3. Hukuk Dairesi 2019/5298 E. , 2020/2153 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı kurumun 13/03/2008 tarihinde kaçak su tutanağı düzenlediğini, kaçak su kullanılmadığını, 463.667.00.- TL tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir .
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, kaçak su kullanımının sabit olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı istinaf yasa yoluna başvurmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, davacının kaçak ve usulsüz su kullandığının somut olarak tespit edilemediği, kaçak tutanağı sonrası tüketim miktarlarında belirgin bir artışa da rastlanmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun ve davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir .
Kaçak su tespit tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir. Tutanağın aksinin iddia edilmesi halinde bundan kendisine hak bahşeden kişinin aksini ispat etmesi gerekir. Olayda, tutanağın aksi davacı tarafından ispat edilmemiştir. Bu durumda, kaçak kullanımın gerçekleştiği dönem itibari ile yürürlükte bulunan tarife hükümlerine göre kaçak su bedelinin hesaplanması gerektiği açıktır .
Somut olayda, 13/03/2008 tarihli kaçak su tutanağında otelin garaj girişinin sağ tarafında merdiven altı bölümünde jeneratör havalandırma bacasının 40 cm solunda 40 mm borunun olduğu, açıldığında bir alt kattaki jeneratör odasından duvar içerisinden gittiği tespit edilmiş, tutanak otel müdürü tarafından imzalanmıştır. İnşaat mühendisleri tarafından hazırlanan bilirkişi kurulu raporlarında da (26/07/2016 tarihli rapor, 07/03/2017 tarihli ek rapor, 21/03/2019 tarihli ek rapor) su alındığı iddia edilen 40 mm PE borunun otelin zemin katından 5. bodrumuna kadar çok kuvvetli bir şekilde güçlendirilmiş olan bölgede bulunduğu, neden yapıldığının açıklanamadığı, kaçak su kullanımı için öngörüldüğü belirtilmiştir. Bu durumda gerçekleşen eylemin kaçak su kullanımını oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.
O halde mahkemece yapılacak iş; davacının eyleminin kaçak su kullanımını oluşturduğu göz önünde bulundurularak, dosyanın yeniden oluşturulacak konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulu tarafından incelenmesi sağlanarak tutanak tarihinde yürürlükte olan yönetmelik ve tarife hükümleri çerçevesinde, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli, davalının davacıdan talep edebileceği bedelin hesaplandığı rapor hazırlatılarak varılacak sonuca göre bir karar vermektir.
İlk derece mahkemesince; davalının davacıdan talep edebileceği kaçak su bedeli hesaplatılmaksızın davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun ve davanın kabulüne ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 10/03/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.