Esas No: 2016/21424
Karar No: 2021/1183
Karar Tarihi: 22.02.2021
Danıştay 4. Daire 2016/21424 Esas 2021/1183 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/21424
Karar No : 2021/1183
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 22/07/2015 tarihli işe başlama bildirimi ile talep ettiği mükellefiyet tesis edilmesi isteminin reddine dair ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının 2007 ve 2008 yıllarına ilişkin borçtan sorumluluğunun olmamasına rağmen tüm borç nedeniyle hakkında işlem tesis olunduğu, davacının mükellefiyet tesis talebinin, şirketin 2007 ve 2008 yıllarını da kapsayan tüm borcu ödemesi veya %10 teminat göstermesi gerekçesiyle reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının belli bir dönem ortağı olduğu şirketin mükellefiyet kaydının 213 sayılı Kanunun 160. maddesi ve 2014/13 sayılı İç Genelge uyarınca terkin edildiği, bu nedenle davacının kendi adına mükellefiyet tesis edilebilmesi için 213 sayılı Kanunun 153/A maddesi uyarınca dava konusu işlemin tesis olunduğu belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Teminat Uygulaması" başlıklı 153/A maddesinin birinci fıkrasında; "Başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi üzerine işi bırakmış addolunan ve mükellefiyet kayıtları vergi dairesince terkin edilenlerden, serbest meslek erbabının, şahıs işletmelerinde işletme sahibinin, adi ortaklıklarda ortaklardan her birinin, ticaret şirketlerinde; şirketin, kanuni temsilcilerinin, yönetim kurulu üyelerinin, şirket sermayesinin asgari %10’una sahip olan gerçek veya tüzel kişilerin ya da bunların asgari %10 ortağı olduğu veya yönetiminde bulundukları teşebbüslerin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlerin veya düzenlenen raporda fiillerin işlenmesinde bilfiil bulundukları tespit edilenlerin işe başlama bildiriminin alınması halinde, bunlar adına mükellefiyet tesis edilebilmesi için işe başlama bildiriminde bulunanların ve mükellefiyeti terkin edilenlerin tüm vergi borçlarının ödenmiş ve 6183 sayılı Kanunun 10. maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan nev’iden 75.000 (100.000) Türk Lirasından ve düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan toplam tutarın % 10’undan az olmamak üzere teminat verilmiş olması şarttır" hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından 22/07/2015 tarihli işe başlama bildirim dilekçesi ile davalı idareden mükellefiyet tesis edilmesi isteminde bulunulduğu, bunun üzerine davalı idarece tesis olunan ... tarih ve ... sayılı işlem ile davacının isteminin, 09/06/2006-29/11/2006 tarihleri arasında %25 hisseli olduğu şirketin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153/A maddesinin birinci fıkrasında sayılan mükelleflerden olması nedeniyle anılan şirketin tüm vergi borcunun ödenmesi veya 371.870,00-TL tutarında teminat gösterilmesi gerektiği ileri sürülerek reddedildiği ve dava konusu işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Teminat Uygulaması" başlıklı 153/A maddesi ile getirilen düzenlemenin amacının, münhasıran sahte belge ticaretiyle uğraşmak maksadıyla kurulan şirketlerin en başından önüne geçmek olduğu, anılan maddenin birinci fıkrasının açık hükmü ile söz konusu fıkra kapsamında olup durumları kesinleşenlerden ilgili Yasanın belirlediği oranda teminat yatırması veya borcun tamamının istenebileceği kurala bağlandığından, davacıdan teminat istendiği tarih itibariyle amme alacağının kesinleşip kesinleşmediği tespit edildikten sonra davacının ortağı olduğu şirket hakkında düzenlenen ... tarih ve ... sayılı Vergi Tekniği Raporunun idareden temin edilerek davacının sorumluluğunun tespit edilerek karar verilmesi gerekirken borcun tamamından sorumlu olamayacağı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden Mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 22/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.