MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılığa teşebbüs, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Her iki sanık hakkında her iki suç yönünden ayrı ayrı; CMK"nnın 223/2-e maddesi gereğince beraat

Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların beraatine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklardan ...’in, diğer sanık ... ile birlikte hareket ederek, adına kayıtlı işyerinde fiili çalışması olmadığı halde sanık ...’in sigortalı olarak çalıştığına dair katılan kuruma bildirimde bulunduğu ve sigortalılık tescilini sağladığı, bu şekilde sanıkların üzerlerine atılı suçları işledikleri iddia edilen olayda;
1- Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanıklara yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun, 5327 sayılı TCK’nın 204/1 maddesinde öngörülen cezasının miktarı ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4 maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının, suçun işlendiği 24/03/2008 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından; sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun"un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanıklar hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK"nın 223/8 maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
2- Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanıklardan ... adına kayıtlı işyerinin gerçek bir işyeri olması, sanıklardan Mehmet"in suça konu işyerinde bir süre çalıştığına yönelik savunmaları ile aynı yöndeki tanık beyanları karşısında, sanık ..."in diğer sanık ..."in işyerinde fiilen çalışmadığına dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, kaldı ki sigorta primlerinin kurum tarafından 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"a göre tahsilinin her zaman mümkün olduğu, kurumun kendisine bildirilen işyerlerini denetleme olanağının mevcut olduğu ve sanıkların kurumun denetim imkanını ortadan kaldıracak hileli bir davranışlarının bulunmadığı anlaşılmakla, dosya kapsamı itibariyle sanıklar hakkında verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin, kararın bozulması talebine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 21/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.