönünde ifrazla Tavır Sokağa sınır teşkil etmeyen güneydeki bölümün birbiri ardına satışlarla en son davacıya devredildiği anlaşıldığına, davalılar murisinin zilyetliğini devrettiği-davacının devraldığı bölümle halen davalılar zilyetliğinde bulunan bölüm arasına kuzeydeki sokağa çıkışı sağlamak üzere yaya yolu bıraktığı, bu yolun haricindeki kısmın zilyetliğinin murislerinden intikalen davalı tarafta olduğu belirlendiğine, davacının satın aldığı bölüme inşaat yaptığı sırada davalılar murisinin muvafakatı ile kuzeydeki sokak yönünden davalıların zilyetliğindeki-niza konusu taşınmaz bölümünden geçilmek suretiyle inşaat malzemesi taşındığı, hatta bu sırada davalılara ait bir kısım bahçe duvarının da yıkıldığı, inşaat bitince davalının eski hale getirmemesi üzerine davalıların sınırlarını tel örgü ile çevreledikleri yaya yolu olarak kullanılan kısmı ise tel örgü dışında bıraktıkları belirlendiğine ve teknik bilirkişinin 13.5.2008 tarihli krokisinde gösterilen A harfli bölüm üzerinde davacının üstün zilyetliği kanıtlanamadığına göre, davada dayanılan hukuki sebep-zilyetliğin korunması hükümleri çerçevesinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacı tarafın zilyetliğinde bulunan taşınmaz bölümüne ulaşmak üzere nizalı kısmın yol olarak bırakılması gerektiğinden bahisle hüküm kurulması doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... ve dahili davalılar ... ve müşterekleri vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 17.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.