16. Hukuk Dairesi 2014/10469 E. , 2014/9662 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ... ve ... vekili mevki ve yönlerini dava dilekçesinde bildirdiği kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın kadastro öncesi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davacılar adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 42.847,84 metrekare yüzölçümündeki bölümün eşit payla davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde, mirasçıların belirlenmiş bir payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. TMK"nın 702. maddesine göre ise, tüm tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Dava da, bir tasarruf işlemi olup, kural olarak üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmaları gerekir. Terekeye dahil bir taşınmaz için, bir veya bir kaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmamaktadır. Somut olayda davacı ... ve ... kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın kadastro öncesi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak miras bırakanlarından kendilerine kaldığı iddiası ile dava açmışlar, keşif sırasında dinlenen iki mahalli bilirkişi taşınmazın en az 40-50 yıldır davacılar kullanımında olduğunu ancak davacılara nasıl kaldığını bilmediklerini, bir tanık davacılardan önce murisleri Müslüm Yıldırım kullanımında olduğunu, diğer bir tanık ise çekişmeli taşınmazın muris Müslüm Yıldırım"ın ölümü ile çocukları olan davacı ... ve davacı ..."in eşi ...."ya kaldığını bildirmiştir. Davacılar çekişmeli taşınmazların kendilerine ne şekilde intikal ettiğini açıklamadıkları gibi keşif neticesi alınan beyanlarla da çekişmeli taşınmazın hem Müslüm terekesinden davacılara ne şekilde intikal ettiği, hem de bu intikalin bizzat davacı ..."e mi yoksa ... terekesinin tamamına mı yönelik olduğu hususu açıklığa kavuşmamıştır. Mahkemece de, çekişmeli taşınmazın ne sebeple davacılara kaldığı konusunda dilekçelerinin ve beyanlarının açıklattırılması yoluna gidilmemiştir. O halde, Mahkemece, 6100 sayılı HMK"nın "hakimin davayı aydınlatma ödevi" başlıklı 31. maddesi uyarınca ölüm tarihi itibari ile terekesi el birliği mülkiyeti şeklinde olan davacı tarafın miras bırakanı Müslüm"ün sağlığında, çekişmeli taşınmazın satış veya bağış yoluyla davacılara intikal edip etmediği veya muris Müslüm"ün ölümünden sonra mirasçıları arasında
ve tüm mirasçıların katılımıyla geçerli bir paylaşma yapılıp yapılmadığı davacı tarafa açıklattırılmalı; eğer bir bağış veya paylaşma yapılmış ise davacı ..."in bu bağış veya paylaşmanın bizzat tarafı mı olduğu, yoksa ... terekesi adına mı taşınmazı kullandığı hususları üzerinde özellikle durulmalı, taşınmazın paylaşım, satış veya bağış yoluyla davacılara intikal ettiği saptanamadığı takdirde mirasçı olan davacıların kendi adlarına tescil isteğinde bulundukları ve dava ehliyetinin (aktif husumet) dava şartlarından olup, dava şartının kamu düzenine ilişkin olduğu mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulmalı ve TMK"nın 702. maddesi gereğince dava ehliyeti (aktif husumet) yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir. Öte yandan, Mahkemece taraf koşulu sağlanmadan hüküm kurulduğu gibi tescile karar verilen çekişmeli taşınmazın hangi tarihte niçin tespit dışı bırakıldığı sorulmamış, komşu taşınmazların tespitine esas vergi kayıtları getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne okudukları saptanmamış, tescile karar verilen davacılar adına usulünce belgesiz araştırması yapılmamıştır. Hal böyle olunca, öncelikle yukarıda açıklandığı şekilde aktif dava ehliyeti sağlanmalı, bundan sonra ise Kadastro Müdürlüğü"nden çekişmeli taşınmazın hangi tarihte niçin tespit dışı bırakıldığı sorulmalı, komşu taşınmazların tespitine esas vergi kayıtları getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne okudukları saptanmalı, adlarına tescil kararı verilen davacılar adına usulünce belgesiz araştırması yapılmalı, davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde çekişmeli taşınmazın kamulaştırma sınırında kaldığını belirtmesi göz önüne alınarak bu konuda araştırma yapılmalı ve çekişmeli taşınmazın kamulaştırma sahasında kaldığının anlaşılması halinde ilgili idare davaya dahil edilmeli, bundan sonra tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.