11. Hukuk Dairesi 2017/2981 E. , 2019/300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... .... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen .../11/2016 tarih ve 2016/70 E. - 2016/417 K.. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen .../04/2017 tarih ve 2017/360-2017/379 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirketin aile şirketinin iki ayrı şirketi olduklarını, müvekkilinin 29, 30, 31. 32, 35. 39. 40 ve 43. sınıf mal ve hizmetleri içeren 2004/63966 sayılı, "İBRAHİM SEDAT VEFA+Şekil" ibareli marka tescil başvurusuna, davalı şirketçe "VEFA" esas unsurlu, 05, 29, 30, 31, 32, 35, 39 ve 43. sınıf ürün ve hizmetleri içeren markalara dayalı olarak başvurunun reddi istemiyle yapılan itirazın, nihai olarak ... ... tarafından "boza, meyveli boza" ürünleri ile "müşterilerin malları elverişli şekilde görmesi ve satın alması için boza. meyveli boza mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)" bakımından kısmen kabul edildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin “VEFA” ibaresi üzerinde önceye dayalı tescilsiz hak sahibi olduğunu, kullanım nedeniyle ayırt edicilik kazandığını, ortakların ve kurucuların bu ibareyi 1876 yılından bu yana kullandıklarını, 1948 yılına kadar ortak kullanımın söz konusu olduğunu, karıştırılma ihtimalinin olmadığını, satılan ürünlerdeki logo ve amblemlerin farklı olduğunu ileri sürerek ... ..."nın 2015-M-11990 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, markaların benzer olduğunu, karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davacının başka başvuru ile yine “İBRAHİM SEDAT VEFA” ibareli marka tescil talebinin ... kararıyla reddedildiğini, buna ilişkin davanın derdest olduğunu, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin markalarının tanınmış olduğunu, "VEFA" ve "VEFA BOZACISI" ibareleri üzerinde tek hak sahibinin müvekkili olduğunu, davacının aynı marka için öncesinde başvuruda bulunduğunu, bu başvurunun kısmi reddine ilişkin davanın derdest olduğunu, mirastan doğan hakların uyuşmazlık konusu olmadığını, davacının dava konusu ibare üzerinde hak sahibi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; redde dayanak markalar ile başvuru konusu markanın "VEFA" ibareleri itibariyle benzer olduğu, birbirleri ile ilintili olduğuna dair izlenim bıraktıkları, redde dayanak davacı şirket markalarının kapsamındaki "boza, meyveli boza" ürünlerinin, başvuru konusu marka kapsamında olup reddedilen ürün ve hizmetlerle ilişkili ve aynı türden olduğu, ortalama düzeydeki alıcıların aradaki farklılığı algılamayacağı, algılayabilse bile marka ve işaretin birbirleriyle bağlantılı olduğu yönünde algılamada bulunulmalarının kaçınılmaz olduğu, redde dayanak mallar için tescil önceliğinin davalı şirkete ait olduğu, başvurunun tescilinin davalı şirket aleyhine haksız rekabet yaratma ihtimalinin bulunduğu, başvuru konusu işaretin tanınmış marka olmasının dahi tescile olanak sağlamayacağı, zira tescilde birlik ilkesinin bulunduğu, başvurunun, davacının önceki tarihli markasına değil redde mesnet davalı şirkete ait markalara yanaştığı ve onların bir serisi olarak algılanabileceği, bu haliyle başvuru konusu markanın reddedilen ürün ve hizmetler bakımından, redde dayanak markalarla karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, ... kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun, başvuru markasının kapsam itibariyle davacıya ait işletme ile özdeşleşmiş asli unsurları içerdiği, işletmesel köken itibariyle önceki tescilli markası ile bağlantılı olduğu mesajını açık biçimde verdiği, önceki markaların serisi olarak algılanmasında tereddüt bulunmadığı, davalı şirketin markasından bağımsızlaşmış, yeni ve seri bir marka olduğundan bahsedilemeyeceği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye ...,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14/01/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.