8. Hukuk Dairesi 2010/4195 E. , 2011/659 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ve ..., dahili davacılar ... ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Ardahan 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.01.2009 gün ve 1/1 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, miras yoluyla intikal, taksim, eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik ve 1937 yılı tahrir kayıtlarına dayanarak davalı Hazine adına kayıtlı 107 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın meradan açılmak suretiyle tarla haline getirildiğini, özel mülkiyete konu edilemeyeceğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacıların miras bırakanları adına kayıtlı olan vergi kaydı kapsamında bulunduğu, mera niteliğinde olmadığı ve kazanmayı sağlayan zilyetlik süresince ekonomik amaca uygun biçimde davacıların tasarruflarının bulunduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile 107 ada 14 parselin tapu kaydının iptaline davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu 107 ada 14 parsel sayılı taşınmaz, davacılar adına tespit gören 107 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören ve davacıların miras bırakanları adına kayıtlı 1937 tarih 852 tahrir numaralı vergi kaydının miktar fazlası olarak tarla niteliğinde davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Miktar fazlası olarak kesilen dava konusu taşınmazın niteliği, anılan vergi kaydına göre taşlıktır. Böyle bir yerin zilyetlik yoluyla kazanılabilmesi için tespit tarihinden geriye doğru imar ihyasının tamamlanması ve 20 yıl önce zilyetliğe başlanması gerekir. Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar, ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihin en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastrodan önceki geçmiş yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit tarihi olan 1990 tarihinden önce 20 – 25 yıl öncesine ait (1965 – 1970 ve ayrıca 1970-1975 yılları arası) 1/20000 veya 1/25000 ya da 1/5000 ölçekli stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabileceği bilinmelidir. Mahkemece uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; daha önce yapılan keşiflerde hazır bulunanlar dışında belirlenecek, ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava konusu taşınmazın kadastro tesbit tarihinden 20 – 25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin ne zaman başlandığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Ayrıca komşu köyden belirlenen mahalli bilirkişiler ile tarafların bildirecekleri şahitler HUMK.nun 258. maddesi uyarınca davetiye ile çağırılarak aynı kanunun 259. maddesi uyarınca yapılacak keşifte dava konusu taşınmaz başında dinlenilmeli, dava konusu taşınmazın öncesi itibariyle niteliği, ne şekilde tasarruf edildiği; kadim mera niteliğinde yerlerden olmadığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Ayrıca imar-ihya çalışmalarıyla ilgili olarak imar ihyaya ne zaman başlanıldığı, hangi tarihte tamamlandığı, zilyetliğin ne şekilde ve kim tarafından sürdürüldüğü hususları sorulup belirlenmelidir. Şahit ve bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlenmeli, dava konusu taşınmazla ilgili olarak açılıp görüldüğü ileri sürülen Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2003/450 Esas, 2004/1320 Esas ve 2004/1321 Esas numaralı dava dosyaları ile kayıt miktarı kadar davacılar adına tespit ve tescil edilen 107 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin görülen, 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/154 Esas -2005/397 Esas sayılı dava dosyaları ile mera tahsis kararının iptaline ilişkin 2 Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2002/230 Esas-2003/87 Karar numarasında kayıtlı dava dosyaları da getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde nazara alınmalı, dava konusu taşınmazın çevresinde bulunan 107 ada 1, 2, 4,5 ve 12 parsellere ait kadastro tutanakları ile dayanağı bulunan vergi ve tapu kayıtlarının da getirtilip keşifte uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiklerinin tespiti, bundan ayrı, dosya arasında bulunan krokilere göre taşınmazın aynı yönde komşusu olarak gösterilen ve mera niteliğinde bulunduğu belirtilen taşınmazın parsel numarası bir krokide 53, diğerinde 16 parsel olarak belirtildiği, bu hususta duraksama hasıl olmakla, belirtilen çelişkinin giderilmesi bakımından Kadastro Müdürlüğünden dava konusu taşınmazın uzak ve yakın çevresini de gösterir birleşik krokisininde istenilmesi, komşulara ait parsel numaraları tereddüte mahal vermeden belirlenerek kayıtların eksiksiz getirtilmesi keşifte uygulanması, bu şekilde elde edilecek tüm deliller birlikte değerlendirilerek ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde karar verilmesi gerekir. Eksik incelemeyle karar verilemez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanun hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.