16. Hukuk Dairesi 2014/1869 E. , 2014/9465 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 173 ada 3 parsel sayılı 34.178,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... kadim kaynak suyunun içinde bulunduğu taşınmaz bölümünün kendilerine ait olduğunu öne sürerek taşınmazın bir bölümüne yönelik tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ... Tüzel Kişiliği vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir,
Ancak davacı ..., dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan kaynaktan çıkan suyun kadimden beri halkın ortak kullanımında olduğunu öne sürmüştür. Davalı ise dava konusu edilen kaynaktan çıkan suyun kendi ihtiyacı için kullanıldığını, davacının bu kaynakta hakkı olmadığını kaynağın mülkiyeti kendisine ait taşınmaz içinde kaldığını öne sürerek davanın reddini istemiştir. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davaya konu edilen taşınmaz üzerinde bulunan ve davacı ..."nin hak iddia ettiği kaynaktan çıkan suyun genel su veya özel su niteliğinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 756. maddesine göre; kaynaklar, arazinin bütünleyici parçası olup, bunların mülkiyetinin ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabileceği belirtilmiştir. Kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular yararlanabilir. Mahkemece taşınmaz başında iki defa keşif yapılmış, keşifte görevlendirilen jeolog bilirkişiler benzer içerikli raporlarında özetle “ kaynakların ayrı ayrı kaynaklar söz konusu olmayıp, üst kısımda biriken suların travertenlerin içerisinde bulunan karstik boşlukları izleyerek, tek bir kaynaktan birden fazla çıkış noktasıyla yüzeye çıktığını
çıkan suların 0,5-1.0Lt/sn olmasının yağışlardan oluşan birikinti suları olduğunu göstereceğini ve bu suların mevsimsel olarak debilerinin değiştiğini” rapor etmişlerdir. Özel su, tapulu taşınmazdan çıkan ve sadece o taşınmazın ve malikinin kişisel ihtiyacını karşılamaya yeterli olan sudur. Ancak, yukarıda belirtildiği gibi, tapulu taşınmazdan çıkmış olsa bile çıktığı taşınmaz ve malikinin kişisel ihtiyacından fazla ve taşınmazın dışına taşacak bir fazlalığa sahip su varsa bu su genel su niteliğindedir. Genel sulardan ise kadim ve öncelik hak ihlal edilmemek suretiyle herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir. Bu durumda mahkemece, suların az olduğu dönemde uzman bilirkişiler aracılığıyla (jeoloji mühendisi, ziraat mühendisi ve fen elemanından oluşacak bir heyet ile) yeniden keşif yapılarak, dava konusu suyun debisi ölçülmek suretiyle özel kaynak suyu mu yoksa genel su mu olduğu duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli; genel su olduğu sonucuna varıldığı taktirde herkesin ihtiyacı oranında öncelikli ve kadim hak korunarak yararlanabileceği göz önünde tutularak tarafların suya ihtiyaçları araştırılıp, sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı ... Tüzel Kişiliği vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.