2. Ceza Dairesi 2020/15159 E. , 2020/7780 K.
"İçtihat Metni"Konut dokunulmazlığını ihlâl suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/1, 62/1 ve 52. maddeleri uyarınca 3.600,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/10/2011 tarihli ve 2011/326 esas, 2011/584 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 25/03/2020 gün ve 20328-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/04/2020 gün ve 2020/40533 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukukî bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı Kanun"un 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezaî nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturduğu, koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanması gerektiği, yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250 esas-2009/13 karar sayılı içtihadında; “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesidir. Burada, uğranılan zararlardan kast edilen maddi zararlar olup, manevi zararlar bu kapsamda değerlendirilmemelidir. Maddi zararın bizzat sanık tarafından yerine getirilmesi gerekmeyip, sanık adına onun bilgisi ve rızası tahtında üçüncü kişiler tarafından da tazmin, aynen iade veya eski hale getirme suretiyle giderilmesi de olanaklıdır. Ancak, herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşul aranmayacaktır.” şeklinde karar verildiği nazara alındığında,
Somut olayda; sanık hakkında konut dokunulmazlığını ihlâl suçundan mahkûmiyet kararı verildiği, sanığın adlî sicil kaydının bulunmadığı, konut dokunulmazlığını ihlâl suçunun somut zarar suçu olmadığı, bu itibarla, yukarıda belirtilen objektif koşulların yanı sıra mahkemece takdire dayalı subjektif koşul da ortaya konularak, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin belirlenmesi gerekirken, somut zarar suçu olmayan konut dokunulmazlığını ihlâl suçundan “katılanın zararını gidermediği” şeklindeki hatalı gerekçeyle sanık hakkında bu suç açısından hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı gözetilmeden, adli sicil kaydına göre suç tarihinde sabıkasız olduğu anlaşılan sanık ... hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen sanığın “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekirken, “Sanığın katılanın zararını gidermediği anlaşıldığından CMK’nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (MİLAS) 2. Asliye Ceza mahkemesinden verilip kesinleşen 25.10.2011 tarihli ve 2011/326 Esas – 2011/584 Karar sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 06/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.