Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Orman Yönetimi, 16.05.2012 günlü dilekçede; davalı Hazine adına tapuda kayıtlı M. ilçesi, H. Köyünde bulunan .) sayılı taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı iddiasıyla taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescilini, davalıların müdahalesinin önlenmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile; Antalya Manavgat H.Köyü .parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 30/09/2013 raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 9.163,11 m²"lik yerin 2/B tespitinin iptali ile orman niteliği ile aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede seri bazında yapılıp 09.06.1972 yılında ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ile 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca 3302 tahdit çalışması 26/10/1995 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiş ve 19.10.1993 yılında ilân edilerek kesinleşen 3402 sayılı Kanun hükmüne göre yapılan tesis kadastro çalışmaları; ayrıca, 06.04.2011 tarihinde ilân edilerek kesinleşen kullanım kadastro çalışmaları vardır Dava dilekçesindeki açıklamaya göre; dava, çekişmeli taşınmazın tamamının kesinleşmiş tahdit sınırları içinde kaldığı iddiasıyla açılmış olduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda taşınmazın bir kısmının orman tahdit sınırları içinde kaldığı belirlenmiş olmasına göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre; dava konusu . parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan fen bilirkişisinin 30/09/2013 raporuna göre orman tahdit sınırları dışında kalan (A ve C) ile gösterilen kısımlarının birbirlerinden ayrı ve bağlantısı bulunmadığı dikkate alınarak ayrı ayrı parsel numarası verilerek tapuya tescil kararı verilmesi gerekirken bu konuda hüküm kurulmaması ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A ve 17. maddeleri ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri uyarınca çekişmeli taşınmazın tapu maliki olan davalı taraf aleyhine vekâlet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinin dikkate alınmaması yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 21/10/2014 günü oy birliği ile karar verildi.