Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4486
Karar No: 2013/6682
Karar Tarihi: 03.05.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/4486 Esas 2013/6682 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/4486 E.  ,  2013/6682 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.09.2010 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Davalılar, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, 5.184,00 TL tazminatın davalılardan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş, hükmü davalı ... ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
    Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nun "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
    Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının Uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı, dava açmadan önce 2010/36 D. iş dosyası üzerinden davalıların yokluğunda tespit yaptırmış ve bilirkişi tarafından hazırlanan rapor ile tespit tutanağı davalılara tebliğ edilmiş olup mahkemece tespit raporu aynen benimsenerek hükme esas alınmıştır.
    Davalılar davacıya ait taşınmazda meydana gelen zarara kendilerinin neden olmadığını savunarak davayı inkar etmişlerdir. Davacının dava dilekçesinde bildirdiği vakıaları ispat etmesi gerekir; yani ispat yükü davacıya düşmektedir.
    Somut olayda, davacı hasadı gelmiş turp mahsulünde meydana gelen zararın davalıların komşu parsellerde biriken suları iş makinaları ile derin kanallar açarak davacıya ait tarlaya akıtmaları neticesinde meydana geldiğini ileri sürdüğüne göre; tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda mahallinde keşif yapılarak su baskınının nedeninin araştırılması ve olayda tarafların kusur durumunun belirlenmesi, davacının zararı ile davalının eylemi arasında illiyet bağının saptanması, (818. sayılı B.K. Mad. 44) ayrıca su baskını nedeniyle davacının zarar gördüğü tarih itibariyle gerçek zararının hesaplanması için uzman bilirkişiden tespit raporu da birlikte değerlendirilmek suretiyle yeniden rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
    Mahkemece, davaya reddeden davalılar yönünden yokluklarında yapılan tespit sonucu hazırlanan rapor esas alınarak eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün yazılı gerekçe ile BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 03.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi