Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2018/3675
Karar No: 2021/2292
Karar Tarihi: 22.02.2021

Danıştay 6. Daire 2018/3675 Esas 2021/2292 Karar Sayılı İlamı


T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/3675
Karar No : 2021/2292

DAVACI : … Odası (… Şubesi)
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …


DAVANIN KONUSU : Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan, Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, … İmar Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu taşınmazın önceki imar planlarında ticari rekreasyon kullanımında kaldığı, taşınmazın bulunduğu alanda yapılaşmanın olmadığı, taşınmazın tarım arazileri ile çevrili ve Yakacık Mesire Yerinin karşısında bulunduğu, dava konusu imar planlarının 1/25.000 ölçekli nazım imar planına aykırı olduğu, parçacıl nitelikte hazırlandığı, plan değişikliklerinin yapı ve nüfus yoğunluğunu artıracağı, plan değişikliğinin yaratacağı yoğunluk artışının teknik ve sosyal altyapı dengesini bozar nitelikte olduğu, oluşacak yaya ve trafik yoğunluğuna ilişkin herhangi bir çalışma yapılmadığı, bölgede kamu elinde kalmış son arazilerden olan taşınmazın kamu yararına kullanılacağı yerde yapı ve nüfus yoğunluğunu artırıcı planlarla sosyal donatı dengesinin bozulduğu, gerekli yeşil alanın ayrılmadığı, çevresiyle mevcut emsallerin üstüne çıkan bir yapı yoğunluğunun verildiği ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI : Öncelikle usule ilişkin olarak, davanın süresinde açılmadığı, dava dilekçesinin zorunlu kanuni koşulları taşımadığı, esasa yönelik ise hazırlanan imar planı değişikliklerinin üst ölçekli plan kararlarıyla uyumlu olduğu, planlama alanında ilgili kurum/kuruluşların görüşü alınarak ve gelecek nüfusun ihtiyaçları düşünülerek dava konusu planlarla maksimum düzeyde ilkokul alanı, park ve otopark alanı kullanımları getirildiği, davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Taşınmazın bulunduğu alanda imar planı yapma yetkisinin Özelleştirme Yüksek Kuruluna ait olduğu, davaya konu edilen imar planı değişiklikleri yapılırken ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alındığı, dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planı değişikliklerinin üst ölçekli planlara aykırılık oluşturmadığı, 3194 sayılı yasanın 9. maddesinin 2. fıkrasında verilmiş olan yetkiye istinaden Özelleştirme Yüksek Kurulunca yalnızca dava konusu parsele ilişkin imar planı değişikliğinin yapıldığı, taşınmazın bulunduğu alanda başkaca konut yapılaşmalarının da bulunduğu, alanda ticaret ve konut kullanımının bir arada bulunmasında planlama esasları açısından bir sakınca bulunmadığı, plan değişiklikleriyle parsele verilen düşük yapılaşma şartlarının alanın yoğunluğunu üst ölçekli plana aykırı şekilde artırmadığı, parselde önerilen nüfus yoğunluğunun ihtiyacı olan park alanının ve ilköğretim alanının yine dava konusu parselde karşılandığı, otopark ihtiyacının parsel içerisinde çözümlendiği, tek parselle sınırlı olarak yapılan bu değişikliğin sosyal ve teknik alt yapı dengesini etkileyecek oranda olmadığı, bu nedenlerle çevre imar bütünlüğünün bozulmadığı, bu durumda dava konusu imar planı değişikliklerinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ : Dava, Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan, Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmıştır.
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde Nazım İmar Planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, Uygulama İmar Planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmış; 9. maddesinin 2. fıkrasında: "Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan gerekli görüş, (Belediye) alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumlarının Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler. İlgili belediyeler görüşlerini onbeş gün içinde bildirir." hükmüne yer verilmiş; Ek 3. maddesinde: "Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir (...). İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler." hükmü yer almıştır.
Yukarıda yer verilen düzenlemeler uyarınca, özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle her ölçekteki imar planı değişiklikleri yapmak Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yetkisi dahilinde olmakla beraber; bu plan ve plan değişikliklerinin çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapılması gerektiği açıktır.
İmar planlarının, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular gözönüne alınarak hazırlanması gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, hazineye ait olan 35.499 m2 büyüklüğündeki … ada, … parsel sayılı taşınmazın … tarihli, … sayılı büyükşehir belediye meclisi kararıyla kabul edilen 1/5000 ölçekli Yakacık Köyü Çevresi Nazım İmar Planında bölgesel ticaret merkezi ve aktif yeşil alanlar kullanımında, … tarihli, … sayılı büyükşehir belediye meclisi kararıyla kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planında E:0.10, hmax:serbest ticari rekreasyon kullanımında, … tarihli, … sayılı büyükşehir belediye meclisi kararıyla kabul edilen 1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planında ise gelişme konut alanları içinde seyrek yoğunluklu konut alanları ve kentsel bölgesel parklar kullanımında kaldığı, Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarihli, … sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın özelleştirme kapsamına alındığı, uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu alanın, … tarihli, … sayılı ve ... tarihli, … sayılı büyükşehir belediye meclisi kararıyla kabul edilen 1/100.000 ölçekli 2038 Ankara Çevre Düzeni Planında meskun (yerleşik) ve planlı alanlar kullanımında kaldığı, özelleştirme kapsamına alınmasının ardından taşınmazın, Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planıyla ticaret+konut, otopark, ilköğretim alanı ve park, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğiyle ise E:1, hmax:serbest ticaret+konut, otopark, E:0.50, ymax:3 kat ilköğretim alanı ve kullanımına ayrıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu imar planlarındaki değişikliklerin şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığının incelenmesi amacıyla yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle;davaya konu planların 1/25.000 ölçekli planın arazi kullanım kararı kapsamında uyumsuzluk ve aykırılık içerdiği,dava konusu planlarda konut ve ticaret birimlerinin sayısının ,alana getirdiği nüfus ve bunlarla ilgili olarak düşünülmesi gereken sosyal ve teknik altyapı alanı ihtiyacının plan ölçeklerinin gerektirdiği detayı içermediği,bu yönüyle şehircilik ilkeleri ile planlama esasları ile Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine aykırılıklar taşıdığı, gerek donatı alanları gerekse konut ihtiyacı açısından bu bölgenin durumuna ilişkin hiçbir irdelemenin yapılmamış olmasının önemli bir eksiklik olduğu,plan değişikliği ile yeşil alanın dolayısıyla sosyal donatı alanının küçültülmüş olması ,bu kapsamda yeşil alanın hizmet ettiği etki alanı içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılmamış olmasının da şehircilik ilkeleri ile planlama esaslarına aykırı olduğu, söz konusu taşınmaz özelleştirmeye konu olsa bile ,açık alan-yapılı çevre dengesini,koruma-kullanma dengesini,nüfus-donatı alanları dengesini gözeterek bir planlama yapılmasının olanaklarının aranması gerektiği,davaya konu plan ile getirilen arazi kullanım kararının şehircilik ilkeleri ,planlama esasları ve kamu yararına aykırı olduğu yolunda değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Dosyanın incelenmesinden, taşınmazın bulunduğu alanda başkaca konut yapılaşmalarının da bulunduğu, alanda ticaret ve konut kullanımının bir arada bulunmasında planlama esasları açısından bir sakınca bulunmadığı, plan değişiklikleriyle parsele verilen düşük yapılaşma şartlarının alanın yoğunluğunu üst ölçekli plana aykırı şekilde arttırmadığı, parselde önerilen nüfus yoğunluğunun ihtiyacı olan park alanının ve ilköğretim alanının yine dava konusu parselde karşılandığı, otopark ihtiyacının parsel içerisinde çözümlendiği, taşınmazın özelleştirme programına alınan kuruluşa ait olması nedeniyle 3194 sayılı Yasanın 9. maddesinin 2. fıkrasında verilmiş olan yetkiye dayanılarak dava konusu parsel ile sınırlı bir alanda imar planı değişikliği yapılmasında mevzuata aykırılık olmadığı gibi taşınmazda sosyal teknik altyapı alanı ayrılmasının mutlaka gerekli ve zorunlu olmadığı, dava konusu plan değişikliklerinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A maddesi uyarınca dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Mülkiyeti Hazineye ait olan 35.499 m2 büyüklüğündeki … ada, … parsel sayılı taşınmaz … tarihli, … sayılı büyükşehir belediye meclisi kararıyla kabul edilen 1/5000 ölçekli Yakacık Köyü Çevresi Nazım İmar Planında bölgesel ticaret merkezi ve aktif yeşil alanlar kullanımında, … tarihli, … sayılı büyükşehir belediye meclisi kararıyla kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planında E:0.10, hmax:serbest ticari rekreasyon kullanımında, … tarihli, … sayılı büyükşehir belediye meclisi kararıyla kabul edilen 1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planında ise gelişme konut alanları içinde seyrek yoğunluklu konut alanları ve kentsel bölgesel parklar kullanımında kalmaktadır.
Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarihli, … sayılı kararı ile dava konusu taşınmaz özelleştirme kapsamına alınmıştır.
Uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu alan, … tarihli, … sayılı ve … tarihli, … sayılı büyükşehir belediye meclisi kararıyla kabul edilen 1/100.000 ölçekli 2038 Ankara Çevre Düzeni Planında meskun (yerleşik) ve planlı alanlar kullanımında kalmaktadır.
Özelleştirme kapsamına alınmasının ardından taşınmaz, Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planıyla ticaret+konut, otopark, ilköğretim alanı ve park, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğiyle ise E:1, hmax:serbest ticaret+konut, otopark, E:0.50, ymax:3 kat ilköğretim alanı ve kullanımına ayrılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanununun 1. maddesinde:" Bu Kanunun amacı; A) Bu maddede belirtilen ve Kanunun uygulanmasında "kuruluş" adı ile anılacak olan;
a) İktisadi devlet teşekküllerinin, bunların müessese, bağlı ortaklık, işletme, işletme birimleri ile varlıklarının ve iştiraklerindeki kamu paylarının,
b) Kamu iktisadi teşebbüsleri statüsü dışında kalmakla beraber sermayesinin tamamı veya yarısından fazlası devlete ve/veya diğer kamu tüzelkişilerine ait olan ticari amaçlı kuruluşlardaki kamu payları ile bu kuruluşlara ait müessese, bağlı ortaklık, işletme, işletme birimleri ve varlıklarının, iştiraklerindeki kamu paylarının,
c) Devletin diğer iştiraklerindeki kamu payları ile Hazineye ait payların,
d) Genel ve katma bütçeli idareler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların ve kamu
iktisadi teşebbüslerinden kamu iktisadi kuruluşlarının gördükleri kamu hizmetleri ile doğrudan doğruya ilgili olmayan varlıklarının ve iştiraklerindeki paylarının,
e) Belediye ve il özel idarelerine ait ticari amaçlı kuruluşlar ile pay oranlarına bakılmaksızın her türlü iştiraklerindeki paylarının,
f) Genel ve katma bütçeli idarelerle bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların, mal ve hizmet üretim birimleri ve varlıkları (baraj, gölet, otoyol, yataklı tedavi kurumları, limanlar ve benzeri diğer mal ve hizmet üretim birimleri) ile bu Kanunun 35 inci maddesinin (B) fıkrasında belirtilen kamu iktisadi kuruluşlarının temel kuruluş amaçlarına uygun mal ve hizmet üretim birimlerinin işletilmesi haklarının, ekonomide verimlilik artışı, kamu giderlerinde azalma sağlamak, Hazineye ait taşınmazları değerlendirmek suretiyle kamuya gelir elde etmek gerekçelerinden birisi ile özelleştirilmelerine ilişkin esasları düzenlemektir. "kuralına yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun "İmar Planlarında Bakanlığın Yetkisi"ni düzenleyen 9. maddesine 4046 sayılı Kanunun 41. maddesiyle eklenen 2. fıkrada: "Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan (Belediye) gerekli görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak (Ek ibare: 03/04/1997 - 4232/4 maddesi) imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumları; Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler. (Ek ibare: 03/04/1997 - 4232/4 maddesi) ilgili belediyeler görüşlerini onbeş gün içinde bildirir." hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Yasa'nın Ek-3. maddesinde: "Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K. sayılı Kararı ile.) yürürlüğe girer. İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler. Bu süre içerisinde imar planlarına ilişkin olarak, verilecek mahkeme kararlarının gereklerinin yerine getirilmesini teminen yapılacak imar planı değişikliğine ilişkin iş ve işlemler Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca bu maddede belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilir. İlgili kuruluşlar görüşlerini onbeş gün içinde bildirirler. Bu madde kapsamında yapılan her ölçekteki plan ve imar planlarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17 nci maddesinin (a) bendinin ikinci ve sekizinci paragrafındaki hükümler uygulanmaz. Özelleştirme sürecinde ihtiyaç duyulması halinde, bu planlara göre yapılacak imar uygulamasına ilişkin parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca onaylanır (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K.sayılı Kararı ile.) Bu planlara göre yapılacak yapılarda her türlü ruhsat ve diğer belgeler ile izinler, ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili kurum ve kuruluşlarca verilir." kuralı bulunmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
3194 sayılı Yasanın 6. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmıştır. Anılan Yasanın 8. maddesinde ise alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunluluğu getirilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Uyuşmazlık konusu taşınmazın hangi planlama bölgesinde olduğu belirlenerek, dava konusu imar planı değişikliklerinin çevre ve imar bütünlüğüne, planların kademeli birlikteliği ilkesine, imar mevzuatına, planlama alanındaki fonksiyonlar açısından şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığının incelenmesi amacıyla Dairemizin 03/07/2017 tarihli kararı üzerine Prof. Dr. … , Prof. Dr. … ve Öğr. Gör. Dr. …'nın katılımıyla oluşan bilirkişi kuruluyla ... tarihinde yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle şu tespitler yer almaktadır:
" - Dava konusu taşınmaz, Ankara kentsel yerleşik alanının kuzeybatı yönünde, İvedikHurdacılar Sanayi Sitesinin kuzey doğusunda, Ankara Çevre Yolu’nun kuzeyinde, Yakacık Mesire Alanı’nın komşuluğunda yer almaktadır. Taşınmaz konumu itibariyle Ankara kentsel yerleşim alanının çeperinde, tarımsal niteliği kısmen de olsa devam eden arazilerin arasında kalmaktadır .
- Keşif esnasında dava konusu alanın çevresinin çoğunlukla yapılaşmamış olduğu, yapılaşmanın dağınık bir biçimde apartman yapıları şeklinde noktasal olarak başladığı gözlenmiştir.
- Dava konusu taşınmazın mevcutta 1/5000 ölçekli “Yakacık Köyü Çevresi Nazım İmar Planı” sınırları içerisinde kaldığı ve bu planın Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin … tarih ve … sayılı Kararı ile onaylandığı anlaşılmaktadır. Söz konusu plan kapsamında … ada … no.lu parsel ‘Bölgesel Ticaret Merkezi’ ve ‘Aktif Yeşil Alanlar’ olarak planlanmıştır. Mevcut 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı’nın plan notları incelendiğinde 3. maddede “Bölgesel Ticaret Merkezi alanında konut ve ticaret aktiviteleri birlikte veya ayrı ayrı yer alabilir. Bu alanlarda E = 1.00 Hmax=serbesttir. Ancak alanda yer alacak konut adedi net 250 kişi/ha yoğunluk hesabı ile elde edilecek miktarı aşamaz. Bu alanda kentsel tasarım projesi hazırlanacaktır” ifadelerine yer verildiği görülmektedir.
- Planlama alanını kapsayan mevcut 1/1000 ölçekli “Yakacık Doğu Etap İmar Planı” ise Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından … tarih ve … sayılı Karar ile onaylanmıştır. 1/1000 ölçekli uygulama imar planında söz konusu parsel “Ticari Rekreasyon Alanı” olarak ayrılmıştır. Yapılaşma koşullarının E=0.10 ve Hmax=serbest olarak verildiği görülmektedir. Plan notlarında bu kullanıma yönelik herhangi bir plan hükmü yer almamakta, bahsi geçen ‘ticari rekreasyon alanı’na ilişin gösterime lejantta yer verilmemektedir.
- Bu haliyle, mevcut 1/1000 Uygulama İmar Planı ve 1/5000 Nazım İmar Planı arasında bir uyumsuzluk olduğu belirtilerek, bu durumdan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan İmar Planı Değişikliği Plan Açıklama Raporu’nda bahsedilmiştir. Aslında üst ölçekli nazım imar planında yarısı bölgesel ticaret merkezi kullanımına, yarısı yeşil alan kullanımına ayrılmış bir taşınmazın, alt ölçekli uygulama imar planında tümüyle ticari rekreasyon alanı olarak planlanması ve düşük bir yapılaşma koşuluyla içinde bazı ticari işlevler içeren bir yeşil/açık alan olarak ayrılması üst ölçekli plana aykırılık olarak değerlendirilmeyebilir: Üst ölçekli planın bu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin temel stratejisine aykırı olmayan bir işlev ile hem yeşil/açık alan işlevi hem de sınırlı olmakla beraber ticaret işlevi geliştirilmiştir.
- 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı incelendiğinde, dava konusu taşınmazın kısmen planda öngörülen bir yeşil alan sistemi içerisinde yer aldığı kısmen de bölgeye hizmet etmesi planlanan bir ticaret merkezinin parçası olduğu görülmektedir. Planlanan ticari merkezin de orta yoğun konut alanları ile desteklenmesinin önerildiği görülmektedir. Uygulamaya dönük olarak hazırlanan 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı’nda ise Bölgesel Ticaret Merkezi fonksiyonunun dava konusu taşınmazın kuzey yönünde kalan komşu imar adası ile sınırlı tutulduğu, dava konusu taşınmazın fonksiyonunun ise düşük bir emsalle (E:0.10) ticari rekreasyon olarak belirlendiği görülmektedir. Dava dosyasında 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı’na ilişkin plan çıklama raporu sunulmadığı görülmüştür. Bu doğrultuda, 1/1000 ve 1/5000 planlar arasındaki bu farklılaşmanın nedeni hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı’nda dava konusu taşınmazın ticari rekreasyon alanı olarak ayrılması öncelikle 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı ile belirlenen yeşil alan sisteminin geliştirilmesine ve yeşil alan sürekliliğine katkı sağlamaktadır. İkinci olarak, Bölgesel Ticaret Merkezi olarak ayrılan alanın, 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı’nda belirlendiği şekliyle yeterli bir alan olarak görüldüğü, dava konusu taşınmaza bu kapsamda ihtiyaç duyulmadığı düşünülebilir. Ancak, belediye bu doğrultuda 1/5000 ölçekli planda bir revizyon ön görmüş olsa bile, dava dosyasında sunulan belgelerden bu revizyonun son 20 yıl içerisinde gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.
- Davaya konu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli plan değişiklikleri ile dava konusu alanın ticaret ve konut alanı, eğitim alanı, otopark ve park alanı olarak ayrıldığı ve alanın tamamının önlemli alan (Ö.A. 5.1) statüsünde olduğu görülmektedir.
- Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile kentsel Çalışma Alanı (Ticaret + Konut alanı) olarak ayrılan alanın yapılaşma koşulları mevcut (plan değişikliği öncesinde yürürlükte olan) 1/5000 ölçekli plan ile uyumlu olmakla birlikte mevcut planda önerilenden daha fazla büyüklükte bir alanı Ticaret ve Konut kullanımına açmaktadır. (Davaya konu planda Ticaret ve Konut Kullanımına ayrılan alan mevcut planda ayrılan alandan yüzde elli oranında daha fazladır.) Mevcut 1/5000 ölçekli planın notlarındaki “…alanda yer alacak konut adedi net 250 kişi/ha yoğunluk hesabı ile elde edilecek miktarı aşamaz.” ifadesi doğrultusunda, dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli plan değişikliğinde ortalama konut büyüklüğüne, toplam konut sayısına ya da alanda kaç adet konutun yer alacağına dair bir bilgi yer almamaktadır. Bu durum, dava dosyasında sunulan Ankara Büyükşehir Belediyesi, Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararında da belirtilmiştir. Bu durumda, planın nüfus yoğunluğunu ne derecede artıracağı ve bu bağlamda mevcut plana aykırılık konusu değerlendirilememektedir. Dava konusu planlarda mevcut planda öngörülmeyen ve plan değişikliği sırasında ne derecede ihtiyaç olduğu gerekçelendirilmeyen bir ilkokul alanına yer verilmektedir. Dava konusu planlarda mevcut 1/5000 planda önerilenden çok daha küçük bir alan yeşil alan kapsamında park alanı olarak ayrılmaktadır. Konut ve ticaret kullanımlarının birbirinden farklı teknik (elektrik, arıtma, kanalizasyon, içme ve kullanma suyu, ulaştırma servisleri gibi) ve sosyal (eğitim, sağlık, dini, kültürel ve idari tesisler, açık ve yeşil alanlar gibi) altyapı ihtiyaçlarına sahip olmasına karşın, plan değişikliğinde bu kullanımların (ticaret ve konut birimlerinin) sayısı ve niteliği ile ilgili bir öngörüde bulunulmadığı için ayrılan kısıtlı teknik ve sosyal altyapı alanlarının (otopark, eğitim ve park alanı) gerekçesi, niteliği, yer seçimi ve kapasitesi değerlendirilememektedir. Bu değerlendirmelerin plan değişikliği kapsamında yapılmamış olması ve ilgili plan kararı içinde yer almaması önemli bir eksikliktir. Yeşil alanın plan değişikliği işlemi ile önemli ölçüde küçültülmesi Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine aykırılıklar taşımaktadır. Söz konusu Yönetmelik gereği “İmar planı değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararı amaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılır”. Bu işlemde ise sosyal altyapı dengesi yeşil alan küçültülerek bozulmaktadır.
- Dava konusu 1/1000 ölçekli plan değişikliği ile mevcut (plan değişikliği öncesinde yürürlükte olan) uygulama imar planında tamamı “Ticari Rekreasyon Alanı” kullanımıyla yeşil ve açık alan sistemine dahil edilmiş olan taşınmazın bir kısmı Kentsel Çalışma Alanı (Ticaret + Konut alanı) olarak, bir kısmı ilkokul alanı olarak planlanmıştır. Böylece yeşil alana ayrılan kısım önemli ölçüde küçültülmüştür. 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliğinde rekreasyon alanı olarak yeşil alan sistemine dahil olan bir sosyal donatı alanının önemli ölçüde küçültüldüğü, eşdeğer alan ise ayrılmadığı görülmektedir. Mevcut plana göre bu bölgede nüfus yoğunluğu da arttırılmış olmaktadır. Bir ilkokul alanı plan değişikliği ile eklenmiş olsa da, ilave edilen nüfusun gereksinimi olan diğer sosyal donatı alanlarına ilişkin bir hesaplama veya değerlendirme bulunmamaktadır; bu yönde bir plan kararı söz konusu değildir.
- Özetle, dava konusu plan değişikliği, mevcut (plan değişikliği öncesinde yürürlükte olan) İmar Planları ile yukarıda bahsedilen türden (yapılaşmış alanın artırılması, açık yeşil alanın azaltılması vb.) uyumsuzluklar göstermekte, önerdiği arazi kullanımlarına ilişkin kararlarını 1/5000 ve 1/1000 plan ölçeğinin gerektirdiği ayrıntıda tarif edememekte, bu kararların arkasında yatan bilimsel ve teknik gerekçeleri ortaya koyamamakta; yapılan değişikliğin sosyal ve teknik donatı alanlarına ilişkin dengeleri nasıl etkileyeceği değerlendirmesini içermemektedir.
- Davaya konu taşınmazı da içine alan 1/100000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı, … ve … tarih/sayılı kararlar ile Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından onaylanan ‘2038 Ankara Çevre Düzeni Planı’dır. Dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu alan 1/100000 ölçekli Çevre Düzeni Planında ‘meskun (yerleşik) ve planlı alanlar’ olarak görünmektedir (Şekil 5). 1/100000 ölçekli Çevre Düzeni Planı, üzerinden ölçü alınarak parsel düzeyinde plan kararlarının irdelenebileceği bir ölçek değildir. Ancak, davaya konu parselin bu planda yeşil kuşakla çevrili ve komşuluğunda kentsel çalışma alanlarının bulunduğu mevcut ve planlanmış konut bölgesinin içinde yer aldığı görülmektedir.
- Dava konusu taşınmaz, … tarih ve … sayılı Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi Kararı ile onaylanarak yürürlüğe giren 1/25000 Ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı kapsamında ‘Gelişme Konut Alanları’ içinde ‘Onaylı Planlarla Belirlenmiş Olan – Seyrek Yoğunluklu Konut Alanları’ ve ‘Kentsel Bölgesel Parklar’ kullanımları içerisinde yer almaktadır.
- 1/25.000 Ölçekli Nazım İmar Planı dava konusu alanı da içeren Yakacık bölgesi için önceden yapılmış planların bir takım kararlarını kabul etmiş ancak nüfus büyüklüğünün ve yoğunluğunun azaltılmasını ön görmüştür. Bunun temel nedenlerinden biri alanın konumudur. Kentin kuzey çeperinde, çevre yolunun da kuzeyinde ve dışında yer alan bu bölgede ilave bir nüfus büyüklüğü ve yoğunluğu yaratılması şehircilik ilkeleri ve 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planının plan yaklaşımları ile bağdaşmamaktadır. Bunun yanı sıra, 1/25.000 Ölçekli Nazım İmar Planı incelendiğinde, planın kentsel alanlar ve gelişme alanları yanı sıra çalışma alanlarına da yer verdiği, merkezi iş alanı gibi tüm kente hizmet etmesi beklenen çalışma alanlarından, alt merkezlere, çeşitli kademe ve ölçeklerde sanayi alanlarına, lojistik merkezlere, bölgesel ve yerel alanda hizmet vermesi beklenen kentsel çalışma alanlarına ve kentsel servis alanlarına kadar detaylı bir gösterime sahip olduğu ve bu konularda karar ürettiği görülmektedir. Bu kapsamda değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu alanda 1/25.000 ölçekli plan kapsamında bir kentsel çalışma alanı ön görülmediği anlaşılmaktadır. Dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planların bahse konu taşınmaz için verdiği Kentsel Çalışma Alanı kullanım kararının 1/25.000 Ölçekli Nazım İmar Planı’na aykırı olduğu, bu planın KG4 bölgesi için belirlediği ilke, hedef ve kararlar ile çeliştiği görülmektedir. Ayrıca, 1/25.000 ölçekli planda Kentsel Bölgesel Parklar için ayrılan alanın dava konusu planlarda daraltılmış olması da sorun teşkil etmektedir. Özetle, plan kademelenmesi açısından bir değerlendirme yapıldığında hazırlanan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli plan değişikliklerinin üst ölçek planlar ve planların kademeli birlikteliği bağlamında, üst ölçek planlarda verilen kullanım kararları ile çeliştiği görülmektedir. 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında zaten çok genel biçimde yerleşik alan ve açık alanlar belirlendiği için, bu üst ölçekte yerleşik alan olarak belirtilmiş bir bölgede, kentsel çalışma alanlarının, sosyal donatı alanlarının, konut, ticaret, ofis, kültürel tesis gibi yapılı çevre oluşturan alanların yer alması mümkündür ve bu açıdan sakınca saptanmamıştır. Ancak 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı konut alanlarını ve çalışma alanlarını ayrı ayrı gösteren bir plan ölçeğidir; çünkü mekansal gelişme kurgusu içinde çalışma alanlarının konumu önem taşımaktadır. Çalışma alanları genellikle beraberinde yeni yerleşme alanları yaratabilen, ayrıca ulaşım taleplerini şekillendiren kullanımlardır. Bu nedenle 1/25.000 ölçekli nazım imar planında konut bölgesi olarak planlanan bir yerde alt ölçekli bir planın (plan değişikliğinin) çalışma alanı kullanımı getirmesi üst ölçekli plan ile aykırılık anlamına gelmektedir. Üst ölçekli plan kapsamında ve dolayısıyla kent bütününde irdelenmeden bu alanda yeni bir çekim merkezi oluşturma potansiyeli olan bir kullanımın alt ölçekte getirilmesi doğru bir planlama yaklaşımı değildir. Bu bağlamda hem 1/25.000 ölçekli kent bütününü kapsamayan nazım imar planında belirlenmemiş kentsel çalışma alanlarının takip eden alt ölçeklerde öngörülmesi hem de 1/25.000 ölçekli planda ön görülen yeşil alan bütünlüğünün ve sürekliliğinin bozulması şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarıyla bağdaşmamaktadır.
- 1/25.000 Ölçekli Nazım İmar Planı Raporu’nda da belirtildiği üzere Yakacık’ta bulunan kentsel gelişme alanı Ankara’nın yerleşik alanına uzak olmasından dolayı alt yapı maliyeti halihazırda yüksek olan bir alandır. Önlemli alanda yapılaşmanın gerektirdiği diğer tedbirler de ek maliyetler getirecektir. Diğer yandan, Ankara’nın 2000’li yılların başından bu yana konut üretim fazlasına sahip olduğu, bu fazla stokun miktarının yıldan yıla katlanarak arttığı, buna karşın orta ve dar gelirli hane halklarının erişimine uygun satılık veya kiralık stokun çok kısıtlı olduğu bilimsel çalışmalarda kanıtlanmış gerçeklerdir. Bu durumda, dava konusu planların ticaret ve konut alanı olarak önerdiği yerlerde hem zemin koşulları açısından hem de yer seçimi yönünden üretim maliyeti yüksek yapılaşmanın gerçekleşmesinin anlamı, konut üretimi açısından orta ve dar gelirli gruplara hitap edemeyecek bir konut stoku üretilmesidir. Ankara’nın bu türden bir konut stokuna önümüzdeki on yıllar boyunca ihtiyacı olmadığı düşünülmektedir. Dolayısıyla konut gelişimine ihtiyaç olmadığı halde, plan çalışmaları kapsamında önlemli alan olarak belirlenmiş ve aslında yapılaşmaya uygun olmayan bir alanın çeşitli teknolojik önlemler ve maliyetler ile yapılaşmaya konut/çalışma alanı kullanımına açılması da doğru bir şehircilik ve planlama yaklaşımına işaret etmemektedir. Özetle, önlemli alanda yapılaşmanın, plan notlarında belirtilen gerekli önlemler uygulamada alındığı sürece, teknik açıdan yapılabilir olmasına rağmen, Bilirkişi Kurulumuz şehircilik ilkeleri ve kentsel kaynakların verimli kullanımı bakımından bu durumun sorun teşkil ettiği, bu anlamda da kamu yararına aykırı olduğu görüşüne varmıştır."
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı idare tarafından bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunulmuştur.
Özelleştirme ile ilgili olarak önce 4046 sayılı Yasa yürürlüğe girmiş, daha sonra da 4446 sayılı Yasayla Anayasanın 47. maddesine bir fıkra eklenerek özelleştirme uygulamalarına Anayasal ve yasal bir dayanak sağlanmıştır.
Yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgeler, davalı idarenin bilirkişi raporuna itirazı birlikte değerlendirildiğinde;
-Davaya konu taşınmazın bulunduğu alanda imar planı yapma yetkisinin Özelleştirme Yüksek Kuruluna ait olduğu,
-Davaya konu edilen imar planı değişiklikleri yapılırken ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alındığı,
-Dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planı değişikliklerinin üst ölçekli planlara aykırılık oluşturmadığı,
-Çevre ve imar bütünlüğü yönünden değerlendirildiğinde ise; 3194 sayılı yasanın 9. maddesinin 2. fıkrasında verilmiş olan yetkiye istinaden Özelleştirme Yüksek Kurulunca yalnızca dava konusu parsele ilişkin imar planı değişikliği yapıldığı, taşınmazın bulunduğu alanda başkaca konut yapılaşmalarının da bulunduğu, alanda ticaret ve konut kullanımının bir arada bulunmasında planlama esasları açısından bir sakınca bulunmadığı, plan değişiklikleriyle parsele verilen düşük yapılaşma şartlarının alanın yoğunluğunu üst ölçekli plana aykırı şekilde artırmadığı, parselde önerilen nüfus yoğunluğunun ihtiyacı olan park alanının ve ilköğretim alanının yine dava konusu parselde karşılandığı, otopark ihtiyacının parsel içerisinde çözümlendiği, tek parselle sınırlı olarak yapılan bu değişikliğin sosyal ve teknik alt yapı dengesini etkileyecek oranda olmadığı, bu nedenlerle çevre imar bütünlüğünün bozulmadığı, bu durumda dava konusu imar planı değişikliklerinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesi kapsamında kalan DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ve davacı tarafından yatırılan başvuru harcı, karar harcı, YD harcı ve vekalet harcı ile harcanan posta giderinin toplam tutarı olan … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yatırılan avanstan karşılanan keşif harcı ve keşif ve bilirkişi incelemesi gideri olan … TL'nin davacıdan alınmasına,
3. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından keşif ve bilirkişi giderleri için yatırılan …TL avanstan keşif harcı ve keşif ve bilirkişi ücreti için harcanan … TL'nin davacıdan alınıp Hazine adına yatırılması için kararın bir örneğinin Hazine ve Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü'ne tebliğine, keşif avansından artan … TL'nin Hazine ve Maliye Bakanlığı'na iadesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6. 2577 sayılı Kanunun 20/A maddesinin 2. fıkrasının (g) bendi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 22/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi