Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3934 Esas 2011/660 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3934
Karar No: 2011/660
Karar Tarihi: 14.2.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3934 Esas 2011/660 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/3934 E.  ,  2011/660 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09.03.2010 gün ve 150/96 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı, 7.10.1974 tarihli ve ay-gün belirtmeksizin 1965 yılında düzenlenen harici satış sözleşmeleri ile davalıların miras bırakanı İbrahim Yeşil’den satın ve devralıp, 20 yıldan fazla süre ile zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek 536, 1229, 1618, ve 1730 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar ..., ..., ..., ... ve ... satışın doğru olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, tapulu taşınmazların haricen satışının geçerli bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, harici satış ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Dava konusu 536, 1229, 1618 ve 1730 parsel sayılı taşınmazlar, kadastro çalışmaları sırasında, 29.7.1959 tarih, 317, 318 ve 308 sıra numaralı tapu kayıtları uygulanmak suretiyle 31.10.1976 tarihinde davalıların miras bırakanı İbrahim Yeşil adına tespit edilmiş, 28.4.1977 tarihinde kesinleşen tutanağa istinaden aynı tarihte tapu kaydı oluşmuştur.
    Davacı, 1965 ve 1974 yıllarında düzenlenen satış senedine dayandığına göre kadastrodan önceki nedene tutunduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazların öncesi tapuludur. Bu gibi durumlarda 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesi gündeme gelir. Ne var ki kadastro tespiti 1977 yılında kesinleşmiştir. Bu tarihten dava tarihi olan 29.4.2009 tarihine kadar 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde aranan 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. Anılan maddedeki 10 yıllık hak düşürücü süre olumsuz dava koşulu olup, tüm def’i ve itirazlardan önce nazara alınır. Bundan ayrı, tapulu taşınmazlarda sürdürülen zilyetliğe değer verilmediği gibi, davacı TMK.nun 713/2 maddesine de dayanmamıştır. Belirtilen nedenlerle davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken olumsuz dava koşulu olan bu yön gözden kaçırılarak işin esasına girilip değişik gerekçe ile reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de, hüküm redde ilişkin olup sonucu itibariyle doğru görülmüştür.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL’ nin temyiz edenden alınmasına 14.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.