21. Hukuk Dairesi 2016/9794 E. , 2018/825 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni geciktirici nedenlerle, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalının tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle eş ve çocuklarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacı eş lehine 25.000,00 TL manevi tazminatın faizsiz, 68,346,84 TL maddi tazminatın 1000 TL sinin faizsiz geriye kalan 67.346,84 TL nin kaza tarihi olan 23/06/2010 tarihi itibariyle yasal faiz ile, davacı çocuklar ..., ... ve ... lehine 15.000,00 er TL manevi tazminatın faizsiz, davacı çocuk ... lehine 12.348,48 TL maddi tazminatın 1000 TL sinin faizsiz geriye kalan 11.348,48 TL nin olay tarihi olan 23/06/2010 tarihi itibariyle yasal faiz ile davalıdan alınıp davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir.
Somut olayda, dava konusu iş kazasının 23/06/2010 tarihinde meydana geldiği, ıslah dilekçesinde maddi ve manevi tazminatlara olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş iken; mahkemece ıslah dilekçesi ile talep edilen maddi tazminatlara olay tarihinden faiz işletilmesine karar verilip, dava dilekçesinde talep edilen tazminatlara ise isteme aykırı olacak şekilde faiz işletilmemesi doğru olmamıştır.
Mahkemece, yukarda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, H.M.K.’nun geçici 3. maddesi gereğince ve H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda yapılan açıklama gereğince;
Hüküm fıkrasının maddi ve manevi tazminatın kararlaştırıldığı bendlerinin silinerek yerine;
1- “Davacı eş ... için 68.346,84 TL maddi tazminatın, 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23/06/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
2- “Davacı çocuk ... için 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23/06/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
3- “Davacı çocuk ... için 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23/06/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
4- “Davacı çocuk ... için 12.348,48 TL maddi tazminatın, 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23/06/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine, 06/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.