22. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5374 Karar No: 2016/29106 Karar Tarihi: 26.12.2016
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/5374 Esas 2016/29106 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2016/5374 E. , 2016/29106 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı bünyesinde 1993-2010 yılları arasında sözleşmeli büro personeli olarak çalıştığını, emekli olarak işten ayrıldığını, kıdem tazminatının eksik ödendiğini belirterek kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, aile ve çocuk yardımı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı, görev itirazında bulunmuş, davacının kıdem tazminatını eksiksiz olarak aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava dilekçesinin görevsizlik sebebi ile reddine, görevli mahkemenin idare mahkemeleri olduğuna karar verilmiştir. Hükmün taraf vekillerince temyizi üzerine, Dairemizin 27.10.2014 tarih 2014/29191 esas, 2014/29169 karar sayılı ilamı ile taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ve ücret bordrolarına göre davacının anılan tarihe kadar iş kanununa tabi olarak çalıştığı, mahkemece 15 Ekim 2007 tarihine kadar olan istekler ile ilgili davaya bakmakla iş mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile karar bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak, davacının taleplerinin 19.04.1993 - 15.10.2007 tarihi arasındaki dönem yönünden kıdem tazminatının kabulüne, diğer taleplerinin reddine; 15.10.2007 - 14.04.2010 tarihleri arasındaki döneme ilişkin talebinin mahkemenin görevsizliği sebebi ile yargı yolu yönünden reddine karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Somut uyuşmazlıkta, davacının 15.10.2007 tarihine kadar 4857 sayılı İş Kanunu"nun tabi olarak işçi statüsünde çalıştığı sabittir. Mahkemece bozma ilamı sonrası bilirkişiden alınan ek raporda; hesaplanan iş sonu tazminatına işçilikte geçen sürelerin dahil edildiği görülmektedir. Ancak, davacının aynı çalışma dönemi için hem kıdem tazminatı hem de iş sonu tazminatı alamayacağı gözetildiğinde, 15.10.2007 tarihine kadarki iş sonu tazminatının hesaplanan kıdem tazminatından mahsubu ile kalan miktarın hüküm altına alınması gerektiğinden, kararın ikinci kez bozulması gerektirmiştir. 2-Öte yandan, mahkemece bozmadan sonra yapılan ıslahın dikkate alındığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 177. maddesinde belirtildiği üzere, ıslah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Mahkemece, tahkikat aşamasının tamamlanmasının ve karar verilmesinin ardından verilen bozma kararından sonraki yargılama aşamasında ıslah yapılması mümkün değildir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 13.05.2016 tarihli, 2015/1 esas 2016/1 karar sayılı kararında da ifade edildiği üzere, Yargıtay bozma kararından sonra ıslah yapılamaz. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek bozmadan sonraki yargılama aşamasında yapılan ıslah dikkate alınarak hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi