Esas No: 2016/13720
Karar No: 2021/1218
Karar Tarihi: 23.02.2021
Danıştay 4. Daire 2016/13720 Esas 2021/1218 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/13720
Karar No : 2021/1218
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- … Yapı Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullandığından bahisle re'sen tarh edilen 2010/5 ila 11dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı şirkete ilgili dönemde fatura düzenleyen Güneşli Vergi Dairesi mükellefi Tas. Hal. … Yapı Malz. Orman Ürün. Nak. Tic. Ltd. Şti. ile Atışalanı Vergi Dairesi mükellefi … İzalasyon Metal İnş. Uyg. Tic. Ltd. Şti. hakkındaki tespitlerin düzenledikleri faturaların sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olduğunu ortaya koymaya yeterli olduğu; Avcılar Vergi Dairesi mükellefi … Güvenlik Sistemleri Elekt. İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti. ile Maltepe Vergi Dairesi mükellefi … Yapı İnş. Malz. Oto. Hay. ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti. hakkındaki tespitlerin ise düzenledikleri faturaların sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olduğunu ortaya koymaya yeterli olmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Re'sen takdir nedeninin bulunmadığı, savunma haklarının kısıtlandığı ve yapılan tarhiyatların hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davacı şirket adına yapılan tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacı temyiz isteminin reddi ile kararın redde ilişkin kısmının onanması, davalı temyiz isteminin kabulü ile kararın kabule ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, kararın redde ilişkin kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış; 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak açıklanmış; 229. maddesinde de, fatura; satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika şeklinde tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef, üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımakta, bu bağlamda, Kanunda ve Kanunla verilen yetkiye dayanılarak çıkarılan yasa altı düzenleyici işlemlerde öngörülen şekil şartları ile kayıt ve belge nizamına sıkı sıkıya bağlılık sözkonusu olmaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve hizmet ifasına ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Davacıya uyuşmazlık konusu dönemde fatura düzenleyen Avcılar Vergi Dairesi mükellefi Tasfiye Halinde … Güvenlik Sistemleri Elektronik İnşaat Turizm Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu ile … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda; elektronik güvenlik sistemleri imalatı ve satışı işiyle iştigal etmek üzere 03/09/2009 tarihinde ticari faaliyetine başladığı, 13/01/2011 tarihinde yapılan yoklamada; iş yerinin büro niteliğinde olduğu, elektrik malzemeleri ve güvenlik sistemleri toptan alım-satımı ve montaj işi ile iştigal ettiği, tespit tarihinde çalışan 7 kişinin olduğu, ofiste 3 kişinin göründüğü, diğer çalışanların ofis dışında teknik servis hizmeti verdiği, iş yerinde büro malzemeleri bulunduğu, siparişe göre iş yapıldığı, 31/05/2011 tarihli yoklamada; benzer tespitler bulunduğu, cüz'i miktarlarda ödenecek muhtelif vergi tahakkuk edildiği ancak herhangi bir ödeme yapmadığı, 2010-2011 yılı Bs tablosunda karşı tarafın bildirimlerine göre mükellefin bir kısım satışlarını Bs bildiriminde göstermediği, ayrıca mükellefin bir kısım satışları karşı tarafın Ba bildiriminde olmadığı, 9 adet firmanın Ba kayıtlarında davacıdan alım yaptığı belirtilmiş iken davacının Bs kayıtlarında bu firmalar hakkında kaydın bulunmadığı, davacının 2010 yılında Bs formunda toplam 13.471.976,00 TL tutarında mal ve hizmet satışı gerçekleştirdiğini bildirdiği ancak bu tutarda iş hacmi gerçekleştirebilmesinin gerek güven esasına dayalı ticari hayat gerek ticari organizasyon sermaye tahsisi, işyeri kapasitesi, personel istihdamı ve araç-gereç yönünden mümkün olmadığı, mükellefin düzenlediği faturaların sahte olduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen tespitler bir arada değerlendirildiğinde söz konusu mükellefin kurulmasından çok kısa süre sonra yüksek miktarlı fatura düzenlemesinin olağan olmadığı ve düzenlediği fatura tutarları kadar iş yapabilecek organizasyon ve kapasiteye sahip olmadığı, dava konusu faturaların iştigal konusu ile ilgili olmadığı da dikkate alındığında davacıya düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğu ve davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Kaldı ki, Danıştay Dördüncü Dairesinin 22/06/2017 tarih ve E:2016/16457, K:2017/5699 sayılı kararında da söz konusu firmanın sahte fatura düzenlediği yönünde karar verilmiştir.
Davacıya uyuşmazlık konusu dönemde fatura düzenleyen Maltepe Vergi Dairesi mükellefi … Yapı İnş. Malz. Oto. Gıda. Hay. ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda; şirketin daha önce mükellefi olduğu Ostim Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından 18/01/2006 tarihinde yapılan yoklamada, mükellefin işyeri adresinde faaliyete devam ettiğinin tespit edildiği, ünvan ve adres değişikliğinden önce bağlı bulunduğu Ulus Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından 18/11/2009 tarihinde yapılan yoklamada, mükellef kurumun bu adresi terk ettiğinin tespit edildiği, Maltepe Vergi Dairesi Müdürlüğü'nce faaliyet adresi olarak bildirilen … Bulvarı No: … Maltepe Çankaya/ANKARA adresinde 12/11/2009 tarihinde yapılan yoklama neticesinde, işyerinin büyüklüğünün yaklaşık 110 m², aylık kirasının 600,00 TL, kurumun faaliyet konusunun inşaat taahhüt işleri olduğu, işçisinin bulunmadığı, muhasebecisinin bulunmadığı hususlarının tespit edildiği, 29/07/2010 tarihinde yapılmak istenen bir tebliğ esnasında şirketin işyeri adresinden ayrıldığı ve aynı adreste ... isimli bir şahsın bulunduğunun tespit edildiği, yine aynı adreste 28/03/2011 tarihinde yapılmak istenen başka bir tebliğ sırasında şirketin adreste mevcut olmadığı ve faaliyette bulunmadığı, bir yıl önce şirketin bu adresten ayrıldığı ancak nereye gitttiğinin bilinmediği, bu adreste yer alan iş yerinde … Tekstil Turizm Gıda Oto San.Tic. Ltd. Şti adlı başka bir şirketin faaliyet göstermekte olduğunun tespit edildiği, 12/04/2011 tarihinde yapılan yoklamada da, aynı hususların tespit edildiği, şirketin Yeminli Mali Müşavir ... ile … tarih ve … sıra numaralı denetim ve tasdik sözleşmesi imzaladığı ancak bahsi geçen yeminli mali müşavir tarafından düzenlenen … tarih ve YMM… sayılı raporla ilgili mükellefin ücreti ödememesi nedeniyle 11/10/2010 tarihinde denetim ve tasdik sözleşmesinin tek taraflı olarak iptal edildiği ve 11/10/2010 tarihinde bilanço, gelir tablosu ve ekli mali tabloların oluşmaması nedeniyle tasdik raporunun düzenlenmediğinin belirtildiği, gerek şirket adresine gerek şirket ortağı ve müdürü olan ...'ın tarh dosyasında ikamet adresi olarak görülen adresine defter ve belge isteme yazısı gönderildiği, ancak tebliğ edilemediği, Maltepe Vergi Dairesi müdürlüğü tarafından yapılan adres değişikliğine ilişkin yoklamada mükellef kurumun işyeri adresinde bulunduğunun tespit edildiği, ancak daha sonra yapılan yoklamaların hiçbirinde şirketin adresinde bulunamadığı, özellikle şirketin isminin, adresinin ve ortaklarının değiştiği tarih olan 2009 yılının kasım ayından itibaren mükellef kurum beyanlarının çok yüksek miktarlarda artış göstermeye başladığı, şirketin Form Ba-Bs analizine göre 2009 ve 2010 yıllarındaki emtia alışlarının tamamına yakın kısmının, hakkında sahte fatura düzenleyicisi olduğu yolunda tespitler bulunan firmalardan temin edildiği, şirketin ödenecek KDV çıktığı dönemlere ilişkin olarak 2009/Aralık ve 2010/Ocak dönemine ait bir ödemede bulunduğu, diğer dönemlerde ortaya çıkan katma değer vergilerine ilişkin herhangi bir ödemede bulunulmadığı ve rapor tarihi itibariyle 68.629,56 TL tutarında vergi ve ceza borcunun bulunduğu, yüksek cirolu iş yapılmasına rağmen çıkan düşük oranlı vergileri ödemediği, dolayısıyla bütün bu veriler ışığında, şirketin isminin, adresinin ve ortaklarının değiştiği ve ticaret sicile tescil edildiği tarih olan 13/11/2009 tarihinden itibaren organize bir şekilde sahte fatura ticareti yapmakta olduğu sonucuna varıldığı tespit ve hususlarına yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen tespitlerden, davacıya düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğu ve davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmış olup, kararın kabule ilişkin kısmında isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının redde ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Mahkeme kararının kabule ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 23/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.