Esas No: 2018/2027
Karar No: 2021/614
Karar Tarihi: 23.02.2021
Danıştay 13. Daire 2018/2027 Esas 2021/614 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/2027
Karar No : 2021/614
DAVACI : ... Mobil İletişim Hizmetleri A.Ş. (Eski unvanı: ... İletişim Hizmetleri A.Ş)
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI : ... Kurumu
VEKİLİ : Av. ...
DAVANIN KONUSU :
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (Kurum)'nun ... tarih ve ... sayılı işlemiyle bildirilen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (Kurul)'nun ... tarih ve ... sayılı kararının iptali ile 05/12/2017 tarih ve 30261 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7061 sayılı Kanun'un 99. maddesi ile 5809 sayılı Kanun'un 60. maddesine eklenen 9. fıkranın Anayasa'ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
7061 sayılı Kanun'un 99. maddesi ile 5809 sayılı Kanun'un 60. maddesine eklenen 9. fıkranın, Anayasa'ya aykırı olduğu, davalı idareye yargılama fonksiyonu verildiği, haksız tahsil edilen tutarların tüketicilere iadesine karar verme yetkisinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gereğince Tüketici Mahkemesi'nde olduğu, abonelere iade edilmesi gereken, başka bir ifadeyle abonelerin mülkiyet hakkına dâhil olan tutarların genel bütçeye gelir kaydedilmesinin tüketicilerin mülkiyet hakkını ihlâl ettiği, tüketicilerin 10 yıllık talep etme hakkının 2 yıl ile sınırlandırıldığı, idareye sınırsız yetki verildiği, davacı şirketin hukukî güvenliğinin ve mülkiyet hakkının ihlâl edildiği, yeni bir malî yükümlülük getirildiği; dava konusu Kurul kararının, dayanak kanun maddesinin Anayasa'ya aykırı olması sebebiyle yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu, geçmişe dönük düzenleme yapılarak kanunların geçmişe yürümezliği ilkesinin ihlâl edildiği, 7061 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin yürürlük tarihinden sonraki Kurul kararlarına uygulanması gerektiği, dava konusu Kurul kararının ... tarih ve ... sayılı Kurul kararıyla çeliştiği, 57 sayılı Kurul kararı 30/06/2018 tarihinde yürürlüğe girecekken, dava konusu Kurul kararının derhal yürürlüğe girecek şekilde tesis edildiği, iade edilemeyen tutarların evrensel hizmet geliri olarak genel bütçeye gelir kaydedilmesinin hukuka aykırı olduğu, bu kapsamda, tüketicilerin mülkiyet hakkının ihlâl edildiği, tüketicilerin 10 yıllık zamanaşımı süresinde ileri sürebileceği talep hakkının 2 yıl ile sınırlandırıldığı, davacı şirketin de mülkiyet hakkının ihlâl edildiği ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI :
7061 sayılı Kanun'un 99. maddesi ile 5809 sayılı Kanun'un 60. maddesine eklenen 9. fıkranın, Anayasa'ya uygun olduğu, yargıama yetkisinin Kurum'a devredilmediği, Kurum'un tüketicileri koruma görevinin bulunduğu, Kurum'un idarî yaptırım uygulamanın yanında gerekli tedbirleri alma yetkisinin de bulunduğu, tüketicileri koruma bağlamında işletmecilere yükümlülükler getirilebileceği, haksız tahsil edilen tutarların iade edilmemesi durumunda işletmecilerin sebepsiz zenginleştiği, kaldı ki haksız tahsil edilen tutarların iade edilmemesine yönelik Kurul kararlarının idarî yargı yerleri tarafından hukuka uygun bulunduğu, tüketicilerin mülkiyet hakkının ihlâl edilmediği, davacı şirketin, iadesi gerçekleştirilemeyen tutarların kendi uhdesinde kalmasını amaçladığı, uygulamada, işletmecilerin abonelere ulaşmak için gerekli çabayı sarf etmediklerinin görüldüğü, evrensel hizmet geliri olarak kaydedilen tutarların gene tüketici yararına kullanıldığı, kanun koyucunun işletmecinin uhdesinde kalan söz konusu tutarların yine tüketici menfaatine kullanılmasını sağladığı, kamu yararının gözetildiği, sebepsiz zenginleşmede öğrenme tarihinden itibaren 2 yıllık talep etme süresinin bulunduğu, 2 yıllık süre belirlenirken Borçlar Kanunu'nda ki bu sürelerin dikkate alındığı, davacının mülkiyet hakkının ihlâl edilmediği, zira haksız tahsil edilen tutarlar üzerinde davacının mülkiyet hakkının bulunmadığı, yeni bir malî yükümlülük getirilmediği, sadece abonelerden haksız olarak tahsil edilen tutarların iadesinin düzenlendiği; dava konusu Kurul kararının, dayanak Kanun maddesi Anayasa'ya uygun olduğundan yetki unsuru yönünden hukuka uygun olduğu, kanunların geriye yürümezliği ilkesinin ihlâl edilmediği, zira Kurul kararının tebliğ tarihi itibarıyla, iadesi gerçekleşmemiş ve iade süreçleri devam eden uygulamalara yönelik bir düzenleme olduğu, 7061 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce ki dönemi kapsamadığı, işletmecilerin sebepsiz zenginleşmesinin önüne geçilmesinin ve haksız tahsil edilen tutarların yine tüketici lehine kullanılmasının amaçlandığı, 57 sayılı Kurul kararı ile çelişmediği, zira, söz konusu Kurul kararlarının amacının farklı olduğu savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI ...'IN DÜŞÜNCESİ : Dava, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun ... tarih ve ... sayılı işlemiyle bildirilen, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı kararının iptali ile 7061 sayılı Kanun'un 99. maddesi ile 5809 sayılı Kanun'un 60. maddesine eklenen 9. fıkranın Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması istemiyle açılmıştır.
Davacı tarafın 5809 sayılı Kanun'un 60. maddesine eklenen 9. fıkra hükmünün Anayasaya aykırı olduğu yolundaki iddiası; yasal düzenlemenin Anayasa'nın 172. maddesinde yer verilen, "Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder." hükmü ile uyumlu olduğu değerlendirilmek suretiyle geçerli görülmemiştir.
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 1. maddesinde, bu Kanun'un amacının; elektronik haberleşme sektöründe düzenleme ve denetleme yoluyla etkin rekabetin tesisi, tüketici haklarının gözetilmesi, ülke genelinde hizmetlerin yaygınlaştırılması, kaynakların etkin ve verimli kullanılması, haberleşme alt yapı, şebeke ve hizmet alanında teknolojik gelişimin ve yeni yatırımların teşvik edilmesi ve bunlara ilişkin usul ve esasların belirlenmesi olduğu belirtilmiş; elektronik haberleşme sektöründe yapılacak düzenlemelerde göz önünde bulundurulacak ilkelerin sayıldığı 4. maddesinin (b) bendinde, tüketici hak ve menfaatlerinin gözetilmesi ilkesine yer verilmiş; Kurum'un görevlerinin sayıldığı 6. maddesinin (c) bendinde, abone, kullanıcı, tüketici ve son kullanıcıların hakları ile kişisel bilgilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunmasına ilişkin gerekli düzenlemeleri ve denetlemeleri yapmak Kurum'un görev ve yetkileri arasında sayılmış; 12. maddesinin (e) bendinde, Kurum'un tüketicilerin korunması amacıyla işletmecilere yükümlülükler getirebileceği kurala bağlanmış; "Tüketicinin ve son kullanıcının korunması" başlıklı 48. maddesi ve "Şeffaflığın sağlanması ve bilgilendirme" başlıklı 49. maddesinde, tüketici ve son kullanıcıların haklarının korunmasına yönelik düzenlemelere yer verilmiştir.
5809 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 9. fıkrasında ise; "İşletmecinin tüketicilerden haksız olarak ücret tahsil ettiğinin tespiti hâlinde, idari yaptırım uygulama hakkı saklı kalmak kaydıyla, işletmeci bu tutarları tüketicilere iade etmekle yükümlüdür. İadeye ilişkin kararın Kurum tarafından işletmeciye tebliğ edildiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde işletmecinin tüketiciye ulaşamaması veya Kurum tarafından haklı görülen herhangi bir nedenle işletmeci tarafından iadelerin gerçekleştirilememesi hâlinde, bu iade bedelleri evrensel hizmet gelirleri olarak genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere Bakanlığın merkez muhasebe birimi hesabına yatırılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir." kuralı yer almıştır.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı kararı ile uygulamada yaşanan bazı sorunlara çözüm getirilmesi amacıyla
... günlü ve ... sayılı Kurul kararı ile onaylanan "Abonelere Yapılacak İadelerde Uygulanacak Usul ve Esaslar"ın kaldırılmasına ve yeni esasların kabulüne karar verilmiş olup, 5809 sayılı Yasa'nın anılan 60. maddesine eklenen 9. fıkra hükmü de dikkate alınarak son hali verilen "Abonelere Yapılacak İadelerde Uygulanacak Usul ve Esaslar"ın 13. maddesinde yürürlük tarihi olarak 30/06/2018 tarihi belirlenmiştir.
Yine ... tarihli dava konusu ... sayılı karar ile de; "Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 1, 4, 6, 12, 48, 49 ve 60. maddeleri, Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği'nin 5 ve 6. maddeleri ve diğer ilgili mevzuata istinaden, Kurum tarafından yapılan çalışmalar sonucunda işletmeciler tarafından abonelerden haksız olarak tahsil edildiği ve ilgili tüketicilere iadesine karar verilmiş tutarların işbu Kurul kararının tebliğ tarihi itibarıyla tüketicilere iadesi gerçekleşmemiş/ tamamlanmamış kısmı için, Kurumun idari yaptırım uygulama ve gerekli tedbirleri alma hakkı saklı kalmak kaydıyla;
1. İlgili iade süreçlerinin Borç ve Alacak Bilgilerinin Sorgulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine uygun olarak tamamlanması,
2. İspatı işletmeciye ait olmak üzere, mevzuatta belirtilen tüm yükümlülüklerin ifa edilmesine rağmen iade tutarlarının işbu Kurul kararının işletmecilere tebliği tarihinden itibaren iki (2) yıl içinde tamamlanamaması hâlinde, kalan iade tutarlarının evrensel hizmet gelirleri olarak genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere iki yıllık sürenin bitimine müteakip en geç otuz gün içerisinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının merkez muhasebe birimi hesabına yatırılması ve işlem sonucundan anılan Bakanlığa ve Kuruma bilgi verilmesi,
3. İşbu Kurul kararında belirtilen sürecin takibini teminen tüm iş ve işlemlerin yapılabilmesi için icraya yetki verilmesi,
4. İşbu Kurul kararının internette yayımlanması," hususlarına karar verilmiştir.
Davacı şirket tarafından, dava konusu ... tarih ve ... sayılı Kurul kararının, iade edilemeyen tutarların evrensel hizmet geliri olarak genel bütçeye gelir olarak kaydedilmesinin hukuka aykırı olduğu, bu kapsamda, tüketicilerin mülkiyet hakkının ihlâl edildiği, tüketicilerin 10 yıllık zamanaşımı süresinde ileri sürebileceği talep hakkının 2 yıl ile sınırlandırıldığı, şirketin de mülkiyet hakkının ihlâl edildiği, yeni bir mali yükümlülük getirildiği ileri sürülmekte ise de, 05/12/2017 tarih ve 30261 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7061 sayılı Kanun'un 99. maddesi ile 5809 sayılı Kanun'un 60. maddesine eklenen 9. fıkrada, işletmecinin tüketicilerden haksız olarak aldığı tespit edilen tutarları iade etmekle yükümlü olduğu belirtildikten sonra, iki yıl içinde iade edilmeyen tutarların evrensel hizmet geliri olarak genel bütçeye gelir kaydedileceğinin açıkça düzenlendiği, iki yıllık süre belirlenirken Borçlar Kanunu'nda ki sebepsiz zenginleşmeye ilişkin zamanaşımı sürelerinin dikkate alındığı, düzenlemenin amacının işletmecilerin haksız olarak elinde bulundurdukları tutarların yine tüketicilerin yararına kullanılmasını sağlamak olduğu, öte yandan, tüketicilerin mülkiyet haklarına dayanarak genel hükümler çerçevesinde talepte bulunabilmelerinin önünde herhangi bir engelin bulunmadığı, davacı şirket söz konusu tutarları haksız olarak elinde bulundurduğundan davacı şirketin mülkiyet hakkını etkileyen bir durumun söz konusu olmadığı anlaşıldığından, dava konusu düzenlemelerde üst hukuk kurallarına aykırılık bulunmamaktadır.
Her ne kadar davacı tarafça Kurul tarafından aynı gün aynı konuda iki ayrı karar alındığı 57 sayılı kararla onaylanan genel usul ve esasların 30/06/2018 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilirken dava konusu edilen ... sayılı kararla derhal uygulamaya geçilmesinin çelişki doğurduğu ve yasa hükmünün geçmişe yürütülmesi amaçlı olduğu ileri sürülmüş ise de, ... sayılı kararla işletmeler hakkında alınan Kurul kararları kapsamında abonelere yapılacak iadelerde uygulanacak yöntem ve bilgilendirme süreçleri yeniden düzenlenerek işletmeci uhdesinde kalan iade tutarlarının Bakanlığa aktarımına ilişkin genel usul ve esaslar belirlenmiş iken, dava konusu ... sayılı kararla; Kurum tarafından yapılan çalışmalar sonucunda işletmeciler tarafından abonelerden haksız olarak tahsil edildiği ve ilgili tüketicilere iadesine önceki Kurul Kararları ile karar verilmiş tutarlarla ilgili olarak 5809 sayılı Yasa'nın 60/9 maddesinin uygulamaya geçirilmesine ilişkin karar alındığı görülmekte olup, yürürlükteki Yasa'nın açık hükmünü ivedilikle uygulamanın idarenin görevi olduğu tartışmasızdır.
Bu nedenle davacının aksi yöndeki itirazları geçerli görülmediği gibi Yasa hükmünün geçmişe yürütüldüğü iddiası da dava konusu kararda "işbu Kurul kararının işletmecilere tebliği tarihinden itibaren iki (2) yıl içinde tamamlanmaması halinde" ibaresine yer verilmek suretiyle dava konusu kararın tebliğ tarihinden itibaren iki yıllık sürenin başlatılması karşısında geçerli görülmemiştir.
Belirtilen değerlendirmeler doğrultusunda dava konusu edilen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun ... tarih ve ... sayılı işlemiyle bildirilen, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı kararında hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 23/02/2021 tarihinde, davacı vekili Av. ...'in ve davalı idare vekili Av. ...'ün geldikleri, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY VE HUKUKÎ SÜREÇ :
05/12/2017 tarih ve 30261 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7061 sayılı Kanun'un 99. maddesi ile 5809 sayılı Kanun'un 60. maddesine eklenen 9. fıkrada, işletmecinin tüketicilerden haksız olarak aldığı tespit edilen tutarları iade etmekle yükümlü oldukları ve iki yıl içinde iade edilmeyen tutarların evrensel hizmet geliri olarak genel bütçeye gelir kaydedileceği belirtildikten sonra, uygulamaya ilişkin usul ve esasların Kurum tarafından belirleneceği kurala bağlanmıştır.
Bu yetkiye dayanılarak hazırlanan, "Abonelere Yapılacak İadelerde Uygulanacak Usul ve Esaslar" ... tarih ve ... sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu kararı ile onaylanmış; Bilgi Teknolojileri İletişim Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı kararı ile de, Kurum tarafından yapılan çalışmalar sonucunda işletmeciler tarafından abonelerden haksız olarak tahsil edilen ve ilgili tüketicilere iadesine karar verilmiş tutarların tüketicilere iadesi gerçekleşmemiş/tamamlanmamış kısımlarına yönelik olarak düzenleme yapılmıştır.
Davacı şirket tarafından, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (Kurum)'nun ... tarih ve ... sayılı işlemiyle bildirilen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (Kurul)'nun ... tarih ve ... sayılı kararının iptali ile 05/12/2017 tarih ve 30261 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7061 sayılı Kanun'un 99. maddesi ile 5809 sayılı Kanun'un 60. maddesine eklenen 9. fıkranın Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması istemiyle bakılan dava açılmıştır.
USÛL YÖNÜNDEN:
Davacı şirketin, 05/12/2017 tarih ve 30261 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7061 sayılı Kanun'un 99. maddesi ile 5809 sayılı Kanun'un 60. maddesine eklenen 9. fıkranın Anayasaya aykırı olduğu yönündeki usûli itirazı geçerli görülmeyerek esasın incelenmesine geçildi.
ESAS YÖNÜNDEN:
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 172. maddesinde, "Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder." kuralına yer verilmiştir.
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 1. maddesinde, bu Kanun'un amacının; elektronik haberleşme sektöründe düzenleme ve denetleme yoluyla etkin rekabetin tesisi, tüketici haklarının gözetilmesi, ülke genelinde hizmetlerin yaygınlaştırılması, kaynakların etkin ve verimli kullanılması, haberleşme alt yapı, şebeke ve hizmet alanında teknolojik gelişimin ve yeni yatırımların teşvik edilmesi ve bunlara ilişkin usul ve esasların belirlenmesi olduğu belirtilmiş; elektronik haberleşme sektöründe yapılacak düzenlemelerde göz önünde bulundurulacak ilkelerin sayıldığı 4. maddesinin (b) bendinde, tüketici hak ve menfaatlerinin gözetilmesi ilkesine yer verilmiş; Kurum'un görevlerinin sayıldığı 6. maddesinin (c) bendinde, abone, kullanıcı, tüketici ve son kullanıcıların hakları ile kişisel bilgilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunmasına ilişkin gerekli düzenlemeleri ve denetlemeleri yapmak Kurum'un görev ve yetkileri arasında sayılmış; 12. maddesinin (e) bendinde, Kurum'un tüketicilerin korunması amacıyla işletmecilere yükümlülükler getirebileceği kurala bağlanmış; "Tüketicinin ve son kullanıcının korunması" başlıklı 48. maddesi ve "Şeffaflığın sağlanması ve bilgilendirme" başlıklı 49. maddesinde, tüketici ve son kullanıcıların haklarının korunmasına yönelik düzenlemelere yer verilmiştir.
05/12/2017 tarih ve 30261 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7061 sayılı Kanun'un 99. maddesi ile 5809 sayılı Kanun'un 60. maddesine eklenen 9. fıkrada ise, "İşletmecinin tüketicilerden haksız olarak ücret tahsil ettiğinin tespiti hâlinde, idarî yaptırım uygulama hakkı saklı kalmak kaydıyla, işletmeci bu tutarları tüketicilere iade etmekle yükümlüdür. İadeye ilişkin kararın Kurum tarafından işletmeciye tebliğ edildiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde işletmecinin tüketiciye ulaşamaması veya Kurum tarafından haklı görülen herhangi bir nedenle işletmeci tarafından iadelerin gerçekleştirilememesi hâlinde, bu iade bedelleri evrensel hizmet gelirleri olarak genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere Bakanlığın merkez muhasebe birimi hesabına yatırılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir." kuralı yer almıştır.
HUKUKÎ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan mevzuatın değerlendirilmesinden, tüketicilerin korunması ve buna ilişkin gerekli tedbirlerin alınmasının Devletin sorumluluğunda olduğu, elektronik haberleşme sektöründe ise bu görevin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na verildiği, bu kapsamda, işletmecinin tüketicilerden haksız olarak ücret tahsil ettiğinin tespiti hâlinde, Kurum'un idarî yaptırım uygulama hakkı saklı kalmak kaydıyla, işletmecilerin bu tutarları tüketicilere iade etmekle yükümlü olduğu, iki yıl içerisinde iadelerin gerçekleştirilememesi hâlinde ise, bu iade bedellerinin evrensel hizmet gelirleri olarak genel bütçeye gelir kaydedileceği anlaşılmaktadır.
Dava konusu Kurul kararında, "Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 1, 4, 6, 12, 48, 49 ve 60. maddeleri, Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği'nin 5 ve 6. maddeleri ve diğer ilgili mevzuata istinaden, Kurum tarafından yapılan çalışmalar sonucunda işletmeciler tarafından abonelerden haksız olarak tahsil edildiği ve ilgili tüketicilere iadesine karar verilmiş tutarların işbu Kurul kararının tebliğ tarihi itibarıyla tüketicilere iadesi gerçekleşmemiş/tamamlanmamış kısmı için, Kurum'un idarî yaptırım uygulama ve gerekli tedbirleri alma hakkı saklı kalmak kaydıyla;
1. İlgili iade süreçlerinin Borç ve Alacak Bilgilerinin Sorgulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine uygun olarak tamamlanması,
2. İspatı işletmeciye ait olmak üzere, mevzuatta belirtilen tüm yükümlülüklerin ifa edilmesine rağmen iade tutarlarının işbu Kurul kararının işletmecilere tebliği tarihinden itibaren iki (2) yıl içinde tamamlanamaması hâlinde, kalan iade tutarlarının evrensel hizmet gelirleri olarak genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere iki yıllık sürenin bitimine müteakip en geç otuz gün içerisinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının merkez muhasebe birimi hesabına yatırılması ve işlem sonucundan anılan Bakanlığa ve Kurum'a bilgi verilmesi,
3. İşbu Kurul kararında belirtilen sürecin takibini teminen tüm iş ve işlemlerin yapılabilmesi için icraya yetki verilmesi,
4. İşbu Kurul kararının internette yayımlanması" hususlarına karar verilmiştir
Davacı şirket tarafından, dava konusu Kurul kararıyla tüketicilerin mülkiyet hakkının ihlâl edildiği, tüketicilerin on yıllık zamanaşımı süresinde ileri sürebileceği talep hakkının iki yıl ile sınırlandırıldığı, kendilerinin de mülkiyet hakkının ihlâl edildiği ve yeni bir malî yükümlülük getirildiği ileri sürülmekte ise de, 05/12/2017 tarih ve 30261 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7061 sayılı Kanun'un 99. maddesi ile 5809 sayılı Kanun'un 60. maddesine eklenen 9. fıkrada, işletmecinin tüketicilerden haksız olarak aldığı tespit edilen tutarları iade etmekle yükümlü olduğu belirtildikten sonra, iki yıl içinde iade edilmeyen tutarların evrensel hizmet geliri olarak genel bütçeye gelir kaydedileceğinin açıkça düzenlendiği, iki yıllık süre belirlenirken Borçlar Kanunu'nda ki sebepsiz zenginleşmeye ilişkin zamanaşımı sürelerinin dikkate alındığı, dava konusu düzenlemenin amacının, işletmecilerin haksız olarak elinde bulundurdukları tutarların yine tüketicilerin yararına kullanılmasını sağlamak olduğu, öte yandan, tüketicilerin mülkiyet haklarına dayanarak genel hükümler çerçevesinde talepte bulunabilmelerinin önünde herhangi bir engelin bulunmadığı, davacı şirket söz konusu tutarları haksız olarak elinde bulundurduğundan davacı şirketin mülkiyet hakkını etkileyen herhangi bir durumun da söz konusu olmadığı anlaşıldığından, dava konusu düzenlemede üst hukuk kurallarına aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, geçmişe dönük düzenleme yapıldığı ve kanunların geçmişe yürümezliği ilkesinin ihlâl edildiği ileri sürülmekte ise de, dava konusu Kurul kararıyla yapılan düzenlemenin, Kurum tarafından yapılan çalışmalar sonucunda işletmeciler tarafından abonelerden haksız olarak tahsil edildiğine ve ilgili tüketicilere iadesine karar verilen tutarların tüketicilere iadesi gerçekleşmemiş/tamamlanmamış kısımlarına yönelik olduğu, başka bir anlatımla, devam eden iade süreçlerine ilişkin olduğu anlaşıldığından dava konusu düzenlemede bu yönüyle de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davacı şirketin diğer iddiaları ise, dava konusu düzenlemeleri kusurlandırıcı mahiyette görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ... -TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ... -TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine;
3. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine;
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 23/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.