Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/4527
Karar No: 2014/8514
Karar Tarihi: 16.10.2014

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/4527 Esas 2014/8514 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/4527 E.  ,  2014/8514 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarına tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 30/01/2014 gün ve 2013/9770 - 2014/1407 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, 28/02/2006 havale tarihli dilekçesiyle; ... Köyü sınırları içinde kalan ve daha önce asliye hukuk mahkemesinde açtıkları 1991/19 - 2002/37 sayılı davaya konu olup, kendileri yönünden açılmamış sayılmasına karar verilen dosyada, (B ve D) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin orman olmadığının ve kendi zilyetliklerinde olduğunun belirlendiği iddiasıyla bu bölümlerin Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve 06.04.2007 tarihli rapora ek 1 numaralı krokide (B) harfi gösterilen 19010 m² ve ek 2 numaralı krokide (D) harfi ile gösterilen 6834 m² yüzölçümündeki taşınmazların davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/02/2010 tarih ve 2009/18779 – 2010/1057 sayılı kararı ile hüküm bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/19 Esas numaralı dava dosyası incelendiğinde, ... ve arkadaşları tarafından açılan tescil davası olduğu, Orman Yönetiminin de tescil isteminin bulunduğu, 22.05.1981 günü açılan davada mahkemece, davacı gerçek kişiler yönünden davanın açılmamış sayılmasına, Orman Yönetiminin davasının kabulü ile (A) işaretli 199 Hektar 3121 m² yüzölçümlü taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline, (B), (C), (D), (E), (F) ve (G) bölümlerinin orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2004/8584 E. - 13599 K. sayılı kararıyla (C) bölümünün de orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmek suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verildiği, temyize konu dava, daha önce 1991/19 sayılı dosyada açılmamış sayılmasına karar verilen (B) işaretli 24019 m² ve (D) işaretli 6864 m² yer hakkında açılmış olup, mahkemece yeniden uzman bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, önceki dosyada yer alan orman bilirkişi incelemesine göre karar verilmiş ise de önceki dosyada hükme esas alınan eski tarihli memleket haritası, orijinal renkleri içermeyen, renksiz fotokopi niteliğindedir, bu harita üzerine yapılan işaretleme yetersiz olduğu gibi, orijinal kadastro paftası ile kişiler adına tescile karar verilen taşınmaz bölümlerine komşu olan taşınmaz kayıtları getirtilmeden, davacıların tutunduğu Mayıs 1298 tarih 13 numaralı tapu kaydı uygulanmadan karar verilmiş, ilk davanın açıldığı tarihten sonra yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı da araştırılmamış, ziraat uzmanından rapor alınmadığı belirtilerek, usulüne uygun tapu kaydı uygulaması ile orman ve zilyetlik araştırması yapılması” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, davacı ... vekilinin temyizi üzerine hüküm Dairece onanmıştır.
    Davacı ... vekili bu kez kararın düzeltilmesini istemiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davasıdır.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 19.02.1971 tarihinde kesinleşmiştir. Çekişmeli taşınmazlar bu çalışmada palamutluk olarak tesbit harici bırakılmıştır.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazların orman sayılan yer olduğu gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, dava konusu olan ve bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen taşınmaz 1957, 1976 ve 2000 yılı baskılı memleket haritalarında kısmen çalılık rumuzlu yeşil alanda, kısmen açık alanda kaldığı, ancak eğimin % 12"den küçük % 3-10 olduğu; krokide (D) harfi ile gösterilen bölümün ise anılan memleket haritalarında açık alanda olduğu, yine hava fotoğraflarının da memleket haritalarıyla uyumlu olduğu, ayrıca, taşınmazların üzerinde eylemli olarak dikimle yetiştirilmiş zeytin ağaçları bulunduğu dosya arasında bulunan orman bilirkişi raporu ile rapora ekli aplikeli gösterimden anlaşılmaktadır. Buna göre davaya konu taşınmazlar, eski tarihli resmi belgelere ve eylemli duruma göre orman sayılmayan yerlerdendir. Aksi görüşü ihtiva eden bilirkişi görüşü, kendileri tarafından sunulan bulgularla örtüşmemektedir. Bu itibarla mahkemenin taşınmazların orman sayılan yer olduğu yönündeki kabulünde isabet bulunmamaktadır.
    Ancak, dava konusu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olması bu yerin davacı kişi adına tescili için yeterli sebep değildir. Bir yerin kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilebilmesi için o taşınmaz üzerinde aralıksız, çekişmesiz ve ekonomik amaca uygun bir biçimde malik sıfatıyla zilyetliğinin sürdürülmesi ve 20 yıllık kazanma süresinin dolmuş bulunması gerekir. Dosyada, imar ve ihyanın sürdürülüş şekli, başlama ve tamamlanma tarihleri araştırılmamıştır. Ayrıca, keşif sırasında yerel bilirkişi ile davacı tanığı, taşınmazın imar ve ihyaya konu olup olmadığı yönünden usulüne uygun olarak dinlenmedikleri gibi, alınan beyanlar, somut olaylara dayalı olmayan gerekçesiz soyut nitelikteki sözlerden ibarettir. Ziraatçı bilirkişi Ferhat Bozkaya tarafından hazırlanan raporda yukarıda vurgulandığı üzere imar ve ihya olgusu somut olarak irdelenmemiştir. Bu tür uyuşmazlıklarda taşınmazın niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç ve sürecinin takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında hava fotoğrafları ve topoğrafik haritalardan yararlanmak suretiyle belirlenmesi gerekir. Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama, belirtilen bu yönler itibariyle eksik ve yetersizdir.
    Hal böyle olunca, sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait (1985, 1990 ve 1995 yılları) dava konusu taşınmazların bulunduğu yere ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan başka komşu parsellerin, kadastro tesbit tutanak örnekleri ve varsa bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri bulunduğu yerlerden istenerek, önceki bilirkişiler dışında, üç kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetleri ile yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları ile birlikte taşınmazın niteliği değerlendirilmeli, taşınmazın değişik bölümlerinden yeterli derinlikten toprak örnekleri alınıp incelenerek, çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin, imar ve ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan sözkonusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazların kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu marifetiyle taşınmazların öncesi, zirai faaliyete konu olup olmadığı
    hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişiye komşu parsellerin dayanağı kayıtların çekişmeli taşınmazlar yönünü ne okuduğunu belirtir keşfi denetlemeye imkan veren kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu onandığı anlaşıldığından, davacı ... vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 30/01/2014 gün ve 2013/9770 - 2014/1407 sayılı onama kararı kaldırılarak, 04/10/2012 gün ve 2012/445-2012/552 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/10/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi