2. Ceza Dairesi Esas No: 2020/10216 Karar No: 2020/7770 Karar Tarihi: 06.07.2020
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/10216 Esas 2020/7770 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2020/10216 E. , 2020/7770 K.
"İçtihat Metni"
Mala zarar verme suçundan sanık ..."nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151/1, 21/2, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Ladik Asliye Ceza Mahkemesinin 10/05/2018 tarihli ve 2016/98 esas, 2018/101 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 23/12/2019 gün ve 18892-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/01/2020 gün ve 2019/136100 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu. Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 151/1. maddesinde yer alan "Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır." şeklindeki düzenleme karşısında, sanık ..."ın silahtan sayılan demir çöp küreğini yaralama kastıyla müşteki sanık ... ve müşteki ..."e fırlattığı ancak bu küreğin katılan ..."in aracına gelmesiyle araçta hasara yol açması şeklinde gerçekleşen eylemin taksirle işlendiği anlaşılmakla, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Mala zarar verme suçu kasten veya olası kast ile işlenebilecek suçlardandır. Bu suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Olası kastla mala zarar verme suçunun işlenebilmesi için, sanığın gerçekleşmesi muhtemel sonuçları öngörmesine rağmen bu sonuçları kabullenmesi, neticenin gerçekleşmesine aldırmaması ve eylemine "olursa olsun" bilinciyle devam etmesi gerekmektedir. Taksirde ise kendi yetenekleri, algılama gücü, tecrübeleri, bilgi düzeyi ve içinde bulunduğu koşullar altında objektif olarak var olan dikkat ve özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olan sanığın neticeyi istememesine karşın neticenin gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; sanık ...’nun silahtan sayılan demir çöp küreğini yaralama kastıyla müşteki sanık ... ve müşteki ...’e fırlattığı, ancak bu küreğin katılan ...’in aracına isabet etmesiyle araçta hasara neden olması şeklinde gerçekleşen eylemde; sanığın katılan ...’in aracına zarar verme kastı ile hareket ettiğine dair delil bulunmadığı gibi, aracın zarar görmesini de öngörememesi karşısında sanığın eyleminin taksir düzeyinde kaldığı ve mala zarar verme suçunun taksirle işlenmesinin mümkün olmadığı gözetilmeden, yasal unsurları oluşmayan atılı suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (LADİK) Asliye Ceza mahkemesinden kesin olarak verilen 10.05.2018 tarihli ve 2016/98 Esas – 2018/101 Karar sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle, unsurları oluşmayan mala zarar verme suçundan sanığın BERAATİNE, tayin olunan cezanın çektirilmemesine, 06/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.