22. Hukuk Dairesi 2016/6720 E. , 2019/4449 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 01.12.2008 tarihinde davalı idarede taşeron firmaya bağlı olarak çalışmaya başladığını, 14.07.2014 tarihinde diğer birçok arkadaşı ile birlikte toplu olarak işten çıkarıldığını, fazla çalışma yapmasına rağmen karşılığının ödenmediğini, 2014 yılı temmuz ayına ait ondört günlük ücreti ile yedi günlük yıllık izin ücretinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile birkısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... Müdürlüğü ve ... Güvenlik Hizmetleri A.Ş. vekilleri, zamanaşımı ve husumet itirazında bulunmuşlar; davacının talep konusu alacaklara hak kazanamadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davacının ve davalı ... Güvenlik Hizmetleri A.Ş."nin tüm, davalı ... Müdürlüğünün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davalı ... Müdürlüğünün ıslaha karşı zamanaşımı itirazının dikkate alınıp alınamayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı itirazına davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa(suskun kalınmışsa) zamanaşımı itirazı geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı itirazının geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı itirazına davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı itirazı dikkate alınmaz.
Somut olayda, davacı 04.08.2015 tarihinde davasını ıslah etmiştir. Islah dilekçesi davalı ... Müdürlüğü vekiline 08.10.2015 tarihili celsede elden tebliğ edilmiş olup, davalı vekili tarafından aynı tarihli celsede ıslaha karşı zamanaşımı savunması ileri sürülmüştür. Bu savunma nedeniyle dava dilekçesinde talep edilen miktarlar dışında 04.08.2010 öncesine ait fazla çalışma ücreti alacağı davalı bakımından zamanaşımına uğrar.
Her ne kadar davalı ... Güvenlik Hizmetleri A.Ş."ye de ıslah dilekçesi 27.08.2015 tarihinde tebliğ edilmiş ve 31.08.2015 tarihinde davalı şirket vekili tarafından "Islah talebine itiraz" başlıklı dilekçe ibraz edilmiş ise de; dilekçe içeriğinde açıkça ıslaha karşı zamanaşımı savunması bulunmadığından ilgili şirketin bu talebi dikkate alınmamıştır. Mahkemece davalı ... Müdürlüğü vekilinin ıslaha karşı zamanaşımı itirazının dikkate alınmaksızın hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, davanın 23.07.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, gerekçeli karar başlığında dava tarihinin 05.08.2014 olarak belirtilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 27.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.