Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/548
Karar No: 2020/6524
Karar Tarihi: 21.10.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2020/548 Esas 2020/6524 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, intifa hakkından kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve teslimi talebiyle davalıya dava açmıştır. Davacı, taşınmaz üzerinde intifa hakkı sahibi olduğunu belirterek, bu hakka dayanarak davalının müdahalesinin önlendiğini ve istasyonun eklentilerinin müvekkiline teslim edilmesini talep etmiştir. Davalı ise, Rekabet Kurulu'nun intifa hakkının sona erdiğini belirtmiş ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş ancak karar Yargıtay tarafından bozulmuştur. Bozma ilamı sonrasında mahkeme, davacının aktif dava ehliyeti olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiştir. Davacı vekili bu kararı temyiz etmiştir.
Daire, intifa hakkının dava açılırken mevcut olduğunu ancak sonradan sona erdiğini tespit ederek, davanın konusuz kaldığına karar vermiştir. Bu nedenle, hükmün bozulması gerektiğine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK'nun \"Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri\" başlıklı 331. maddesi ve \"Yargılama Giderlerine Hükmedilmesi\" başlıklı 332. maddesi uyarınca, davanın konusuz kalması halinde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmed
14. Hukuk Dairesi         2020/548 E.  ,  2020/6524 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.08.2014 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkından kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve teslimi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen 17.09.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Dava, intifa hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve teslimi isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkil şirketinin 143 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 17.09.2015 tarihine kadar geçerli intifa hakkı sahibi olduğunu, bu intifa hakkından kaynaklanan hakkını 27.11.2012 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalayarak davalı ... Petrol İnş. San. Ltd. Şti."ne devrettiğini, davalı tarafça sözleşme imzalandıktan kısa bir süre sonra sözleşme hükümlerinin ihlal edilmeye başlandığını belirterek davalı şirketin dava konusu taşınmaza müdahalesinin önlenmesini ve istasyonun eklentileriyle birlikte müvekkil şirketine teslim edilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, Rekabet Kurulu"nun 2002/2 sayılı tebliği uyarınca davacının intifa hakkının sona erdiğini, sürenin uzamasının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, tesis edilen 30.04.2015 tarihli hükümde "Davanın kabulü ile, davalının 143 ada 2 parsel ayılı taşınmaza müdahalesinin önlenmesine, taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunun eklentileri ile birlikte davacı şirkete teslimine" karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 26.04.2018 tarihli 2015/13414 Esas ve 2018/3324 Karar sayılı ilamıyla "Dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine 25.12.2002 başlangıç tarihli 17.09.2015 tarihine kadar süreli intifa hakkı vardır. Davacı bu hakkını davalı bayisi ... Petrol İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. aracılığı ile kullanırken bayilik ilişkisi sona ermiş, şimdi intifadan kaynaklanan hakkını kullanmak istemektedir. Ancak taşınmaz üçüncü kişi adınadır.
    Dava konusu taşınmaz üzerindeki intifa hakkı sona erdirilmediği sürece hak sahibinin bu hakkını kullanmak istemesi hakkın özünden kaynaklanmaktadır. Davacının özel hukuk açısından halen geçerliliğini koruyan intifa hakkını kullanmak istemesi nedeniyle davalının taşınmaza elatmasının önlenmesini isteme hakkı vardır. Ancak davanın açıldığı tarihte davacı dava açmakta haklı ise de, karar tarihinden sonra davacının intifa hakkı bulunmadığından davanın hukuki dayanağı ortadan kalkmıştır. Mahkemece bu durum dikkate alınarak bir hüküm kurulması gerekir. Bu durumda davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Dairemizin bozma ilamı sonrasında mahkemece bozmaya uyularak "Davanın aktif dava ehliyet yokluğu sebebiyle usulden reddine," karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Davanın konusuz kalması halinde mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekir. 6100 sayılı HMK’nun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği; “Yargılama Giderlerine Hükmedilmesi” başlıklı 332.maddesinde de; yargılama giderlerine, mahkemece resen hükmedileceği; yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümünün hüküm altında gösterileceği; hükümden sonraki yargılama giderlerini hangi tarafın ödeyeceği, miktarı ve dökümü ile bu giderlerin hangi tarafa yükletileceğinin, mahkemece ilamın altına yazılacağı, düzenlenmiştir. Davanın konusuz kalması halinde davalının yargılama giderinden sorumlu tutulmaması için yeter ve zorunlu tek şart davanın açılmasına sebebiyet verilmemesidir.
    Somut olayda; dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine şekline uygun olarak düzenlenmiş 25.12.2002 tarihli 15 yıl süreli (kısıtlama ile 12 yıl 8 ay 29 gün) intifa hakkı bulunmaktadır. 19.10.2013 tarih 9053 yevmiye sayılı resmi senetten ve dairemizin 26.04.2018 tarihli 2015/13414 Esas ve 2018/3324 Karar sayılı ilamından, intifa hakkının dava açılırken mevcut olduğu ancak karar tarihinden sonra 17.09.2015 tarihinde sona erdiği anlaşılmıştır. Mahkemece, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken davanın aktif dava ehliyet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi