
Esas No: 2016/23027
Karar No: 2016/29280
Karar Tarihi: 27.12.2016
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/23027 Esas 2016/29280 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :
DAVA : Davacı, ücret farkı, ilave tediye farkı, ikramiye farkı ile teşvik primi farkı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi E. Karaköse Özel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bakanlık bünyesinde çalıştığını ve aynı zamanda Türkiye...İşçileri Sendikası üyesi olarak Türkiye ...İşçileri Sendikası ile davalı Bakanlık arasında 01.01.1997-31.12.1998, 01.01.1999-31.12.2000, 01.01.2001-31.12.2002 ve 01.01.2003-31.12.2004 tarihleri arası geçerli toplu iş sözleşmelerinin imzalandığını, 11, 12, 13, 14 dönem toplu iş sözleşmesinin ücret artışlarının müvekkilinin ücretine tam olarak yansıtılmadığını beyanla ücret fark, ilave tediye, ikramiye fark alacakları ile teşvik primi alacağının, ücret farkı ve ikramiye farkı alacağının temerrüt tarihlerinden itibaren kademeli olarak en yüksek işletme kredisi faizi, ilave tediye farkı ve teşvik primi alacağına ise davatarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Mülga 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunun 6.maddesinde, “Her ne sebeple olursa olsun sona eren toplu iş sözleşmesinin hizmet akdine ilişkin hükümleri yenisi yürürlüğe girinceye kadar hizmet akdi hükmü olarak devam eder” şeklinde kurala yer verilmiştir. İşyerinde uygulanan 14. dönem toplu iş sözleşmesi 31.12.2004 tarihinde sona ermiş ve yenisi yapılmamıştır. Bu durumda anılan toplu iş sözleşmesinin ücret ve ikramiye ödenmesini öngören hükümleri, 31.12.2004 tarihinden sonrasında da iş sözleşmesi hükmü olarak geçerliliğini sürdürür. Süresi sona eren toplu iş sözleşmesinde ücret ve ikramiyelerin ödeneceği günü belirleyen hükümler de normatif kurallar olarak uygulanmaya devam eder. Başka bir anlatımla Borçlar Kanunun 101. maddesi uyarınca işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmez. Kararlaştırılan gün ödenmeyen ücret ve ikramiye açısından faiz hakkı doğar. Mahkemece ücret ile ikramiye alacakları için ödenmesi gereken tarihlerden itibaren kademeli olarak faize karar verilmesi de yerinde olmuştur. İlave tediye alacağı yönünden ise talep ile bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren yasal faize karar verilmesi gerekmektedir.
Mülga 2822 sayılı Kanun"un 61. maddesinde, “Toplu iş sözleşmesine dayanan eda davalarında ifaya mahkum edilen taraf, temerrüt tarihinden itibaren, bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi üzerinden temerrüt faizi ödemeye de mahkum edilir” şeklinde kurala yer verilerek uygulanması gereken faiz türü belirtilmiştir. Toplu iş sözleşmesinin süresinin sona ermesinin ardından iş sözleşmesi hükmü olarak devam eden kurallar gereği ödenen ücret ve ikramiye bakımından mülga 2822 sayılı Kanun"un 61. maddesinde öngörülen faizin uygulanması doğru değildir. Toplu iş sözleşmesinin süresinin sona erdiği 31.12.2004 tarihi sonrası için davaya konu ücret farkı ile ikramiye alacakları iş sözleşmesinden doğmakla, anılan tarihten sonra doğan alacaklar bakımından mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanmasına karar verilmelidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Sonuç:
Temyiz konusu kararın hüküm fıkrasında yer alan;
“152,08 TL brüt ücret farkı alacağının 02.09.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen temerrüt tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek banka işletme kredisi faizi ile birlikte,
21,70 TL brüt ilave tediye alacağının 02.09.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen temerrüt tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek banka işletme kredisi faizi ile birlikte,
25,03 TL brüt ikramiye alacağının 02.09.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen temerrüt tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek banka işletme kredisi faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ” rakam ve sözcüklerinin silinerek yerine
“152,08 TL brüt ücret farkı alacağının 02.09.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen temerrüt tarihlerinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte,
25,03 TL brüt ikramiye alacağının 02.09.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen temerrüt tarihlerinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
21,70 TL brüt ilave tediye alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte,” rakam ve sözcüklerinin yazılarak hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, davalıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 27.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.