12. Ceza Dairesi 2013/8183 E. , 2014/6870 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/b, 5237 sayılı TCK" nın 62, 52, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle;
Sit alanı sınırlarında kalan taşınmaz üzerine inşai müdahalede bulunduğundan bahisle sanık hakkında birden fazla tutanak düzenlenmiş olması hususu dikkate alındığında, sanık hakkında asgari hadden uzaklaşılarak ceza tayini gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
2863 sayılı Kanunun, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, suç tarihinde, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulunun 25/09/1984 gün 397 sayılı kararı ile kentsel sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde kalan, İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 24/03/2004 gün 12537 sayılı ve İzmir ... Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 28/12/2006 gün 2580 sayılı kararları ile belirlenen koruma amaçlı kentsel sit alanı içerisinde yer alan, İzmir İli, ... İlçesi, Şirince Köyü, ... Mevki, ... parsel sayılı taşınmaza sanık tarafından betonarme nitelikte yapı inşa edildiğinin tespiti üzerine açılan kamu davası ile ilgili olarak, dosya kapsamında mevcut, inşaat mühendisi tarafından düzenlenen raporda, tespit tarihinde, ahşap tavan üzerine kiremit konulup, ön tarafına yaklaşık 12 metre uzunluğunda ahşaptan çit yapılıp, arka kısmına yaklaşık 3 metre uzunluğunda, 1,5 metre boyunda betonarme vasıfta duvar inşa edilen yapının keşif tarihi itibariyle zeminine kayrak taşı döşendiği, bir bölümüne ahşap doğramalar takılarak kapalı bir alan oluşturulduğu ve yapı tamamlanarak sanık tarafından işletilen otelin bir bölümü şeklinde kullanıma açıldığı, yapılan yapının fiziki ve inşai müdahale niteliğinde olduğunun belirtildiği, sanığın savunmasında, bahse konu yapının bulunduğu arazinin sit alanı sınırlarında kaldığını bilip bilmemesi konusunda herhangi bir beyanda bulunmamış ise de suça konu taşınmaza ait tapu kaydı incelendiğinde 23/10/2001 tarihinde beyanlar hanesine korunması gerekli kültür varlığı şerhinin işlenmiş olduğu, dosya kapsamında bulunan belgelerden ve UYAP sistemi üzerinden yapılan araştırmalar sonucunda, suça konu mahalde bulunan başka taşınmazlarla ilgili olarak sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan yargılamalar yapılması ve tespit tarihinde inşaat halinde bulunan yapının mahkeme tarafından mahalde yapılan keşifte inşasının bitirilip kullanılıyor olması hususu dikkate alındığında, sanığın dava konusu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını bildiği, buna rağmen Kuruldan izin almaksızın sit alanında bulunan taşınmaz üzerine inşai müdahalede bulunarak üzerine atılı suçu işlediğinin tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, 6498 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 maddesinde öngörülen yaptırım miktarında sanık lehine herhangi bir değişiklik olmadığı anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre sanığın, bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına karar verilirken, hak yoksunluğu süresinin koşullu salıverilme tarihine kadar olması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, TCK"nın 53/1 maddesine ilişkin kısmın hükümden çıkartılarak, yerine, “ sanığın, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının a,b,c,d,e bentlerinde belirtilen haklarından, mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise 1-c bendindeki haklardan koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına” ibaresi eklenmek suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.