16. Hukuk Dairesi 2014/5265 E. , 2014/9643 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda .... Mahallesi çalışma alanında bulunan 222 ada 3 parsel sayılı 680,80 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak niteliğiyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde 20 yıllık aralıksız zilyetliğin bulunmadığı gerekçesiyle davacı yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmediği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz ham toprak niteliği ile tespit edilmiş olup taraflar arasındaki ihtilaf 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesi gereği zilyetlikle iktisap şartlarının davacı lehine oluşup oluşmadığı noktasındadır. Mahkemece yapılan keşifte tutanağa geçirilen mahkeme gözleminde çekişmeli taşınmazın batısındaki yol ile arasında kadim duvar olduğu, doğusunun tel örgü ile çevrili bulunduğu ve komşularının arsa nitelikli olduğu açıklanmış olup, keşif neticesi düzenlenen jeolog bilirkişi raporunda taşınmazın köy yerleşim alanının bir kısmının bulunduğu geniş bir düzlükte yer aldığı, doğusu dışında etrafının eskiden yapılmış taş duvarlarla çevrili olduğu bildirilmiştir. Öte yandan komşu 222 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas tapu kaydının dava konusu taşınmaz yönünü davacı olarak gösterdiği ve komşu aynı ada 4 parsel sayılı taşınmazın da arsa niteliği ile tespit gördüğü anlaşılmaktadır. Tüm bu bilgiler bir arada değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazın arsa vasfını kazandığının kabulü gerekir. Bununla birlikte keşifte dinlenen yerel bilirkişi, tanıklar ve tespit bilirkişileri ise davacı ..."ın çekişmeli taşınmazı 1970"li yıllarda dava dışı ...."den satın aldığını ve ..."in de davacıya satmadan evvel burayı pamuk ekmek suretiyle kullandığını beyan etmişlerdir. Ne var ki mahkemece davacının bayi ...."in burayı davacıya satmadan evvel ne kadar süre ile kullandığı sorulmamış, davacının bayinin veya bayi ile birlikte davacının eklemeli veya müstakil zilyetliğinin 20 yılı doldurup doldurmadığı üzerinde durulmamıştır. O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, davacının bayi Durmuş Ali Özden tarafından davacıya satış tarihine kadar ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, davacı tarafça taşınmaz üzerinde zilyetlik sürdürülmemesinin terk iradesine dayanıp dayanmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, satış tarihine kadar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinin saptanması halinde mevcut durumda arsa vasfını kazanan taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyet sürdürülmemesinin davacının zilyetliğine ara verdiği anlamına gelmeyeceği göz önüne alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03.07.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.