21. Hukuk Dairesi 2013/11537 E. , 2014/15308 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kütahya İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/02/2013
NUMARASI : 2011/453-2013/48
Davacı, 5510 sayılı Yasa kapsamında yapılandırma hakkından faydalandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacı şirketin 5510 sayılı yasa kapsamında yapılandırma hakkından faydalanma istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olay, incelendiğinde; davacının, 30.6.2008 tarihinde davacı şirketin Kuruma olan borçlarını yapılandırma talebinde bulunduğu ve ihale yolu ile inşaat işlerini aldığı Kütahya Vakıflar Bölge Müdürlüğü"nde hakedişleri olduğu ve bu hakedişler aracılığıyla kuruma olan borcunu peşin olarak ödemek istediğini belirttiği, Kurumun davacının talebinin kabul ettiği ve hakedişlerden Kurum alacağını tahsil etmek için yazışmalara başlandığı, ancak Kütahya Vakıflar Bölge Müdürlüğü"nün zamanında yazışmalara cevap vermemesi nedeniyle zamanında ödeme yapılmadığı gerekçesiyle davacının yapılandırmasını bozduğu ve davacının yapılandırması bozulmuş şekilde 25.600,00 TL borcu olduğunu belirlediği, daha sonra Kütahya Vakıflar Bölge Müdürlüğü"nün gönderdiği 21.177,00 TL"yi davacının borcundan mahsup ederek kalan miktarı borç olarak kaydettiği, davacı şirketin 27.8.2008 tarihinde Kuruma tekrar başvurarak taksitli şekilde yapılandırmadan yararlanmayı talep ettiği, ancak Kurumun ilk başvurusunda peşin ödeme seçeneğini seçmiş olması, bir kere yapılandırmadan yararlanmayı talep ettiği için süresini kaçırdığı ve borcunun bir kısmı için Kütahya Vakıflar Bölge Müdürlüğü"nden görderilen hakedişlerden mahsup işleminin yapılması nedeniyle talebini reddettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece Kurum işlemi yerinde bulunduğundan, davacının 6111 sayılı Yasadan yararlanma imkanı bulunduğu halde süresini geçirdiğinden hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde hüküm tesis edildiği görülmüştür.
Davanın yasal dayanağı olan ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa, 26.05.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5763 sayılı Kanunun 26’ncı maddesiyle eklenen “Sosyal güvenlik prim yapılandırılması
bozulanlara ilişkin hükümler” başlığını taşıyan geçici 23’üncü maddede; 5458 sayılı Kanunun 1’inci ve 2’nci maddeleri kapsamına giren borçları yeniden yapılandırıldığı halde aynı Kanunun 3’üncü maddesi uyarınca yeniden yapılandırma haklarını bu maddenin yürürlüğe girdiği günü izleyen ayın sonuna kadar kaybedenlerin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden iki ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurmaları durumunda, bozulmuş olan yeniden yapılandırma anlaşmalarının, 5458 sayılı Kanuna göre yapılmış olan başvuru tarihi ve taksitlendirme süresi dikkate alınmak suretiyle ihya edileceği belirtilmiş; 5763 sayılı Kanunun 27’nci maddesiyle 5510 sayılı Kanuna eklenen “Sosyal güvenlik alacakları” başlıklı geçici 24’üncü maddede ise; 1479 sayılı Kanuna göre sigortalı olanların 31.03.2008 gününe kadar olan prim ve sosyal güvenlik destek prim borçlarının, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi izleyen iki ay içinde yazılı olarak başvurulması kaydıyla, bu maddede belirtilen koşullarla peşin veya yirmi dört aya kadar eşit taksitler halinde ödeneceği açıklanmıştır. Anlaşılacağı üzere, 5510 sayılı Kanunun geçici 23 ve 24’üncü madde hükümlerinden yararlanmaya yönelik başvuru süresi 26.05.2008 - 28.07.2008 (dahil) dönemi ile sınırlandırılmıştır.
Öte yandan, 25.02.2011 gün 27857 mükerrrer sayı ile Resmi Gazetede yayınlanıp yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih 6111 Sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 20. maddesi “(1) 22/2/2006 tarihli ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılandırmaları devam edenler hariç olmak üzere, bu Kanun kapsamına giren alacakların, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için borçlular, talep etmeleri halinde bu Kanun hükümlerinden yararlanabilirler. Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılır. Bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için sadece ilgili kanunun öngördüğü faiz uygulanır. Kalan taksit tutarları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilir ve bu alacaklar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.
(2) Bu Kanundan yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara, bu Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanunun yayımlandığı tarihten sonraki süreler için faiz, gecikme zammı, gecikme cezası gibi fer’i amme alacağı hesaplanmaz.
(3) Bu Kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak, tatbik edilen hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminatlar iade edilir.
(4) 5393 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi ile 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 3 üncü maddesi kapsamında uzlaşılan alacaklar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz.
(5) a) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan vazgeçmeleri gereken borçluların, bu Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri şarttır.
b) Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairesine verilir ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilir. Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince tahsili gerektiği halde
tahakkuku diğer kamu idarelerince yapılan alacaklara ilişkin ilgili kamu idaresi aleyhine açılmış davalardan vazgeçme dilekçelerinin verileceği idari mercii belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
c) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmaz ve bu kararlar ile idare aleyhine hükmedilmiş yargılama giderleri ve vekalet ücreti bulunması halinde bunlar talep edilemez.
(6) İl özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanmaz.
(7) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borç yapılandırmalarında; bu Kanunun 19 uncu maddesinin birinci fıkrasındaki hakları saklı kalmak üzere, bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin, taksitlendirme süresini (son taksiti) takip eden ayın sonu aşılmamak kaydıyla ait oldukları yılın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi halinde bu Kanun hükümlerinden yararlanılır.
(8) Bu Kanunun ilgili maddelerinde faiz, gecikme faizi, gecikme zammı, gecikme cezası, cezai faiz gibi fer’i alacaklar yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanması öngörülen tutarın tespitinde, TEFE/ÜFE aylık değişim oranlarının belirlenmediği dönemler için alacağa ilgili dönemde uygulanan fer’i alacağın hesaplanmasına esas alınan oranın yarısı dikkate alınır. Bu Kanun hükümlerine göre ödenecek alacaklara bu Kanunun yayımlandığı ay için uygulanması gereken ÜFE aylık değişim oranı olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten bir önceki ay için belirlenen ÜFE aylık değişim oranı esas alınır.
(9) Bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında beyan edilen vergilere, ödeme yönünden şartların ihlali halinde, kesilmesi gereken vergi cezaları için 213 sayılı Kanunun 374 üncü maddesinde yer alan zamanaşımı süreleri taksit ödeme süresince işlemez.” hükmünü içermektedir. Anılan Kanunun 1-d bendi, kapsam içine giren ve ödenmemiş olan Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarının niteliklerini ve dönemini, 12. madde; kesinleşmiş Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarının tahsilat biçimini, 15. madde; sosyal güvenlik borç yapılandırma anlaşmalarının ihyasına ilişkin hükümleri, 18. madde; başvuru ve ödeme süresi ile şekline ilişkin hükümleri düzenlemektedir.
Sonuç olarak davacının, 5763 ve 5510 geçici 23 ve 24. maddelerinden yapılandırma yapabilme hakkı ile 6111 sayılı Yasanın Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına ilişkin hükümler birbirinden farklı olup, Kurumdan davacının 30.6.2008 tarihli başvurusu ile yapılandırmadan yararlansaydı ne kadar ödeme yapılacağı sorularak, ayrıca yapılandırma kapsamında davacının söz konusu ettiği Kütahya Vakıflar Bölge Müdürlüğü"ndeki hakedişlerinin miktarıda sorularak, yapılandırma kapsamındaki borç ile hakedişlerinin birbirini karşılaması durumunda Kütahya Vakıflar Bölge Müdürlüğü"nün Kurum yazılarına geç cevap verme durumu araştırılıp, mahkemece Kütahya Vakıflar Bölge Müdürlüğü"nün
ihmalinin olup olmadığı değerlendirilerek ihmalinin olması durumunda davanın kabulüne karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde; davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.