Esas No: 2021/6817
Karar No: 2021/11514
Karar Tarihi: 10.11.2021
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/6817 Esas 2021/11514 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Gaziosmanpaşa 10.Asliye Ceza Mahkemesinin 23/06/2015 tarihli ve 2014/1705 esas, 2015/612 sayılı kararı ile aynı mahkemenin 06/10/2020 tarihli ve 2020/124 esas, 2020/260 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 31/03/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 04/10/2012 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 03/01/2013 tarihli, 2012/39865 soruşturma, 2013/132 esas ve 2013/69 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı TCK’nın 191/1. ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Gaziosmanpaşa 3. Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
2- Gaziosmanpaşa 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/04/2014 tarihli ve 2013/36 esas, 2014/316 sayılı kararı ile, sanığın TCK’nın 191/2.maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 21/05/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
3- Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 06/06/2014 tarihli ve 2014/10174 DS sayılı çağrı yazısının 09/07/2014 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyası kapatılarak 04/08/2014 tarihinde Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
4- Gaziosmanpaşa 10.Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 23/06/2015 tarihli ve 2014/1705 esas, 2015/612 sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanunun 85.maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7/2.maddesi gereğince, TCK’nın 191. madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, karar verildiği, kararın 04/09/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
5- Sanığın denetim süresi içerisinde 22/08/2019 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Gaziosmanpaşa 17.Asliye Ceza Mahkemesinin 03/01/2020 tarihli ve 2020/9 esas, 2020/1 sayılı kararı ile, suçun, Gaziosmanpaşa 10.Asliye Ceza Mahkemesinin 23/06/2015 tarihli ve 2014/1705 esas, 2015/612 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğinde olduğu, gerekçesiyle kamu davasının düşmesine, Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesine ihlal yönünden değerlendirme yapılmak üzere ihbarda bulunulmasına karar verildiği,
6- İhbar üzerine, Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 06/10/2020 tarihli ve 2020/124 esas, 2020/260 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına , TCK’nın 191/1 ve 62.maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, karar verildiği, kararın 30/10/2020 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına dair Gaziosmanpaşa 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/04/2014 tarihli ve 2013/36 esas, 2014/316 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, denetimli serbestlik müdürlüğünce şüphelinin yükümlülüklere uymamakta ısrar ettiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine yapılan yargılama neticesinde sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1. ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/06/2015 tarihli ve 2014/1705 esas, 2015/612 sayılı kararının 04/09/2015 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 22/08/2019 tarihinde yeniden aynı suçu işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, daha önce verilen hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/10/2020 tarihli ve 2020/124 esas, 2020/260 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Kanun"un 191/4. maddesinde yer alan, “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 5/1. maddesinde yer alan, "(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır." şeklindeki, yine aynı Yönetmeliğin 44. maddesinde yer alan, "(1) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için uyulması gereken kurallar ile karara uygun olarak hazırlanan programa ve denetimli serbestlik personelinin bu kapsamdaki uyarı ve çağrılarına uyulmaması yükümlülüğün ihlali sayılır. Yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda vaka sorumlusunun teklifi üzerine yükümlü, komisyon tarafından veya kanunda yazılı hallerde komisyonun önerisi üzerine ilgili hâkim tarafından uyarılır. (2) Uyarı bir yazı ile yükümlüye tebliğ edilir. Gerektiğinde yükümlü, müdürlüğe davet edilerek yükümlülüklerine ilişkin hususlar ve ihlalin sonuçları vaka sorumlusu tarafından kendisine sözlü olarak da açıklanır. Yükümlünün gelmemesi durumunda daha önce yapılmış olan yazılı uyarı yeterli sayılır. (3) Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde ikinci ihlalin tespit edilmesi halinde infaza son verilerek kayıt kapatılır. (4) Uyarı için yapılan tebligatta, bir yıl içerisinde yeni bir ihlal durumunun tespit edilmesi halinde tekrar bir uyarının yapılmayacağı, dosyanın kapatılarak gereği için mahkemeye gönderileceği yükümlüye ihtar edilir." şeklindeki düzenlemeler ile anılan Yönetmeliğin "Kaydın kapatılması" başlıklı 47. maddesinde yer alan; "(1) Denetimli serbestlik yükümlülüğünün; a) Usulüne uygun tebligata rağmen yerine getirilmesine başlanmaması, b) Uyarılara rağmen ihlal edilmesi, c) Mahkeme tarafından kaldırılması, ç) İnfaz edilmesi, halinde kayıt kapatılarak durum Cumhuriyet başsavcılığı aracılığıyla mahkemeye bildirilir. (2) Tedbir veya yükümlülüğün infazının tamamlanması ya da yükümlülüğün herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, ilgili kurum ya da kuruluştan yükümlüyle ilgili yapılan işlemlere dair belgelerin gönderilmesi istenir. (3) Denetimli serbestlik kararlarının infazının tamamlanması veya ihlal nedeniyle dosyanın kapatılması yükümlüye tebliğ edilerek ilgili mahkemeye itiraz hakkı olduğu bildirilir." şeklindeki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde,
1- Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde ısrar şartının gerçekleşeceğinin anlaşılması karşısında, somut olayda, sanığa Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çağrı yazısının 09/07/2014 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın süresi içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvuruda bulunmadığından 31/07/2014 tarihli karar ile Komisyon tarafından dosyanın kapatılmasına karar verildiği, ısrar koşulunun 18/06/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunla 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191. maddesinde yapılan değişikle getirildiği nazara alındığında, sanığa ayrıca uyarı yazısının tebliğ edilmeden denetimli serbestlik dosyasının kapatıldığı anlaşılmakla, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan davada "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulu"nun gerçekleşmediği, bu nedenle kamu davasının durmasına dair karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/06/2015 tarihli kararı ile sanık hakkında 5320 sayılı Kanunun geçici 7/2. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişse de; sanık hakkında evvelce denetim serbestlik kararı verildiği ve ihlal üzerine yargılama yapıldığı, bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un geçici 7/3. maddesi uyarınca karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
İsabet görülmemiştir.” denilerek, Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/06/2015 tarihli ve 2014/1705 esas, 2015/612 sayılı kararı ile aynı mahkemenin 06/10/2020 tarihli ve 2020/124 esas, 2020/260 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında, 04/10/2012 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonunda, Gaziosmanpaşa 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/04/2014 tarihli ve 2013/36 esas, 2014/316 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesini takiben, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/06/2015 tarihli ve 2014/1705 esas, 2015/612 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanunun 68.maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191 ve aynı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7/2.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 04/09/2015 tarihinde kesinleşmesinden sonra, sanığın denetim süresi içerisinde 22/08/2019 tarihinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğinin ihbar edilmesi üzerine Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/10/2020 tarihli ve 2020/124 esas, 2020/260 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Kanunun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, karar verildiği anlaşılmıştır.
1- İnceleme konusu olayda suç tarihi 04/10/2012 olup, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, Dairemizce de benimsenen 02/05/2019 tarihli ve 2018/172 esas, 2019/373 sayılı kararı ile; 6545 sayılı Kanunun 68.maddesi ile TCK’nın 191.maddesinde yapılan değişikliklerin yürürlüğe girdiği 28/06/2014 tarihinden önce işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından dolayı verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının infazı amacıyla gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin tebliğine rağmen başvuruda bulunmayan sanığa, Denetimli serbestlik Müdürlüğünce bu hususta ikinci bir tebligat yapılmasına gerek bulunmadığına karar verilmiş olduğundan;
5560 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191/2.maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verilen sanığa, Denetimli serbestlik Müdürlüğüne başvurarak denetimli serbestlik tedbiri uygulamasına başlaması için uyarılı ilk başvuru davetiyesi gönderildiği, bu davetiyenin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen sanığın çağrıya uymadığı ve bu şekilde yükümlülüklerini ihlal edip denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığı, somut olayda ısrar şartının aranmayacağı, bu nedenle suç tarihi itibariyle uygulanması gereken 5560 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191/5. maddesi uyarınca yargılamaya devam edilme koşullarının oluştuğu,
2- Sanığın 04/10/2012 tarihinde işlemiş olduğu kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle yapılan ilk yargılama sonunda, hakkında Gaziosmanpaşa 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/04/2014 tarihli ve 2013/36 esas, 2014/316 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Kanun"un 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği,
6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna eklenen geçici 7. maddede;
(1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında hâlen denetimli serbestlik veya tedavi kararı uygulananlar bakımından Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesi hükümleri çerçevesinde bu tedbirlerin uygulanmasına devam olunur.
(2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.
(3) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi kararı verilmiş olup da bu yükümlülükleri ihlal eden kişilerin yargılanmasına devam olunur.” şeklinde yer alan düzenlemeye göre,
Somut olayda, Gaziosmanpaşa 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/04/2014 tarihli kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmiş olması nedeniyle, 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesindeki koşulların gerçekleşmediği, Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/06/2015 tarihli ve 2014/1705 esas, 2015/612 sayılı kararı ile 5320 sayılı Kanunun geçici 7/2. maddesine göre değil 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki şartların gerçekleşmesi halinde CMK hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği, mahkemesince sanığın lehine olarak kanuna aykırı şekilde verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının yok sayılamayacağı,CMK’nın 309/4. maddesinin c fıkrasında yer alan “Bozma nedenleri davanın esasını çözüp de mahkûmiyet dışındaki hükümlere ilişkin ise,aleyhte sonuç doğurmaz ve yeniden yargılamayı gerektirmez” düzenlemesi karşısında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hüküm niteliğinde olmadığı, dolayısıyla somut olayda CMK’nın 309/4-c maddesinin uygulanmasının da mümkün olmadığı, karardaki hukuka aykırılığın da sanık lehine olması karşısında bozma nedeni yapılamayacağı,
Anlaşıldığından;
Israr koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle durma kararı verilmesi ve 5320 sayılı Kanunun geçici 7/3. maddesi uyarınca karar verilmesi gerektiği gerekçelerine dayanan kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemiştir.
D-) Karar :
Açıklanan nedenlerle,
Gaziosmanpaşa 10.Asliye Ceza Mahkemesinin 23/06/2015 tarihli ve 2014/1705 esas, 2015/612 sayılı kararı ile Gaziosmanpaşa 10.Asliye Ceza Mahkemesinin 06/10/2020 tarihli ve 2020/124 esas, 2020/260 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
10/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.