23. Ceza Dairesi 2015/19441 E. , 2016/4383 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu malına zarar verme, hırsızlık
HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın ....Köyü .... mevkiinde bulunan bahçesinin yakınından geçen katılan kurumun içme suyu şebekesine ait yerin 1 metre altından geçen 150"lik tabir edilen demir boruyu yaklaşık 5-6 cm genişliğinde kırdığı ve kırılan yerden zemine çıkan suyu çıktığı yerden yaklaşık 50 metre uzağından teneke yardımı ile toprak altına döşenmiş su borusuna aktardığı ve bu su borusu aracılığıyla gelen suyu 15 dönüm büyüklüğünde ekili arazisinin hemen yanında kazılmış kuyuya akıttığı ve bu su ile arazisini suladığı iddia olunan olayda;
Sanığın cezalandırılabilmesi için her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan kurum vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 11.04.2016 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Daire çoğunluğu ile görüş ayrılığı, sanık ...’a yüklenen suçun sübutuna yönelik olarak mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesine ilişkindir.
Sanığın....Köyü .... mevkiinde bulunan bahçesinin yakınından geçen katılan kurumun içme suyu şebekesine ait yerin 1 mt. altından geçen 150’lik şeklinde tabir edilen demir boruyu yaklaşık 5-6 cm. genişliğinde kırdığı ve kırılan yerden zemine çıkan suyu buradan yaklaşık 50 mt. uzağından teneke yardımı ile toprak altına döşenmiş su borusuna aktardığı ve 15 dönüm büyüklüğündeki ekili arazisinin hemen yanında kazılmış kuyuya akıtarak arazisini sulamak suretiyle müsnet mala zarar verme ve hırsızlık suçlarını işlediği iddiaları davanın konusunu oluşturmaktadır.
Sanık soruşturma ve kovuşturma aşamalarındaki savunmalarında; “ 2 yıl önce arazisinin yaklaşık 300 metre üst tarafındaki ormanlık arazide su çıktığını ve araştırması sonucunda ....Belediyesi’ne ait içme suyu şebeke borusunun patlayarak buradan sızdığını tespit ettiğini, köy muhtarının kuruma bildirim yaptığını, kendisinin de Belediye Başkanı’na köy azası ... ile birlikte giderek durumu anlatmasına rağmen tamirat yapmadıklarını, bunun üzerine boşa akan suyu tarlasına gelen kendi suyu ile birleştirerek ilkel şekilde yaptığı teneke ve boru yardımıyla bahçesinin sulamasında kullandığını, orman görevlileri kesim yaptıkları için dal parçalarının düşmesiyle kaçağın örtülmüş olabileceğini” belirterek müsnet suçlamayı reddetmiştir.
Köy Muhtarı Tanık ... beyanında; “ anılan içme suyu hattının birkaç kez daha delindiğini ve bizzat gördüğü bu patlakları müdahale etmeleri için Belediyeye telefonla ve yüz yüze bildirimde bulunduğunu, ancak sanığın arazisine yakın 1 km mesafedeki yerlerdeki su borusunda da patlakların oluştuğunu, kendisinin gördüğü ve ihbar ettiği patlaklarla suça konu yerdeki tahribin aynı olup olmadığını bilmediğini, ancak kendi gördüğü hasarın yol üzerinde ve herkesin dikkatini çekebilecek nitelikte olduğunu, oysa fotoğrafta gördüğü kaçağın kazık çakılı olduğu göründüğünden delinmiş boru ile kendisinin ihbar ettiği yerin farklı olabileceğini”,
Katılan ... Başkanı beyanında; “ hatırlamadığı bir tarihte kendisine gece gelen bir telefonda sudan kaçak olarak yararlanıldığının ihbar edildiğini, ertesi gün zabıta marifetiyle yaptırdığı araştırmada borunun kırılarak su alındığını tespit ettiklerini, daha önceden bildirim yapılmadığı gibi sanığı da tanımadığını, hatta duruşma beklerken sanığın da kendisini tanımadığını,
Tanık ... beyanında; “ sulama kooperatifinin suları kontrol amacıyla görevlendirildiği kişi olduğunu, sanığın kullandığı sulama havuzuna gittiğinde bir borudan havuza su gittiğini gördüğünü, havuza su taşıyan boruyu takip ettiğinde içme suyu borusunun kırıldığını ve buradan akan suyun sanığın havuzuna boru ile taşındığını tespit ettiğini, borunun üzerinde çalı çırpı olduğunu ve üzeri örtülü olduğu için suyun borudan çıkışının görünmediğini, olayı kooperatif başkanına söylediğini,
Tutanak tanığı ... beyanında; “ olayın ertesi günü gittiğinde döşenen beton boruda delik olduğunu ve deliğe bir kazık tıkandığını, buna rağmen su fışkırdığını, baskıdan dolayı kırılma veya çatlama olmayıp 1 inç çapında delik olduğunu, muhtemelen çekiç benzeri bir alet yardımıyla vurmak suretiyle borunun delinmiş olabileceğini düşündüğünü”
Beyan etmişlerdir.
Dosya kapsamındaki deliller bir arada ele alndığında;
08.08.2011 tarihli yazı içeriğinde içme suyu borusunun delik yerine kazık çakıldığı ve üzerinin çalı ve ağaç dalları ile örtülü olarak sanığa ait tarlaya aktığı, 10.08.2011 tarihli olay yeri tutanağında ise yaklaşık 1 metre yeraltından geçen pik içme suyu borusunun metal türü bir cisim ile 5-6 cm. delindiği, sızan suyun 50 metre kadar toprak yüzeyde dere yatağına aktığı, buradan da toprağa yerleştirilen 10 litrelik teneke yardımıyla toprak altına döşenmiş 50’lik su borusuna aktarıldığı ve aşağıdaki ekili arazinin içine indiğinin tespit edildiği, dolayısıyla kasti bir kamu malına zarar verme eyleminden söz edilebileceği gibi suyun taşınmasının çalı çırpı ve ağaç dalları yardımıyla gizlendiğinin saptandığı,
Sanığın katılan kurum ve yetkilisine su borusundaki deliğin tamiri amacıyla defalarca yaptığını belirttiği ihbarların anılan kurum yetkilileri tarafından doğrulanmadığı, köy muhtarının ihbarı yaptığı yerin başka bir hasar mahalli olabileceğini ve muhtemelen farklı olduğunu dile getirdiği çelişkili beyanı, her ne kadar sanık savunması ve bilirkişi raporuna göre kullandığı suyun kendi arazisine yeterli olduğu belirtilmesine rağmen sanığın en az 2 yıl boyunca basit bir düzenek de kurmak suretiyle içme suyunu tarlasında ekili olan ürünlerin sulanması için gösterdiği kullanma iradesi irdelendiğinde TCK. 152/1-d maddesinde düzenlenen sulamaya, içme sularının sağlanmasına yarayan tesislere zarar verme suçunun gerçekleştiği değerlendirilmiştir.
Bu gerekçelerle, mahkemece sanığın üzerine atılı suçlardan mahkumiyeti gerekirken, beraatına karar verilmesi nedeniyle temyiz edilen hükmün bozulması yerine beraat kararının onanması yönündeki çoğunluk görüşüne iştirak etmemiz mümkün olmamıştır.