4. Hukuk Dairesi 2020/2522 E. , 2020/4135 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 15/01/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/06/2019 günlü karara karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen 25/02/2020 günlü ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi kararının Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 24/11/2020 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine davalı şirket vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirkete ait yapı inşaatının çatısının onarım işinde çalıştığı sırada çatıdan düştüğünü ve belinin kırıldığını, ... 12. İş Mahkemesinde maddi ve manevi tazminat davası açtığını, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 21. Hukuk Dairesi tarafından kararın görev yönünden bozulduğunu, bozmaya uyan ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararının tebliğine rağmen, iki haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davalının kusurlu olduğunu belirterek davacının maddi ve manevi zararının giderilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; bilirkişi raporları benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükme karşı davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.Bölge Adliye Mahkemesince; davacı tarafından ... 12. İş Mahkemesinin
2007/217 E. sayılı dosyasıyla 14/03/2007 tarihinde aynı dava konusuna ilişkin tazminat davası açıldığı, davanın görev yönünden reddedildiği, dava tarihi olan 14/03/2007 tarihinde zamanaşımının kesildiği, bu dava tarihinin 15/01/2015 tarihi olduğu dikkate alındığında 14/03/2007-15/01/2015 tarihleri arasında 8 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davalı süresi içinde zamanaşımı defiinde bulunmuş, bölge adliye mahkemesince 8 yıllık uzamış ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Dava konusu olayın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti için olay tarihindeki mevzuat hükümleri, Yargıtayın yerleşik içtihatları ve doktrindeki görüşler incelenerek sonuca varılması gerekmektedir.Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60/1. maddesi (TBK 72/1) gereğince haksız eylem nedeniyle açılacak tazminat davaları, failin ve zararın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, herhalde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık zamanaşımına tabidir. Ancak haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylemden doğmuş ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüş ise haksız fiil sorumluluğunda da uzamış ceza zamanaşımı süreleri uygulanır
Öte yandan, aynı Kanunun 133. Maddesinde (TBK 154) ise zamanaşımını kesen sebepler sayılmış olup bunlardan birisi de dava açılmasıdır. Buna göre davanın açılmasıyla birlikte zamanaşımı kesilir ve yeniden işlemeye başlar.Yine aynı Kanunun 137. maddesi de (TBK 158); "dava veya def"i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir" hükmünü amirdir.
Belirtilmelidir ki, davanın açılması ile doğmuş olan derdestlik durumu, davanın açılmamış sayılması ile son bulur. Davanın açılması ile meydana gelen zamanaşımı kesilmesi davanın açılmamış sayılması ile hükümsüz hale gelir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Medeni Usül Hukuku Ders Kitabı Ağustos 2017, Yetkin Yayınevi, s. 448) Bir başka deyişle davanın açılmamış sayılması ile zamanaşımını kesme etkisi dahi sona erer (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18/09/1996 tarihli ve 1996/19-461E, 1996/607K. sayılı ilamı).Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakılacak olursa; dava konusu haksız fiil ceza kanununa göre taksirle yaralama suçunu oluşturmaktadır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı B.K."nun 60. maddesi uyarınca fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren bağlanacak zamanaşımı süresi 1 yıl, azami zamanaşımı süresi ise 10 yıldır. Yine aynı madde(5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 66/1-e) uyarınca uzamış ceza zamanaşımı süresi ise 8 yıldır. Olay 11/11/2006 tarihinde meydana gelmiş davacı 14/03/2007 tarihinde ...12. İş Mahkemesi nezdinde tazminat davası açmıştır. Adı geçen mahkemece davanın kabulüne yönelik olarak verilen karar Yargıtay 21. Hukuk Dairesince görev yönünden bozulmuş anılan mahkemece bozma ilamına uyularak verilen görevsizlik kararı aynı Dairece onanarak kesinleşmiştir. Davacı görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemiş bunun üzerine ... 12. İş Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş bu karar da 20/12/2004 tarihinde kesinleşmiştir. ... 12. İş Mahkemesinde dava açılmakla, dava zamanaşımının kesildiğine ilişkin bölge adliye mahkemesinin tespiti doğrudur. Ancak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmekle davanın açılması ile meydana gelen zamanaşımının kesilmesine yönelik hukuki sonuç davanın açılmamış sayılması ile hükümsüz hale gelmiştir. Bununla birlikte davacı 818 sayılı BK’nın 137. maddesinde (TBK 158) düzenlenen 60 günlük ek süre içerisinde 15/01/2015 tarihinde iş bu davayı açmıştır. Hal böyle olunca, anılan madde uyarınca dava zamanaşımının dolmadığının kabul edilmesi gerekirken, olaya uygun düşmeyen gerekçeyle davalının zamanaşımına yönelik istinaf başvurusunun reddedilmesi doğru değil ise de karar, sonucu itibarıyla doğru olmakla iş bu farklı gerekçeyle kararın onanması gerekmiştir.SONUÇ:Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre temyiz olunan kararın gerekçesi değiştirilerek usul ve kanuna uygun olan hükmün yukarıda gösterilen nedenlerle HMK 370/1. maddesi gereğince ONANMASINA ve davacı yararına taktir olunan 2.540,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/11/2020 gününde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.