Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16065
Karar No: 2020/6541
Karar Tarihi: 22.10.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16065 Esas 2020/6541 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, miras bırakanın terekesinin borca batık olduğunu belirterek terekenin borca batık olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı vekili ise davanın reddedilmesini savunmuştur. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Ancak miras bırakanın yasal mirasçıları tarafından hasımsız açılan davada, terekenin borca batık olması durumunda bile mirasçılardan birinin tereke işlemlerine gereğinden fazla karışmasının mirası örtülü kabul anlamına geleceğini ve bu durumda ret hakkını kaybedeceğini belirten kanun maddelerine yer verilmiştir. Ayrıca, doktrinde ileri sürülen güven nazariyesine göre, bir irade beyanının ne anlama geldiğinin tespiti karşı tarafın dürüstlük kurallarına göre değerlendirilerek belirlenir. Bu nedenle davacıların mirası kabul ettikleri yorumuna yol açmayacak eylemlerinin tereke işlerine karışma olarak kabul edilmemesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerektiği de vurgulanmıştır. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: Türk Medeni Kanunu'nun 605/2 ve 610/2. maddeleri, Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. Maddesi.
14. Hukuk Dairesi         2016/16065 E.  ,  2020/6541 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 15/06/2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, 19/03/2011 tarihinde ölen mirasbırakan ..."in terekesinin borca batık olması nedeni ile mirası hükmen reddin tespitini istemiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
    Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Dava, miras bırakanın yasal mirasçıları tarafından hasımsız olarak açılmıştır. Davacılar, miras bırakanın ölüm tarihinde, terekesinin borca batık olduğunu belirtip bu sebeple terekenin borca batık olduğunun tespitine kararı verilmesini talep etmişlerdir (TMK. m. 605/2). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi değildir. Dava, mirasbırakanın alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez.
    TMK’nin 610/2. maddesinde “…Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan, ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçı, mirası reddedemez…” hükmü yer almaktadır. Madde metninden de anlaşıldığı üzere; yasa koyucu mirasçılardan birinin tereke işlerine gereğinden fazla karışmasının mirası örtülü kabul anlamına geleceğini ve tıpkı açık kabulde olduğu gibi, ret hakkının bu mirasçı bakımından sona ereceğini düzenlemiştir.
    Diğer taraftan, Hukuk Genel Kurulunun 08.02.1950 tarihli ve 140/20 sayılı kararında; "Bir muamelenin alelade idari muamelattan olup olmadığını tayin için bilhassa muameleyi yapan varisin maksadını nazara almak lâzımdır... Eğer bunun maksadı mirasçı sıfatıyla terekeden tasarruf olmayıp mücerret bilahare mirası kabul ettiği zaman ihmal yüzünden gelebilecek zararın önüne geçmek ise, yaptığı muamelenin alelade idari muamele olarak kabulü zaruridir. Ezcümle malların çalınmaması için tedbir ittihazı, malları deftere geçirmek, zamanaşımını kesmek için derhal dava açmak, bir otelin, gazinonun müşterilerinin dağılmaması için vergi vermek, davaya mani olmak için müstacel borçları ödemek alelade idarenin istilzam ettiği muamelattandır..." denilmek suretiyle mirasçının eyleminin tereke işlerine karışma olarak değerlendirilebilmesi için onun bu eylemde bulunurken hangi maksatla hareket ettiğinin belirlenmesi gerektiğini, mirasçının amacının mirasçı sıfatı ile terekede tasarruf değilse, eylemlerinin tereke işlerine karışma olarak nitelendirilmeyeceği ve ret hakkının düşmesine sebebiyet verilmeyeceği benimsenmiştir.
    Bunun yanında, doktrinde ileri sürülen güven nazariyesine göre; bir irade beyanının ya da iradi bir davranışın ne anlama geldiğini tespit etmek için, beyanda bulunan veya sözü edilen davranışta bulunanın iç iradesine değil, beyana yahut anılan davranışa muhatap olan karşı tarafın, dürüstlük kuralına göre, kendisince bilinebilen bütün hal ve şartlar gereği gibi değerlendirerek buna ne anlam vermesi gerektiğine bakılmaktadır.
    Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacıların mirasçılık belgesi almaları ve murisinin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermiş olması, yasal süresi içinde verilmemesinin sorumluluk yaratacağı gözetildiğinde mirası kabul anlamında yorumlanamaz.
    Ayrıca, mahkemece Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2014/3389 Esas sayılı dosyasında yapılan işlemler terekenin benimsenmesi niteliğinde kabul edilmiş ise de terekenin korunması amacı ile yapılan olağan işlemler, terekenin benimsenmesi niteliğinde değildir.
    O halde, davacılar vekiline TMK"nin Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletnameleri sunması için süre verilerek bu eksiklik tamamlatıldıktan sonra yargılamaya devam edilmesi ve terekenin açıkça borca batık olup olmadığı mirasbırakanın ölüm tarihi itibari ile tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılması gerekmektedir. Mirasbırakanın ölüm tarihi itibari ile araç kaydı Trafik Tescil Şube Müdürlüğünden, taşınmaz kaydı Tapu Sicil Müdürlüğünden, hesap bakiye bilgisi ve hesap hareketleri tüm bankalardan ve murisin ekonomik ve sosyal durumu kolluktan sorulmalı, mirasbırakanın ... ili, ... ilçesinde tespit edilen taşınmazlarının değeri uzman bilirkişiler vasıtası ile keşif yapılmak sureti ile ölüm tarihi itibari ile belirlenmelidir.
    Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi