Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3951
Karar No: 2014/8513

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/3951 Esas 2014/8513 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/3951 E.  ,  2014/8513 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasına itiraza ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 27/02/2014 gün ve 2013/10652 - 2014/2494 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Yörede 2005 yılında yapılan kadastro sırasında, ... Köyü 218 ada 2 parsel sayılı 5426,71 m² yüzölçümündeki taşınmaz, zeytinlik vasfıyla davalı ... adına tesbit edilmiş, ancak, Orman Yönetimi tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davası sonucunda, orman niteliğiyle hükmen Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.
    Davacı ... Yönetimi, 22/05/2013 havale tarihli dilekçesi ile, yörede 2013 yılında yapılan ve 25.4.2013 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması sırasında orman niteliğiyle tapuda kayıtlı olan ... Köyü 218 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğini yitirmediği halde, hatalı işlemle 2/B madde uygulaması sonucu orman sınırları dışına çıkartıldığını ileri sürerek, 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasının iptali ile taşınmazın orman niteliğiyle tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, davalı ...’a yönelik davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulü ile 218 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hakkında 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre yapılan orman sınırları dışına çıkarma işleminin iptaline, taşınmaz orman niteliği ile Hazine adına kayıtlı olduğundan yeniden sicil oluşturulmasına yer olmadığına karar verilmiş, davalı ...’ın temyizi üzerine Dairece hüküm onanmıştır.
    Davalı ... bu kez kararın düzeltilmesini istemiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasına itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 03/07/1978 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu, 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 25/04/2013 tarihinde ilân edilen 2/B madde uygulaması ve 03/05/2005 - 01/06/2005 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosu vardır.
    Yörede 2005 yılında yapılan kadastro sırasında dava konusu taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı gerçek kişi adına tesbit edilmiş, bu tesbite karşı Orman Yönetiminin açtığı davada Hendek Kadastro Mahkemesinin 2005/852 - 2006/574 sayılı kararı ile kadastro tesbitinin iptali ile taşınmazın orman niteliğiyle tesciline karar verilmiş, karar kesinleştirilerek tapuda infazı sağlanmıştır. Belirtilen dosyada alınan orman bilirkişi raporunda,
    taşınmazın 1959 tarihli memleket haritası ve 1947 tarihli hava fotoğraflarında orman sayılan yerlerden olduğu, eylemli zeytin ağaçları ile kaplı olduğu bildirilmiş, mahkemece de orman bilirkişi raporu doğrultusunda eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle taşınmazın orman olarak tesciline karar verilmiştir. Tesbit tarihinde taşınmaz, eylemli zeytinliktir. Daha sonra 2013 yılında yapılan 2/B uygulaması sırasında taşınmazın orman sınırları dışına çıkartılmasına karşı davacı ... Yönetimi tarafından açılan bu dava sırasında alınan orman bilirkişi raporunda, taşınmazın 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak yitirdiği rapor edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın hükmen orman olması nedeniyle 2/B madde uygulamasına konu edilemeyeceği gerekçesiyle Hazine ve Orman Su İşleri Bakanlığı hakkındaki dava kabul edilmiş ise de, mahkemenin kabulü bu konudaki mevzuata ve dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin 30. maddesi hükmüne göre;
    “(1) 2/B uygulamalarında belde, mahalle veya köy sınırları esas alınmak suretiyle çalışma yapılır.
    (2) Bir belde, mahalle veya köyde başlatılan çalışmalar o belde, mahalle veya köyün sınırları içinde kalan bütün Devlet Ormanlarını kapsayacak şekilde ve eksiksiz olarak yapılır.
    (3) Bu yönetmelik hükümlerine göre işlemleri tamamlanmış ve kesinleşmiş belde, mahalle veya köylerdeki Devlet Ormanlarında bu amaçla tekrar çalışma yapılamaz.
    (4) Ancak;
    a) Kadastro uygulamaları yapılmış, ilân edilmiş ve kesinleşmiş, belde, mahalle veya köyde kesinleşmiş orman sınırlarına göre orman sayılmayan alanlar içinde kalan taşınmaz iken, herhangi bir nedenle mülkiyet anlaşmazlığının yargıya intikal etmesi ve niza konusu taşınmaz hakkında mahkeme kararı ile ilk defa ve hukuken orman sayılan yer kararının verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi ile orman niteliğini kazanmış, ancak 6831 sayılı Kanunun 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi araştırması ve uygulaması yapılmamış yerlerde,
    b) 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ve 2896 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince orman sınırları dışına çıkartılıp orman sınırları dışına çıkarma işleminin iptali için dava açılmış, 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uygulaması sırasında yargılama devam ettiği ve yapılan uygulama iptal edilmiş olmadığından değerlendirilmemiş, uygulama sonrasında yargılaması tamamlanıp kesinleşmiş yargı kararı ile orman sınırları dışına çıkarma işlemi iptal edilmiş yerlerde,
    c) Tapuda orman vasfıyla tescilli olup da 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uygulaması sırasında orman sınırları içinde değerlendirilmemiş olması nedeni ile 2/B araştırmasına konu edilmeyen yerlerde,
    ç) Çalışma alanı sınırlarındaki kenarlaşma hataları ile fenni hatalardan kaynaklanan nedenlerle 2/B araştırmasına konu edilmeyen yerlerde,
    d) Tapulama veya kadastro çalışmaları sırasında davalı olması nedeniyle malik tesbiti yapılmayan ya da gerçek veya tüzel kişiler adına tesbit edilen ancak bu tesbite karşı açılan davalar veya tapu iptal davası nedeniyle mahkemeye intikal ettirilen ve davası devam ederken 2/B uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ancak mahkemece 6831 sayılı Kanunun 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmaksızın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilen yerlerde,
    Bölge Müdürlüğünce durum tesbiti yapılır. Sonuç ayrıntılı bir rapor ile Genel Müdürlüğe intikal ettirilerek Komisyon görevlendirilmesi talep edilir. Görevlendirilen Komisyon bu Yönetmeliğin ilgili hükümleri doğrultusunda 2/B uygulamalarını yapar.”
    Özellikle maddenin 4. bendi (a) fıkrasında açıkça mahkeme kararı ile orman sayılan alanlarda da 2/B madde uygulamasının yapılabileceği kabul edilmiştir. Ancak bunun için, taşınmazın dava tarihindeki eylemli durumuna göre orman sayılmış olmaması gerekir. Somut olayda, Hendek Kadastro Mahkemesinin 2005/852 - 2006/574 sayılı kararı ile taşınmazın 1959 tarihli memleket haritası ve 1947 tarihli hava fotoğraflarında yeşil alanda gözükmesi nedeniyle
    orman sayıldığı, tesbit tarihinde ve taşınmazın 2 eylemli zeytin bahçesi olduğu, bilirkişi raporlarına göre de 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak yitirdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkemenin davayı kabul gerekçesi yerinde değildir.
    Diğer taraftan, davalı ... hakkındaki dava husumetten reddedilmiştir. 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinin üçüncü fıkrasında, Orman Yönetimi tarafından orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamalarına karşı açılacak davalarda hasım, hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler olarak gösterilmiştir. Eldeki davada davalı ...’ın taraf sıfatının bulunup bulunmadığı, kanundaki “hak sahipliği” kavramının şerh edilmesiyle açıklığa kavuşturulabilir.
    6831 sayılı Kanunun 11. maddesinin ikinci fıkrasında, “hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılacak sınırlamaya itiraz davalarında hasım Orman Genel Müdürlüğü; 2. maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı açılacak itiraz davalarında ise hasım Hazine ve Orman Genel Müdürlüğüdür.” denilmektedir. Bu maddedeki “hak sahipliği” kavramı yerleşmiş Yargıtay uygulaması ile, tapulu taşınmazlarda tapu sahipliği, tapusuz yerlerde ise 3402 sayılı Kanunun 17. maddesinde öngörülen 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği bulunan gerçek ve tüzel kişiler olarak kabul edilmiştir. Başka bir ifade ile, bir taşınmaz üzerinde lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşulları gerçekleşmiş olan kişiler tarafından sınırlamaya itiraz davalarının açılabileceğidir. Bu durumda, evrensel hukukun genel ilkelerinden olan silahların eşitliği ilkesinden hareketle, aktif dava ehliyeti için taşınmaza zilyet olmak kabul edildiğine göre, pasif dava ehliyeti için zilyetliğin öncelikli olarak kabulü gerekir. Bu durumda pasif husumet yönünden bir taşınmaza zilyet olmak yeterli kabul edilmelidir.
    Kaldı ki, 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin, “2/B uygulama tutanaklarında yer alacak hususlar” başlıklı 31. maddesinin (d) bendinde, “orman sınırları dışına çıkarılacak yerlerin ormana bitişik sınırlarında kalan kısımlarının halen ve fiilen kimlerin işgali altında bulunduğunun tutanaklarda gösterileceği düzenlenmiştir. 2013 yılında yapılan 2/B uygulaması sırasında, 2/B çalışma tutanağında halen ...’ın işgalinde olduğu belirtmesi yapılarak orman sınırları dışına çıkartılmıştır. Bu durumda, taşınmazın orman olarak tapuda kayıtlı olduğu dönemdeki zilyetlik kabul edilmese dahi, 2/B madde ile orman sınırları dışına çıkartıldıktan ve çalışma tutanağında da zilyet belirlemesi yapıldıktan sonra, yönetmelik hükümleri ile 6831 sayılı Kanunun 11. Maddesinin 2. ve 3. bentlerinde ifade edilen hak sahipliği statüsünün şartlarının oluştuğunun kabulü gerekir.
    Somut olayda, çekişmeli taşınmaz, 2005 yılında yapılan kadastro sırasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresi 20 yılı geçtiği kabul edilerek davalı gerçek kişi adına tesbit edilmiştir. Bu tesbite karşı Orman Yönetimince açılan dava üzerine taşınmazın eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman olması nedeniyle tesbit iptal edilmiştir. Daha sonra 2013 yılında yapılan 2/B uygulaması sırasında, taşınmazın 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak yitirdiği belirlenerek ve 2/B çalışma tutanağında halen ...’ın işgalinde olduğu belirtmesi yapılarak orman sınırları dışına çıkartılmıştır.
    Taşınmazın eylemli olarak zeytin ağaçları ile kaplı olduğu ve davalının bu yerdeki zilyetliğinin zeytin ağaçlarının yaşından daha fazla olması gibi olgular karşısında davalının taşınmazda hak sahibi olduğu açıktır. Buradaki zilyetlik, hak sahipliği açısından mahkemece dikkate alınarak değerlendirme yapılması gereken bir hakdır. Zira, davalının bu taşınmaza zilyet olduğu dönemde, yöre halkının taşınmaza herhangi bir müdahaleleri olmadığı gibi, bu yerin davalıya ait olduğunun da kabul edildiği ve bu durumun tanındığı görülmektedir. Benzer durumların oldukça yaygın olduğu hususu da ülkemizin bir gerçeğidir. Bütün bu olgular karşısında, davalı gerçek kişinin bu taşınmaz üzerinde hak sahibi olmadığını iddia etmek, açık ve somut gerçekliğe aykırı düşer. Her ne kadar 2B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkartılan yerler Hazine adına çıkarılmakta ise de, özellikle 6292 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra, madde alanlarının kullanıcılarına satılması ve/veya bedelsiz iadesi (tapulu alanlar için) söz konusu olduğundan, bu yerin 2/B madde ile orman sınırları dışına çıkartılmasında davalı olan zilyedin hukukî yararının bulunduğu da tartışmasızdır. Bu nedenlerle, davalı gerçek kişi aleyhine açılan davanın husumetten reddi de doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu onandığı anlaşıldığından, davalı ...’ın karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ...’ın karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin, 27/02/2014 gün ve 2013/10652 - 2014/2494 sayılı onama kararı kaldırılarak, 27/09/2013 gün ve 2013/194-2013/48 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/10/2014 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi