20. Hukuk Dairesi 2014/6478 E. , 2014/8456 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1982 yılında ilân edilen genel arazi kadastrosu sırasında tarla niteliği ve 1475,00 m² yüzölçümüyle tesbit ve tescil edilen ... Köyü, ... parsel sayılı taşınmaz, yörede 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan yenileme kadastrosu sırasında, 1270,16 m² yüzölçümü ve ... ada ... parsel sayısıyla ve mülkiyeti tapu kütüğünde olduğu gibi sınırlandırılmıştır.
Davacı ... Yönetimi, ... Köyünde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/A maddesi kapsamında kadastro haritalarındaki sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataların giderilmesi için çalışmanın yapıldığını ve askıya çıkarıldığını, ancak, yapılan çalışma sırasında kesinleşmiş Devlet Ormanı alanına müdahale de bulunularak, ... Köyü, ... ada ... parsel sayılı taşınmaza tarla vasfı verilerek davalı adına tespit yapıldığını ve dava konusu yerin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde ve orman vasıf ve karakterinde olduğunu ileri sürerek, 3402 sayılı Kanunun 22/A madde uygulaması ile kesinleşmiş Devlet Ormanı üzerine ihdas edilen ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tesbitinin iptali ve taşınmazın Hazine adına Orman vasfıyla tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve ... Köyü, eski ... parsel yeni ... ada ... parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davalı ... mirasçısı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/05/2013 gün ve 2012/15255-5119 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Bir davanın görülmesi için taraf teşkili esastır. Hâkimin bu hususu re’sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Mahkeme, tarafların hukukî dinlenilme hakkının gereği olarak, tarafları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usûlüne uygun olarak davet etmeden delilleri toplayıp hükmünü veremez.
Bu itibarla, ölü davalının tüm mirasçılarının tereddütte mahal bırakmayacak şekilde belirlenip, gerekirse 3402 sayılı Kadastro Kanununun 25/1. maddesi nazara alınarak veraset ilâmı düzenlenip buna göre Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak, mirasçılara dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ ettirilip, bu davada da yer alma olanağı verilerek, dosyada taraf teşkili tamamlandıktan ve davada yer alan tüm tarafların savunma ve delillerini bildirmelerine olanak tanındıktan sonra işin esasına girilip hüküm kurulması gerekirken taraf
teşkili yöntemince tamamlanmadan, hukukî dinlenilme hakkı gözardı edilerek, davanın taraflarının savunma ve delillerini bildirmelerine olanak tanınmadan, Anayasa ile güvence altına alınan savunma hakkını kısıtlayacak biçimde işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılması,” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, ... Köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmazın uygulama tesbiti gibi tapuya tesciline, karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/A maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılması işlemine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1943 yılında 3116 sayılı Kanun hükümleri gereğince yapılıp 19.09.1943 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman tahdidi ile 21.05.1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması ve 21.04.2011 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 4999 sayılı Kanunun 9. maddesi gereğince aplikasyon, ölçü, çizim hesaplamalarından kaynaklanan yüzölçümü ve fennî hataların düzeltilmesi işlemi bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 16/10/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.