Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/5787 Esas 2016/8605 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/5787
Karar No: 2016/8605
Karar Tarihi: 15.11.2016

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/5787 Esas 2016/8605 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanıklar, bir bakanlık müsteşarını tanıdıklarını söyleyerek iş bulma karşılığında bir kişiden 7.000 TL aldılar ve sanıkların taahhüt ettikleri işe girme vaadi gerçekleşmedi. Ağır Ceza Mahkemesi sanıkları nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkum etti fakat sanıkların temyiz itirazları kabul edildi. Mahkeme, sanıkların eylemlerinin basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğunu belirtti ve mahkumiyet hükümlerinin bozulmasına karar verdi. Kararda geçen kanun maddeleri şöyledir: TCK'nın 158/2, 52/2-4, 58 (sadece sanık hakkında) 53 maddeleri.
Açıklama:
- TCK'nın 158. maddesi, nitelikli dolandırıcılık suçunu tanımlamaktadır.
- TCK'nın 52. maddesi, kasten suç işlemek için iştirak hallerini düzenlemektedir.
- TCK'nın 53. maddesi, suç örgütü kurmak ve yönetmek suçunu tanımlamaktadır.
- TCK'nın 58. maddesi, tekerrüre ilişkin hükümleri içermektedir.
15. Ceza Dairesi         2014/5787 E.  ,  2016/8605 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : TCK"nın 158/2, 52/2-4, 58 (sadece sanık ... hakkında) 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümleri sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Evli olan sanıklar ... ve ...’ın önceden hazırlamış oldukları plan gereğince sanık ...’in ...’de ikamet eden dayısı tanık ...’ya "işsiz tanıdıkların varsa ...’da müsteşar yanında çalışan arkadaşlarımız var işe aldırırız" şeklinde haber verdikleri, ...’nın da damadı katılan ...’e ve arkadaşlarına bu haberi ilettiği akabinde katılan ... ile...’in iş için görüştükleri, görüşme sırasında sanık ...’in ...’da... Bakanlığı bünyesinde çalışan müsteşar ve müsteşar yardımcısını tanıdığını ifade ederek katılana Müze Müdürlüğünde işe aldırma sözü verip karşılığında 7.000 TL istediklerini beyan ettiği ve bu şekilde anlaştıkları aynı gün sanık ...’in eşi sanık ...’in katılanın yanına gelerek sanık eşi ...’in bu işleri yaptığını, amcasının oğlunu da işe koyduğuna dair katılana güvence verdiği, bu nedenle katılanın sanık ...’e sanık ...’in talimatı doğrultusunda anlaştıkları 7.000 TL’nin 350 TL’sini verdiği, bir gün sonra ...’dan katılanı arayan sanık ...’in "kalan 6.650 TL’yi getir burada müsteşar yardımcısı ile görüştüreceğim, evrakları imzalayacaksın" diye söylediği, aynı gün katılan ve sanık ...’in ...da buluştukları ve katılanın 6.650 TL’yi Müze Müdürlüğünde işe gireceği inancı ile sanık ...’e verdiği, bu parayı verdiği sırada sanık ...’in yanında müsteşar yardımcısı olarak tanıttığı, açık kimlik ve adresi bilinmeyen ... ve ... isimli kişiler ile ... isimli şahısların olduğu ve yapılan mizansen gereğince katılana bir çok evrakın imzalatıldığı ve katılana "26/07/2011 tarihinde işe başlayacaksın ataman yapılacak" şeklinde vaatte bulunulduğu, ancak katılan ... in birkaç ay geçtikten sonra işe başlamasına ilişkin herhangi bir belge gelmediğinden sanıklar tarafından dolandırıldığını anladığı, sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
    5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 2. fıkrasındaki nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, failin ismen söylemese bile kimden söz edildiğini karşı tarafın anlayacağı şekilde makamı, rütbesi, ünvanı ve lakabını söylediği kamu görevlilerini tanıdığını, hatırının sayıldığını, işini yaptıracağını söyleyerek mağduru kandırması gerektiği, somut olayda ise; sanıkların, soyut olarak bir bakanlık müsteşarı ve yardımcılarını tanıdıklarını söyleyerek iş bulma karşılığında katılandan menfaat temin etmeleri şeklindeki eylemlerinin, 5237 sayılı TCK"nın 157. maddesinde yer alan basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, aynı kanunun 158/2. maddesi gereğince hüküm kurulması,
    Kabule göre de,
    Sanık ... hakkında TCK"nın 58 maddesinin uygulanmasına esas alınan ilamın kesin hüküm niteliğinde olduğundan tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 15.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.