Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1180
Karar No: 2017/1179
Karar Tarihi: 14.06.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1180 Esas 2017/1179 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1180 E.  ,  2017/1179 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Denizli 4. İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 04.12.2014 gün ve 2014/331 E.-2014/836 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 08.12.2015 gün ve 2015/3532 E., 2015/22014 K. sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından maddi hata düzeltilmesi istemi üzerine anılan Dairenin 28.04.2016 gün ve 2016/1966 E., 2016/7543 K. sayılı kararı ile;
    (...İstek, nitelikçe maddi hatanın düzeltilmesi istemine ilişkindir.
    İş mahkemelerinden verilen kararlar ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu bulunmamaktadır. Ne var ki, Yargıtay onama ve bozma kararlarında maddi yanılgı bulunması halinde usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği, giderek maddi yanılgının düzeltilmesi gerektiği Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş içtihatlarındandır.
    Dava, davacının eşinden aldığı ölüm aylığı yanında babasından dolayı da ölüm aylığı alabileceğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Somut olayda; davacının babasının 3.4.1981 yılında Emekli Sandığı kapsamında çalışırken vefat ettiği, eşinin 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalı olduğu ve 30.4.1994 tarihinde vefat ettiği, eşinden dolayı ölüm aylığı aldığı ve babasından dolayı 27.3.2011 tarihli tahsis talebine istinaden bağlanan ölüm aylığının kesilerek ödenen maaşların yersiz ödeme kaydedildiği anlaşılmaktadır. Yasal durum incelendiğinde her ikisinden de ölüm aylığı alabilecekken ve Kurum tarafından davacının babasından aldığı ölüm aylığının kesilmesine dair işlemin hukuka uygun olmamasına rağmen hükümde yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Yapılacak iş, mahkemece davacının eşinden ve babasından aynı anda maaş alma hakkı bulunduğundan, Kurum tarafından davacının babasından dolayı aldığı ölüm aylığının kesilmesine dair işlemin hatalı olması nedeniyle davanın kabulüne karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    Ne var ki, Denizli 4. İş Mahkemesinin 2014/331 E., 2014/836 K. sayılı, 04.12.2014 tarihli kararı maddi hata sonucu Dairemizin 08.12.2015 gün ve Esas: 2015/3532, Karar: 2015/22014 sayılı kararı ile onanmıştır.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan maddi hata istemi kabul edilmeli, Dairemizin 08.12.2015 gün ve Esas:2015/3532, Karar:2015/22014 onama ilamı kaldırılarak, mahkemenin 2014/331 E., 2014/836 K. sayılı, 04.12.2014 tarihli kararı bozulmalıdır…)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, davacının 5434 sayılı Kanun kapsamında sigortalı iken 03.04.1981 tarihinde vefat eden eşinden dolayı aldığı ölüm aylığının yanında ayrıca 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı iken 30.04.1994 tarihinde vefat eden babasından dolayı da ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
    Yerel mahkemece, ölen eşinden dolayı geçimini sağlayacak şekilde dul aylığı alan davacıya babasından dolayı ölüm sigortası kolundan aylık bağlanmasının mümkün olmadığını, 2229 sayılı Kanun, 619 sayılı KHK, 4956 sayılı Kanun ve 5510 sayılı Kanun incelendiğinde davacının hem eşinden hem babasından aynı anda ölüm aylığı almasının mümkün bulunmadığını belirterek davanın reddine, davacıya babasından dolayı aylık bağlanması işleminin Kurum hatasından kaynaklanması nedeniyle tahsilin 5510 sayılı Kanunun 96/b bendi kapsamında yapılmasına karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile karar bozulmuştur.
    Yerel mahkemece direnme kararı verilmiştir.
    Hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında uyuşmazlığın esasının incelenmesinden önce, yerel mahkemece verilen ilk kararda davanın reddine, davacıya babası nedeniyle ölüm sigortası kolundan aylık bağlama işleminin kurumun hatasından kaynaklanması nedeniyle 5510 sayılı Kanunun 96. maddesinin (b) bendinin tahsilde gözetilmesi gerektiğinin tespitine şeklinde hüküm kurulmasına rağmen Özel Dairenin bozma kararından sonra direnme kararında davanın reddine şeklinde hüküm kurulduğu dikkate alındığında mahkeme usulüne uygun bir direnme kararı oluşturup oluşturmadığı hususu, ön sorun olarak incelenmiştir.
    Direnme kararları, yapıları gereği, kanunun hukuka uygunluk denetimi yapmakla görevli kıldığı Yargıtay dairesinin denetimi sonucunda hukuka aykırı bularak, gerekçesini açıklamak suretiyle bozduğu bir yerel mahkeme kararının aslında hukuka uygun bulunduğuna, dolayısıyla bozmanın yerinde olmadığına ilişkin iddiaları içerdiklerinden, o iddiayı yasal ve mantıksal gerekçeleriyle birlikte ortaya koymak zorunda olduğu gibi, direnilen ve uyulan kısımları da kalem kalem net ve birbirine uygun bir biçimde içermelidir.
    Nitekim, aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.03.2008 gün ve 2008/15-278 Esas, 2008/254 Karar; 21.10.2009 gün ve 2009/9-397 Esas, 2009/453 Karar; 07.05.2014 gün ve 2013/4-1121 Esas, 2014/626 Karar sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Bu genel açıklamaların ışığında somut olaya gelince, yerel mahkemece verilen ilk kararında davanın reddine, davacıya babası nedeniyle ölüm sigortası kolundan aylık bağlama işleminin kurumun hatasından kaynaklanması nedeniyle 5510 sayılı Kanunun 96. maddesinin (b) bendinin tahsilde gözetilmesi gerektiğinin tespitine şeklinde hüküm kurulduktan sonra Özel Dairenin bozma kararından sonra direnme kararında davanın reddine şeklinde hüküm kurulmuştur.
    Bu itibarla, bozulan ilk karar ile direnme kararı arasında farklılık bulunduğundan yerel mahkemece usulüne uygun direnme hükmü kurulması için işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin kararın usulden bozulması gerekmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler sırasında yerel mahkemece verilen ilk kararda davanın reddine dair ifadeden sonra davacıya babası nedeniyle ölüm sigortası kolundan aylık bağlama işleminin kurumun hatasından kaynaklanması nedeniyle 5510 sayılı Kanunun 96. maddesinin (b) bendinin tahsilde gözetilmesi gerektiğinin tespitine dair ifadenin red kavramının içinde kaldığı ve sadece tekrar niteliğinde olduğu, bu nedenle direnme kararında sadece davanın reddine dair ifadede eksiklik bulunmadığı görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

    S O N U Ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle usulden BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz karar harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.06.2017 gününde oyçokluğu ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi