21. Hukuk Dairesi 2016/10660 E. , 2018/755 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 05.08.1983-05.02.1984 tarihleri arasında kuruma bildirilmeyen hizmetinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, tanık beyanları doğrultusunda davacının çalışmaya ne zaman başlayıp hangi sürede çalıştığı hususunda net beyanda bulunamadıkları ve davacının işyerinde sürekli, kesintisiz ve iş akdine bağlı çalışması kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işveren tarafından bildirilen hizmetinin olmadığı, 05.09.1982 işe giriş -01.12.1982 varide tarihli davalı işveren tarafından verilmiş işe giriş bildirisinin, davacıya ait 05.09.1982 ilk işe giriş tarihli sigorta sicil kartının ve işe giriş tarihi 05.08.1983 tarihi olan vergi karnesinin mevcut olduğu görülmektedir.
Somut olayda, uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak biçimde dönem bordrolarının ... ..."dan istendiği uyuşmazlık konusu dönem dikkate alınrak ..."dan istenmediği ve neticesinde bordro tanıklarının resen tespit edilip dinlenmediği,uyuşmazlık konusu dönemi bilebilecek komşu işyeri tanıklarının araştırılmadan çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmeden ve tanık beyanları, işe giriş bildirgesi ve talep tarihi dikkate alınarak hak düşürücü süre değerlendirilmeden sonuca gidildiği görülmektedir.
Yapılacak iş; uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde... ..."dan dönem bordrolarını getirtmek, bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, ... Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, tanıkların davacının çalışmasına ilişkin beyanları olduğu takdirde bunları somutlaştırmak, tüm bu hususlar sonrası işe giriş bildirgesindeki işe başlama tarihi (05.09.1982) ile talep tarihi (05.08.1983) arasında fiili ve kesintisiz çalışma var ise hüküm kurulabileceği; işe giriş bildirgesindeki işe başlama tarihi sonrası vergi karnesinde de mevcut olan talep tarihine kadar çalışması kesintili olduğu takdirde ise; vergi karnesinin hak düşürücü süreyi kesmeyeceği de dikkate alınarak karar vermekten ibarettir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
05/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.