18. Ceza Dairesi 2018/7572 E. , 2019/2029 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan şüpheli Avukat Hakan Gök hakkında son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/03/2017 tarihli ve 2017/46 esas, 2017/89 sayılı kararına karşı itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/04/2017 tarihli ve 2017/195 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, Ankara barosuna kayıtlı sanık avukat ..."ün müştekinin açtığı boşanma davasında karşı tarafta bulunan ... ile vekalet sözleşmesinin bulunduğu, sanığın müştekiye "... bey sizi bırakmakla hata etmiş, nerede oturuyorsunuz, profildekiler çocuklarınız sanırım, bir şey söyleyeyim mi, iyi akşamlar bu arada, resimdeki siz misiniz, çocuklar kaç yaşında, az önce konuştum gidip şikâyet etsin diyor, çok mu sert bayansınız, pek konuşmayı sevmiyorsunuz sanırım, sohbet babında, çok sert bayansınız cidden." şeklinde mesajlar gönderdiği anlaşılmakla, mevcut delillerin son soruşturmanın açılması için yeterli olduğu, delillerin takdir ve değerlendirilmesinin de son soruşturma aşamasında davayı görecek olan mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58/1. maddesinde; “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılır.” Aynı Kanun’un 59. maddesinde ise; “58 inci maddeye göre yapılan soruşturmaya ait dosya Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne tevdi olunur. İnceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde dosya, suçun işlendiği yer Ağır Ceza Mahkemesine en yakın bulunan Ağır Ceza Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderilir.
Cumhuriyet Savcısı beş gün içinde, iddianamesini düzenleyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere Ağır Ceza Mahkemesine verir. Haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilen avukatların duruşmaları, suçun işlendiği yer Ağır Ceza Mahkemesinde yapılır...” hükümleri yer almaktadır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58/1. maddesinde; “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılır.” Aynı Kanun’un 59. maddesinde ise; “ 58 inci maddeye göre yapılan soruşturmaya ait dosya Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne tevdi olunur. İnceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde dosya, suçun işlendiği yer Ağır Ceza Mahkemesine en yakın bulunan Ağır Ceza Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderilir.
Görüldüğü üzere avukatların işlemiş oldukları suç nedeniyle özel hükümlerin uygulanabilmesi için, suçun görevden doğan veya görev sırasında işlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosyada; sanık avukatın, müştekinin boşanma aşamasında olduğu eşinin avukatı olduğu, sanığın müştekiye çok sayıda mesaj attığı ve kendisini rahatsız ettiği iddiasıyla şikayetçi olduğu ve iddianame düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, olay görev sırasında gerçekleşmediğinden, “görevden doğan” ibaresinin üzerinde durulmalıdır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Yalnız avukatların yapabileceği işler” başlıklı 35. maddesinde: “Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.
Baroda yazılı avukatlar birinci fıkradakiler dışında kalan resmi dairelerdeki bütün işleri de takip edebilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Avukatların, Avukatlık Kanunu kapsamındaki tüm görevleri nedeniyle işledikleri suçların soruşturulması ve kovuşturulması özel hükümlere tabidir. Diğer bir deyişle avukatlık sıfatıyla kanunen üstlenilen görevler dolayısıyla işlenen suçlar, görevden doğan suç kapsamına girmektedir, zira Kanun gereği bu görevler yalnızca avukatlar tarafından yerine getirilmektedir.
Görevi sebebiyle işlenen suç kavramının ele alındığı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17/02/2004 gün ve 2004/2-10 esas ve 2004/40 sayılı kararında da; “Yasada geçen “görev sebebiyle işlenen suç” kavramının, memuriyet görevinden doğan, görev ile bağlantılı ve görevden yararlanılarak işlenebilen suçları, başka bir anlatımla sadece memurlar tarafından işlenebilen, failin memur olmasının suç tipinde kurucu unsur olarak öngörüldüğü suçları ifade ettiği sonucuna varılmaktadır.” görüşlerine yer verilmiştir.
İncelenen olayda; Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesince, sanığın eyleminin avukatlık görevi ile ilgili olmadığı veya görev sırasında da işlenmediği, genel hükümlere göre yetkili ve görevli mahkemede yargılamanın yapılmasının gerektiği gerekçesiyle son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Sanığın müştekiye yolladığı mesajların müvekkilinin işiyle alakalı olmaması nedeniyle eyleminin avukatlık görevi ile ilgili olmadığı veya görev sırasında da işlenmediği anlaşıldığından, anılan kararın kanun yararına bozulmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 23/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.