20. Hukuk Dairesi 2014/2845 E. , 2014/8622 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., 28.12.2009 tarihli dilekçesiyle; ... Köyü, Kaledibi Mevkiinde bulunan 1156 m² yüzölçümündeki taşınmazın öncesinde babası ... ait olduğu, orman ile ilgisi olmadığı, imar ve ihya ile zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğu iddiasıyla Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne; fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 12.07.2010 havale tarihli rapor ve krokide (A)=1061,29 m² bölümün, ... adanın en son parsel sayısı ile davacı adına tesciline ilişkin verilen karar, davalılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.02.2011 günü 2010/15653 - 1693 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk orman kadastrosu 1966 yılında seri usulüne göre, her hangi bir köy yada belde sınırı esas alınmadan ve isimleri belirlenen orman bazında yapılıp 1969 yalında kesinleştiği, daha sonra 1981 ve 1991 yıllarında çalışan orman kadastro komisyonlarınca, her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosu yapılmayıp, sadece aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması yapıldığı, yani çekişmeli taşınmazın orman niteliğini belirleyen bir çalışmanın bu güne kadar yapılmadığından, taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile M.K.’nın 713. maddesine dayanılarak dava açıldığından dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenmeli, ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlenmeli, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, orman sayılan yerlerden olup olmadığı, 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7 ve devamı maddeleri gereğince orman olarak sınırlandırılıp sınırlandırılamayacağı, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, zilyetlik hususu yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve
gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, taşınmazın eski ve yeni niteliği konusunda özellikle taşlılık oranına göre tarım alanı olarak kullanımının olanaklı olup olmadığı ve ülke ekonomisi için ne derece yaralı olacağı da irdelenerek belirlenmesi için jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınmalı, keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirimeli, davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idarî tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmeli, taşınmazın değişik bölümlerinden yeterli derinlikten toprak örnekleri alınıp incelenerek, taşınmazın imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, edildi ise tarihi ve ne kadar süreyle ne şekilde zilyet edildiği, bu zilyetliğin taşınmazın ekonomik amacına uygun olup olmadığı, makineli tarıma uygun olup olmadığı, son yıllarda işlenip işlenmediği ve en son hangi yıllarda ekildiği konusunda ziraat mühendisinden bilimsel verileri içeren, kanunun amacına uygun rapor alınmalıdır...” denilmiş; davacı vekilinin karar düzeltme istemi 31.10.2011 gün 2011/13526 - 12303 sayılı karar ile reddedilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne ve 16.05.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda (A)=894,67 m² bölümün davacı adına ayrı parsel numarasıyla tesciline, aynı raporda (B) harfiyle gösterilen bölüme ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastroda devlet ormanı olark tapulama dışı bırakılan taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tapuya tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu; daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ilâ 1990 yıllarında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 ve 3302 sayılı kanunlarla ile değişik 2/B uygulaması vardır.
Taşınmazın bulunduğu Hisarönü Köyünün bir bölümünde genel arazi kadastrosu 1970 yılında yapılmış, çekişmeli taşınmaz bu işlemde orman olarak tapulama dışı bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı ..."e yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 21/10/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.