10. Hukuk Dairesi 2020/6129 E. , 2021/2970 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
...
Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozmasına uyularak ilamda belirtildiği şekilde davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan ... Zemin Müh. İnş. San. ve Tic. A.Ş. ile ... Mühendislik Müşavirlik İnş. A.Ş.-... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dosya kapsamından 16/10/2011 tarihinde meydana gelen iş kazasından dolayı davacıda oluşan sürekli iş göremezlik oranının %31,00 olduğu, kazanın meydana gelişinde davacının %20 oranında müterafik kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK."nun 166"ncı (Mülga HUMK. nun 45"inci) maddesine göre ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları halinde birleştirilerek bakılabilmesi mümkün olup, davaların birleştirilmesi sadece birleştirilen davaların yargılama safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurur. Başka bir anlatımla, birleştirmeye konu davalar bağımsız kimliklerini korurlar.
Öte yandan 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır” Dairemizin ve giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır.
Ayrıca usuli kazanılmış hak davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Somut olayda asıl ve birleşen dava yönünden herhangi bir ayrım yapılmaksızın tek bir dava varmış gibi hüküm kurulması hatalı olduğu gibi dosya kapsamına göre davacıya geçici iş göremezlik ödeneği ödendiği anlaşılmasına karşın bu tutarın rücu edilebilecek kısmının maddi tazminatın belirlenmesi aşamasında dikkate alınmaması isabetsiz olmuştur.
Kabul ve uygulamaya göre de tazminatlardan sorumlu tutulan iki adet davalı bulunmasına karşın tazminat hükümlerinin tek davalı varmış gibi „davalıdan alınarak“ şekllinde kurulması doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş asıl ve birleşen dava dosyası yönünden ayrı ayrı hüküm kurmak, davacı yanın 05/02/2015 tarihli ilk kararı temyiz ederken maddi tazminata ilişkin hükmün onanmasını istemesinden dolayı davalılar yararına oluşan usuli kazanılmış hak nedeniyle, birleşen dava dosyasındaki maddi tazminat isteminin reddine karar vermek, devamında, davacıya ödenen 8.661,86 TL geçici iş göremezlik ödeneğinin davalı şirketlere rücu edilebilecek kısmını ilk kararda hüküm altına alınan 56.857,49 TL’den tenzil ederek asıl dava dosyasında hüküm altına alınacak maddi tazminat tutarını belirlemek ve oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla, yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, temyiz eden davalılardan ... Müh. İnş. San. ve Tic. A.Ş. ile ... Mühendislik Müşavirlik İnş. A.Ş.-... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 09/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.