14. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/4922 Karar No: 2013/6578 Karar Tarihi: 02.05.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/4922 Esas 2013/6578 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2013/4922 E. , 2013/6578 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.06.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit irtifakı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ..., ... vd. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davalı, ... davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilerek 836 sayılı parsel lehine 2780 parsel aleyhine zorunlu geçit irtifakı kurulmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalılar temyiz etmiştir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır, Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Somut olaya gelince, geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince en kısa ve ekonomik yerden bu arada yüz ölçümü daha büyük taşınmazlardan geçit kurulması gerekir. 05.06.2012 tarihli bilirkişi raporunda en uygun alternatifin 807 sayılı parsel üzerinden geçen (III) nolu alternatif olduğu belirtilmiştir. Gerçekten 807 sayılı parsel üzerinden geçit kurulmasına karar verilen 2780 sayılı parselden yaklaşık dört kat daha büyüktür. Ayrıca (III) nolu seçenekteki geçit alternatifinin mahkemece kabul edilen (I) nolu seçeneğe göre çok daha kısa olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece 807 parsel sayılı taşınmazın malikleri davaya dahil edilerek (III) no"lu seçenekten geçit kurulmasının mümkün olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine 02.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verild