10. Hukuk Dairesi 2015/7800 E. , 2015/9109 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul Anadolu 13. İş Mahkemesi
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesine dayalı hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği gibi davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Eldeki davada; davacı, davalı Bakanlığa bağlı .. İlköğretim Okulunda 2003-2004 ve 2006 yıllarında temizlik görevlisi olarak kesintisiz çalıştığının tespitini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının 01/01/2006 - 15/06/2006 ve 15/09/2006 - 31/12/2006 tarihleri arasında davalı ...na bağlı ...İlköğretim Okulu Müdürlüğü"nde çalıştığının tespitine, 2003 ve 2004 yıllarına ilişkin çalışma iddiasının ise 5 yıllık hak düşürücü süreye uğradığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı, mülga 506 sayılı Kanunun 79. Maddesidir. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 79/10. maddesinde, yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları, Kurumca saptanamayan sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabildikleri takdirde, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının göz önünde bulundurulacağı açıklanmış olup anlaşılacağı üzere çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden bu maddeyle getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak
düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Buna göre; ilgili kişi hakkında işe giriş bildirgesi düzenlenmediği, düzenlenmesine karşın yasal hak düşürücü süre içerisinde Kuruma verilmediği, sigortalılık bildirimini içeren dönemsel sigorta primleri bordrosunun/aylık prim ve hizmet belgesinin hazırlanmadığı veya anılan süre içerisinde Kuruma teslim edilmediği, sigorta priminin Kuruma yatırılmadığı, çalışmanın varlığı yönünde Kurum görevlilerince herhangi bir saptamanın söz konusu olmadığı durumlarda, hizmetin varlığını ileri süren kişilerin hak düşürücü süre içerisinde yargı yoluna başvurması zorunludur. Bununla birlikte önemle vurgulanmalıdır ki değinilen kuralın tek istisnası, kamu kurum ve kuruluşlarında gerçekleşen hizmete ilişkin olarak, Kuruma aktarılmasa dahi işveren tarafından ödenen ücret/maaş üzerinden sigorta primi kesintisi yapılması olgusudur. Bir başka anlatımla, sözü edilen niteliğe sahip işyerinde çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin de belgelere dayandırılması asıl olduğundan, yukarıda açıklanan durumların hiçbiri gerçekleşmemiş olsa da Kuruma aktarılmamasına karşın işverence ilgiliye ödenen ücret/maaş üzerinden sigorta primi kesintisi yapıldığı takdirde hak düşürücü süreye ilişkin hüküm uygulanamaz. Belirtilmelidir ki uygulama yapılırken hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak beş yıllık sürenin hesaplanması gerekmektedir.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, davacının hizmet döküm cetvelinde yer alan 2003-2004 yıllarına ait bildirimlerin varlığı karşısında davacının bu yıllara ait talebinin hak düşürücü süreye uğramadığı açıktır.
Şu halde mahkemece; tüm talep dönemini kapsayan çalışmaların tespiti yönünden ilgili okulda görev yapmış okul müdürü ve öğretmenler tespit edilerek tanık olarak beyanlarına başvurulmalı, Okul Aile Birliğinden ücret ödemelerine ilişkin belgelerin ve karar defterlerinin celbi sağlanarak incelenmeli, Kaymakamlıktan işe alımla ilgili olur ve sair belgeler talep edilmeli, okulların tatil olduğu tarihler dikkate alınmalı ve toplanan kanıtlardan elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme, yanılgılı değerlendirme sonucuna dayanılarak hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
O hâlde, davacı ve davalılar avukatlarının, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.05.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.