12. Ceza Dairesi Esas No: 2013/10803 Karar No: 2014/6747 Karar Tarihi: 18.03.2014
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/10803 Esas 2014/6747 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yalvaç Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada sanığın, 172 promil alkollü olarak araç kullanması sonucu trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuyla suçlandığı ancak beraat ettiği belirtilmektedir. Dosya incelendikten sonra, Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında alkollü araç kullanmanın trafik güvenliği açısından risk oluşturabileceği, ancak bireysel farklılıklar gösterdiği ve sürücünün güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediğinin detaylı tıbbi muayene ile belirlenebileceği belirtilmiştir. Ancak sanığın olay anında güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği tespit edilmiştir. Bu nedenle mahkemenin beraat kararı bozulmuş ve sanığın suçlu bulunması gerektiği belirtilmiştir. Kararda, 5237 sayılı TCK'nın 179/3. maddesinde düzenlenen alkol ve uyuşturucu maddelerin etkisiyle araç kullanmanın suç olduğu belirtilirken, Adli Tıp Kurumu raporlarına vurgu yapılmış ve alkollü araç kullanma konusunda detaylı tıbbi muayenelerin yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
12. Ceza Dairesi 2013/10803 E. , 2014/6747 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname no : 12 - 2013/31386 Mahkemesi : Yalvaç Sulh Ceza Mahkemesi Tarihi : 04/12/2012 Numarası :2012/86 - 2012/390 Suç :Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5237 sayılı TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla; İncelenen dosyada; olay anında 172 promil alkollü olduğu, aracı ile yol dışı kalarak maddi hasara ve kendi yaralanmasına neden olduğu tespit edilen sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve dolayısıyla atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği halde, beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.