Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2015/1833 Esas 2016/926 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1833
Karar No: 2016/926
Karar Tarihi: 10.02.2016

Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2015/1833 Esas 2016/926 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkemenin kararı, uyuşturucu ticareti suçundan mahkûmiyet hükmünü veriyor. Ancak, kararda örgüt kurma suçunun işlenemediği ve sanıkların örgüt üyesi olmadığı belirtiliyor. Bu nedenle, sanıklar hakkında fazla ceza verilmesi hatalı olduğu sonucuna varılıyor. Kararın sonunda, 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesi ve buna bağlı olarak aynı Kanunun 188/5. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 1. maddesi hükümlerine atıfta bulunuluyor.
9. Ceza Dairesi         2015/1833 E.  ,  2016/926 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hüküm : Mahkûmiyet


    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

    Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;

    a- 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen “Suç işlemek için örgüt kurma” suçunun işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi gereklidir. Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması da aranmalıdır. Örgüt yapılanmasında işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün, ancak zorunlu değildir. Soyut olarak sanık sayısının üç kişiden fazla olması örgütün varlığının kabulü için yeterli olmayıp bu durumda iştirak ilişkisinden söz edilebilir.

    Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işleyen kişi, hem işlediği suçtan hem de örgüte üye olmak suçundan ayrı ayrı cezalandırılır.

    Somut olayda; örgüt oluşturmak için sayısal yeterliliğin bulunduğu anlaşılmakta ise de; tüm dosya kapsamına göre sanıkların aralarında gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişki ile işbölümü ve suç işleme iradesinde devamlılığın saptanamadığı anlaşıldığından suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütte bulunmamaktadır.

    Açıklanan durum karşısında, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinin ve buna bağlı olarak aynı Kanunun 188/5. maddesinin 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı kanunun 66. maddesiyle yapılan değişiklik öncesi halinin uygulanma koşullarının bulunmadığı ve buna göre lehe yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle sanıklar hakkında fazla ceza tayini,

    b- 5237 sayılı TCK’nın 5 ve 53. maddeleri ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 1. maddesi hükmü gereğince, sanık ... hakkında 2918 sayılı Kanunun 119. maddesinin uygulanmasına olanak bulunmaması,

    Kanuna aykırı, sanıklar ... ve ... müdafileri ile sanık ..."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.